Maçın 45. dakikasında Hakan Şükür'ün nefis bir şekilde indirdiği topu eğer Necati filelere gönderebilseydi, neler olurdu? G.Saraylı futbolcular yeniden motive olabilirlerdi, seyirci coşabilirdi, dahası G.Saray maçı kazanabilirdi. G.Saray maçı kazansaydı neler olurdu? Kulüpte bugün yaşananlar olmazdı... Oysa o maç 10 defa oynansa, bana göre Trabzon o gün G.Saray'ı her seferinde yenerdi... Hatırlayın bakalım, birinci golde Szymkowiak topla buluştuğunda bomboştu. Bu bir... Szymkowiak topa vurduğunda G.Saray ceza alanının içinde yerleşememişti. Bu iki... Üçüncüsü de Polonyalı gerçek bir futbolcu. Hadi dördüncüsünü de yazalım. Adam topa mükemmel vuruyor. Gelelim ikinci gole... Gökdeniz topla buluştuğunda aynı ilk golde olduğu gibi G.Saray savunması yine yerini alamamıştı. Bu bir... Gökdeniz çok hareketli ve çabuk bir futbolcu, G.Saray savunması o sırada onu kaybetmişti. Bu iki... Dağınık G.Saray savunması arasında yapılması gerekeni yapma kararını verdi. Bu da üç... G.Saray'da ise girilen en net pozisyonu Necati kullanamıyordu. Ayrıca futbol zekâsı ile sonucu belirleyecek kaç pozisyon oluşturdu G.Saray? Eğer olsaydı kim vurabilecekti o toplara? Bunların yanı sıra sakattı falan ama ne olmuştu Ribery'ye? Bütün bunları alt alta koyunca bir kere daha tekrarlıyorum, bu maç 10 defa oynansa hepsinde Trabzonspor kazanırdı. Yazının başında dedik ya, Necati o golü atsaydı neler olurdu diye? Hiçbir şey olmazdı, Trabzon peşinden başka golleri sıralardı. Yüzüncü yılda umutlanan, parlak zaferlere alışmış G.Saray şimdi bunu hazmedemiyor. Geçen yıl Hagi'yi alkışlayanlar, bu sene yeniden Fatih Terim'e alkış tutuyor... Panik başlamış bir kere, çözümler ve çareler en kolayından isim değişikliklerinde aranıp duruyor. Bunlar yanlış yaklaşımlar. UEFA'yı kazanmış G.Saray'da o günler ile günümüz arasında ne fark var, ona bakın. O sıralarda borç bu kadar yüksek değil, yönetimle teknik heyet arasında uyum var, iyi transferler yapılmış. Zaten başarı bu üçgenlerde oluşmuyor mu? O zaman bu vardı. Şimdi ise yok. Hepsi bu. Sloganla, isim değişiklikleri ile başarı gelmez. Bunun nasıl oluştuğunu en iyi bilen bir kulübün taraftarları daha sakin, daha yapıcı olmalı. Biz onlardan çok şey öğrendik, onlar bildiklerini unutmasın... Şu televizyon dizileri G.Saray - Trabzonspor maçı. Erdinç yerde, sonrasını rivayetlere dayanarak anlatalım. Sabri, Erdinç'e küfür ediyor, o da dayanamıyor, rakibine 'şerefsiz' diyor. Ardından kırmızı kart. Buraya kadar anlatılanlar. Olayın sonrasında Şenol Güneş futbolcusunu savunuyor. "Her şeye rağmen böyle konuşmamalıydı, sinirlerine hâkim olmadı, rakibine bu şekilde söylememeliydi." Fakat bundan sonrası ilginç. Şenol Hoca diyor ki, "Televizyon dizilerinde herkes şerefsiz sözcüğünü kullanıyor. Hatta öğretmen olanlar bile. Onlara bir şey olmuyor da, neden Erdinç'e ceza?" Gördünüz mü? Televizyon dizileri Şenol Hoca'yı bile yoldan çıkarmış... Artık gerisini siz hesap edin. Sayın Güneş bile insan onuruna yönelik hakaretleri hoş görebiliyor... Bana göre siz siz olun, televizyon dizilerini bu konuda pek ciddiye almayın... Hanedan minibüse bindi İngiltere Veliahdı Prens Charles, bin bir söylemli olaylardan sonra gençlik aşkı Camilla ile nihayet evlendi. İngiltere muhafazakâr bir ülke. Bu özelliği ada devleti olmasından kaynaklanıyor. Hesapça ana kara ile ilgisini deniz kesiyor. Bu en azından yüzyıl öncesine kadar böyle. Durum bu olunca, Kraliçe'nin Prens'e evlilik izini vermesi, resmi nikah törenine katılmaması gibi kararları bizlere biraz değişik geliyor. Neyse bu onların yaşantıları. Benim söylemek istediğim farklı. Kilisede nikah töreni sonlandı Saltanat üyeleri teker teker dışarı çıkıyor, yeni evliler birikip bekleşen yurttaşların tebriklerini alıyor. O sırada Kraliçe ve eşi otomobillerine binip gidiyor. Ardından saltanat üyeleri beklerken iki minibüs gelip prensleri, prensesleri toplayıp götürüyor. Vay anasını, koca hanedan üyelerine iki minibüs... Buyurun gidin... Birden aklıma Dolmabahçe Sarayı geldi.. Böyle bir tören olsa acaba ne olur diye?.. Anlatmama gerek yok, sizler de biliyorsunuz. Ama benim bildiğim bir şey var, oradan kimse minibüse binmez...