(Ras) Putin tehlikesi

A -
A +

RASPUTİN Rusya'da 1914-1916 yıllarında Çar ve eşini etkisi altına alan yarı cahil ve yarı meczup bir keşişti. Çar üzerindeki telkinlerinden rahatsız olan vatansever subaylar tarafından tuzağa düşürülüp öldürülmüştü. Bu meczup, tehlikeli ve kurnaz keşiş Rasputin'in bugünkü Rusya Federasyonu'nun Başkanı Vladimir Putin'le, biraz isim benzerliğinden başka, ilişkisi yok; eski KGB'ci Putin'in Rusları ve de dünya kamuoyunu tehlikeli bir şekilde etkilemesi ve sonunda tehlikeli neticeler verebilecek sanal bir güvenlik telkin etmesinden başka... 'Umut'tan tehlike çanlarına Sovyet "Kötülükler İmparatorluğu" çöktükten ve işbaşına önce Gorbaçov'un, sonra da Yeltsin'in gelmesi üzerine, dünya rahat bir nefes aldı, mali yardımlarla desteklenecek olan bu kocaman ülkenin demokratikleşeceği, demokrasiye kazandırılacağı umudu hakim oldu. Gerçekten de demokratik kurumların gelişmesi, medya alanında özgürlüklerin kabul edilmesi ve özellikle Yeltsin döneminde bu başkanın garip ve tutarsız hareketlerine, Çeçenistan macerasına rağmen, Rusya Balkanlarda ve Irak Körfez Savaşındaki istisnalara karşılık dış ilişkilerinde -genelde- Batı ile işbirliği yapar göründü. Gerçi Rusların "yakın çevre" dedikleri, Orta Asya'da ve Kafkasya'da emperyal emellerinden asla vazgeçmediğini, dikkatli gözlemciler farkediyorlardı ama, mali-ekonomik problemleri, Rus ordusunun elindeki nükleer ve klasik silah imkan ve -muazzam- stoklarına rağmen, gücünü ve maneviyatını kaybetmiş olması, Çeçenlere karşı savaşta netice alamaması, Batı'da, yeni bir Rus tehdidine karşı aymazlığa yol açmıştı. Fakat, Rusya, aslında Birinci Dünya Harbinden sonra, savaştan yenik ve perişan çıkmış olan Almanya'daki Weimar Cumhuriyeti'ne benzer tehlikelere ve aşırılıklara gebe bir dönemden geçiyor ve için için kaynıyordu. Mafya, yolsuzluklar, kolay servet sahibi olanlara karşılık orta sınıfın yaşam güçlükleri, ahlak çöküntüsü. Almanya'da Hitler'i ve Nasyonal Sosyalizmi, halk indinde, nasıl "kurtarıcı" yapmışsa, Rus halkı da, eski İmparatorluğu geri getirecek ülkeye zaptu rapt verecek bir kurtarıcının özlemini çekiyorlardı. Kurtarıcı Putin Şimdi bu "kurtarıcı", bu "güçlü lider" Vladimir Putin olabilir. Putin, bir taraftan Rusya içinde ve bölgelerinde, gücünü konsolide ederken, ülkeyi ve kurumalarını disiplin altına alırken, demokraside de rötuşlar yapmaya ve mesela başıboşlukta alıp yürümüş olan basına, medyaya sınırlar koymaya ve asıl önemlisi, Rus milliyetçiliği ve emparyalizminin "dişlerini" göstermeye başlıyor. Bu köşemdeki son yazılarımda biz iç sorunlarımıza dalmışken, hemen yanıbaşımızda, gelişmekte olan yeni Rus-Putin tehlikesine dikkatleri çekmeye çalışmıştım. Bu tehlikenin yeni ve son göstergesi, bizi de yakından ilgilendirmesi gereken, Putin'in Tahran'da yaptığı anlaşma ile, İran'a "şimdilik" konvansiyonel silahlar, uçaklar, tanklar satmak kararıdır... Bu kararın sadece İran'la ve konvansiyonel silahlarla sınırlı kalmayacağı, Rusya'nın mali güçlüklere karşı ve gelir sağlamak bahanesiyle, Irak'a, Kuzey Kore'ye vb. balistik füzeler, hatta nükleer silahlar ve teknolojiler transfer etmesi çok muhtemel ve yakındır... Hem de aynı o zamanda bu silahların kontrolü konusunda Amerika ve Batı ile işbirliği yapmaya hazır olduğunu ileri sürerken! Amerika'nın, Bush yönetiminin bu oyuna gelmeyeceği ve Putin'i önlemeye çalışacağı muhakkak. ABD'deki yeni Bush yönetimi, "Milli Güvenlik Kadrosu", Dick Cheney, Colin Powell, Donald Rumselfeld. Condolezza Rice, Rusya konusunda eski Clinton takımından daha gerçekçiler ama işleri güç. Bir taraftan Putin'in yeni hamlelerine karşı gereken sertliği göstermek ve tedbirler alınmak zorundalar, ama Rusya'nın demokratikleşmesine ve dünya ekonomisine katılmasına engel olmak -engel olur görünmek- de istemiyorlar. Yeni Rus-Putin tehlikesi "Rusya'nın yakın çevresine, eski Orta Asya ve Kafkasya ülkelerine, eski Doğu Avrupa'daki eski Demirperde ülkelerine yakın "ilgisi" ve özel tavizler istemesi, hatta açıkça "nüfuz bölgesini" ihya etmekten söz etmesi ve de Küba ve Vietnam gibi eski Sovyet "müşteri devletleri" ile de ilişkilerini yeniden kurmak çabaları ile de kendini gösteriyor. Putin Rusya'sının dış emel ve tehditlerinden en fazla endişelenenler, Rusya'yı en iyi tanıyan ve Sovyetler döneminde ayı sarmasından en fazla zarar gören eski peykler ve Orta Asya, Kafkasya toplulukları. Onlar, Doğu Avrupa ülkeleri, Ukrayna, Romanya, Macaristan, Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovenya ve Slovakya, Moldavya, Gürcistan ve Azerbaycan; Putin'in "nüfuz bölgemiz" tabirinin ne demek olduğunu ve nerelere kadar gidebileceğini, kendi acı tecrübelerinden çok iyi biliyorlar. Ve bunun içinde Doğu Avrupalılar NATO şemsiyesi altına girmek istiyorlar. Deli Petro benzetmesi Bir eski Macar diplomatı İstvan Gyarmati, Putin'i Çar (Deli) Petro'ya benzetmiş: "Batıya teknik yardım ve sermaye almak için açılan fakat merkezi Rus hükümetini güçlenerek otoriter bir devlet kurarak, saldırgan bir dış politika sürdürecek" diyor. Putin herhalde eski Doğu Avrupa ülkelerinin NATO'ya kabul edilmelerine karşı Yeltsin dönemindekinden daha fazla mücadele verecek... Rusya'nın yeni dinamik dış politikasını sürdürmesi için, elinde güçlü silahlar var. Eski peyklerinde veya topraklarında komünist partileri kullanmak potansiyeli ve doğalgaz ve petrol boru hatlarını kontrol edebilmesi ve yeni projeleri engellemek, petrolün, özellikle Hazar havzası petrollerinin ve doğalgazının kendi boru hatlarından ve limanlarından taşınmasında ısrar etmek imkanları... Herhalde Putin, dünya -ve bizim için- çok tehlikeli olmaya namzet.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.