Afganistan; zor ama zoraki!

A -
A +

Türkiye, Afganistan'daki ISAF (Uluslararası Güvenlik ve Yardım Gücü) Komutanlığını İngiltere'den devralmayı, uzun tereddüt ve müzakerelerden sonra kabul etti. Halen orada görev yapan 200 kişilik birlik, tam teşkilatlı olarak 1000 küsur kişiye çıkarılacak. Birliğin Komutanlığına Tümgeneral Akın Zorlu, yardımcılığına da Tuğgeneral Emin Alpman tayin edildi. Görevleri, Tümgeneralimizin ismi ile müsemma çok "zor" ama Komutanlarımızın yüzümüzü ağartacaklarından şüphe yok; ikisinin de TSK'nın en yüksek geleneklerini temsil etmelerinden başka, bu gibi uluslararası görevlerde tecrübelerı var. Zor(aki) görev ISAF'a Türkiye'nin komutanlığı ve katkısı konusuna ve tartışmalara MİLLİYET gazetesindeki yazısında Sami Kohen - tam parmağı basmıştı: "Zor(aki) Görev"! Bence de, bu görev gerçekten çok "zor" ama bazılarının dedikleri gibi "zoraki" addedilmemelidir. Bu konuda sığ -vizyonsuz- düşünenler, demagoji yapanlar oldu: "Bizim bu zor "Güçte" ne işimiz var, hatta Afganistan'da ne işimiz var?" dediler ve "Askerlerimiz ölecek" diye duygu sömürüsü yaptılar.. Gerçekten şu sırada içi türlü "zehirli" belalarla dolu olan bataklıkta Türk evlatlarının ölmesini kim, gönül rahatlığıyla, isteyebilir, savunabilir. Ben de, doğrusu, rahat masamın başından bu konuda, çocuklarımızın hayatı ile ilgili hüküm verebilmek için vicdanımla mücadele ediyorum... Afganistan'daki bataklığın boyutları, görevin zorluğu her gün daha fazla ortaya çıkıyor. Askeri harekât sona ermemiştir ve başka bölgelerde de Taliban ve El Kaide artıklarının direnişi ile daha da devam edeceğe benzer.. Komutanlarımız, subaylarımız askerlerimiz, devamlı ateş altında kalacaklar ve çok muhtemel olarak kayıplar da vereceğiz. Bu askeri durumun ve, direnişlerin mümbit zemini -ülkede başıboş bazı ağa ve şeyhlerin kendi aralarındaki nüfuz mücadeleleri ile sürdürdükleri genel asayişsizlik. Bunlar ve muhtelif etnik gruplar, Peştunlar, Tacikler, Hazaralar ve Özbekler arasındaki zıtlaşmalar, entrikalar, Karzai'nin muvakkat yönetimini tehdit ediyor. ISAF istenilen güce, bir hesaba göre 25-30.000 kişiye çıkarılırsa sadece Kabil'de değil başka kritik bölgelerde de görev yapmak durumunda olacak... Zorlu göreve "Zorlu" Paşa ISAF Komutanının, Zorlu ve Alpman Paşaların işi gerçekten çok zor, sorumlulukları büyük olacak. Bir Türk generalinin eğitim ve kişiliği ile bu görevin hakkından geleceği muhakkak, ama Türk olması bir bakımdan yararlı olmasına, Afganlılar tarafından İngiliz Komutanlardan daha fazla benimseneceklerinin de muhakkak olmasına rağmen, netameli tarafları da var. Mesela Özbeklere olan yakınlığımız dolayısıyla ve adımız büyük olduğu için, hemen şüphe ve tenkitlerı çekebilecek. Bütün dünyanın gözleri üzerimizde olacak. Başımızda bu kadar başka bela varken "aldınız mı başınıza yeni bir belayı?" denebilecek bir durum... Komutanlarımız hem askeri yetenek ve disiplinleri ile hem de diplomatık ve halkla ilişkiler becerileri ile temayüz etmek zorundalar. Bir tavsiyem, Birliğe yabancı gazetecilere yetkili olarak muhatap olacak tecrübeli ve iyi lisan bilir bir Halkla İlişkiler subayının katılması. Ben, naçizane, Kore Birliğimizde bu görevi yapmıştım. Gene başa dönüyorum: Afganistan'daki görevin çok "zor" olduğu muhakkak! Ama "zoraki" mi telakki edilmeli? Türkiye bu zor olduğu kadar da prestijimiz bakımından şerefli ve hem de Orta Asya'daki konumumuz açısından zorunlu olan bu görevi, oradaki BÜYÜK OYUN'un, büyük devletler arasındaki nüfuz ve çıkar çatışmalarının yeni safhası açılırken, red edebilir, kaytarabilir mi idik? Özellikle büyük devlet, büyük oyuncu olmanın riskleri ve bedeli var!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.