Amerika'da bir süredir okullarda terör hüküm sürmekte. 1999 Nisanında Colorado eyaletinde bir-iki silahlı öğrenci Columbine Ortaokulunu basarak 12 öğrenci ile bir öğretmeni öldürmüşler ve o zamandan sonra da bazı ortaokullarda, öğrenciler tarafından yapılan silahlı baskınlarda ölümler olmuştu. Son olarak, bu ay başında Andy Williams adlı 15 yaşında bir öğrenci Kaliforniya eyaletinde, Santee eyaletindeki ortaokulu basarak babasının tabancası ile iki arkadaşını öldürdü, 13 kişiyi yaraladı. Aynı günlerde gene Kaliforniya'da başka bir ortaokulda 15 yaşındaki bir kız öğrenci arkadaşını omuzundan vurdu. Başka bir eyalette bu sefer aşırı sağcı, ırkçı bir öğrenci grubunun planladığı katliam, önceden haber alındığı için önlenebildi. Herkes korku ile "başka nerede olacak?" diye endişede... Medya, toplumbilimciler, psikologlar, hukukçular; bu okul terörünün sebeblerini araştırıyorlar. Son olayda cılız bir oğlan olan ve parçalanmış bir ailenin çocuğu Andy Williams'ın, her okulda rastlanan kabadayı tiplerin kendisi ile alay etmelerine karşı bu hareketi yaptığı, arkadaşını vuran kızın da aynı şekilde, çirkinliği ile alay eden arkadaşına silahla mukabele ettiği söyleniyor. Şimdi, bu okul terörü çeşitli sebeplere atfediliyor: Amerikan eğitimi Okullardaki disiplinsizliğe, kabadayı öğrencilerin güçsüz öğrencileri rahatsız etmelerine, güvenlik sistemlerinin ve korumaların yetersizliğine, bütün Amerika'da silahların kolaylıkla elde edilebilmesine, parçalanmış ailelere mensup çocukların ruhi bunalımlarına ve de o yaşlardaki gençlerde zihni kontrol mekanizmalarının yeterli derecede işlememesine. Bu faktörlerin hepsi, belki de bir dereceye kadar varit. Şurası muhakkak ki Amerikan eğitim sistemi ve özellikle ortaokullar bir süredir, disiplin ve eğitim bakımından ideal olmaktan çok uzak. Bu okullardan çıkanların bu kadar az bilgi ile nasıl diploma alabildikleri ve neticede nasıl Amerika'da teknoloji alanında muvaffak olabildikleri de bence bir muamma! Amerika'daki, ortaokulların durumu ve bu okullardaki asi gençlik konusunda "Kara Tahta Cengeli" gibi filmler de yapılmıştı. Gene bir süredir okullara silah ve uyuşturucu sokulduğu da biliniyordu. Ama '60'lı yıllarda kendi kızım Amerika'da ortaokulda okurken, belki bu bozukluklar başlamıştı, o zamanlarda diğer öğrencileri rahatsız eden kabadayı tipler vardı, ama cinayet ve şiddet yoktu. Sonra ne oldu da bu günlere gelindi? Asıl kaynak, asıl sebepler... Şimdiki cinayet ve terör olaylarını irdeleyenler, konunun etrafında dolaşıyorlar ama asıl sebebine ve kaynağına inmekten çekiniyorlar. Acı gerçek şu ki, bu terörün asıl faktörleri, büyük ölçüde, bugün dünyanın en güçlü devleti, süpergücü Amerika Birleşik Devletleri'nin "inkıraz ve yıkılışının" da tohumlarıdır. Tarihte büyük devletler ve imparatorluklar zirveye çıktıktan sonra kendi hataları ile kendi çöküşlerinin sebeplerini kendileri hazırlamışlar ve sonunda da çökmüşlerdir. Bu tohumların başlıcaları da ahlaki dejenerasyon olmuştur. ABD hür dünya için zorunlu bir ülke. Uzun vadede de olsa inkırazın bırakacağı boşluğu hangi muzır ülkenin dolduracağı malum değil. Onun için de bugunkü düşüş ve çöküş tohumlarının, bizi de ciddi olarak düşündürmesi gerekiyor. Kaldı ki aynı tohumlar, "komşuda pişiyor" ve bizi de kaçınılmaz olarak etkileyecek hatta şimdiden etkiliyor. Bugün Amerika'da okullardaki terörü, özellikle medyada, gazete ve TV irdeleyenlerin çoğu bunun asıl mümbit zeminini burunlarının dibinde kendi faaliyet alanlarında olduğu halde, görmüyorlar, görmek istemiyorlar ve ancak marjinal sebepleri üzerinde duruyorlar. Oysa medyada, Televizyonlarda ve sinema filmlerinde, kepazelik ve sapıklıkların dışında inanılmaz vahşet sergileniyor. Müzikte bile RAP parçaları ve EMINEM gibi (hem de bu yıl birkaç ödül alan) sözde "sanatçılar", artan dozlarda inanılmaz sapıklık ve ahlaksızlıklardan başka kan ve şiddet telkin ediyorlar. Genç dimağların bunlardan etkilenmemeleri mümkün mü? Dejenere olmanın dışında, çocukların bile bunlardan örnek almamaları mümkün mü? Ayrıca televizyonlarda da bu olaylarla ilgili haberlerin veriliş tarzında da adeta, medyatik olmayı, teşvik edici sorumsuzluklar var. Yanlış eğilimler Sonra, bu olayların faillerini adeta mazur gösterme, fazla ceza verilmesine karşı çıkma eğilimleri de, caydırıcılığı önlüyor. Geçen yıl Florida'da 12 yaşındaki iri bir zenci çocuk, kendisine bakması için emanet edilen 8 yaşındaki cılız kızı yerden yere vurarak öldürmüştü. Savunmasında TV'de gösterilen inanılmaz derecede şiddetli, vahşi Amerikan güreşi Sahnelerini taklit ettiğini ileri sürdü. Katil çocuk Florida kanunlarına göre çocuk suçlu olarak değil erişkin olarak yargılandı ve neticede Yargıç, onun inanılmaz derecede vahşi davrandığını (kızcağızın beyin ve vücudunda zarar görmemiş yer, organ kalmamıştı) kanunlardaki en ağır cezayı, hiç salıverilmemek kaydıyla ömür boyu hapis cezasını verdi. Şimdi yargıca ateş püskürüyorlar. 8 yaşındaki maktul kızı ve ailesini hatırlayan yok. Dedim ya Amerika paradokslar ülkesi!