Anıtkabir'e "Büyük Anıt"... Anlayabilenlere de, Tolon Paşa..

A -
A +

ANITKABİR'de Ata'nın mozolesinin altındaki 3000 metre karelik bir alana, muhteşem bir Atatürk Kurtuluş Savaşı Müzesi kurulmuş. Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın inisiyatifi ile- Genelkurmay'ın, Milli Savunma Bakanlığının ve Kültür Bakanlığının, Türk sanatkârlarının, Türk işçilerinin, ortak çalışmanları -ve Türk tarihini abideleştirmek konusunda Çanakkale'deki şehitlikler gibi büyük eserleri olan, Kültür Bakanlığı eski Güzel Sanatlar Müdürü Mehmet Özel'in,- Milli Mücadelemizi kitap ve senaryoları ile belgeleştiren sevgili dostum Turgut Özakman'ın ve diğerlerinin katkılarıyla- gerçekten "Büyük bir Anıt" meydana getirilmiş... Hem de sadece 9 ayda... Ancak büyük bir inanç ve sevgi ile ve ancak askerlerin disiplini ile bu kadar kısa zamanda ve bu kadar muhteşem bir eser meydana getirilebilirdi!. Şimdi, hele şu bağlamda, bütün Türkiye'nin ve özellikle çocuk ve gençlerin, bu müzeyi gezmelerini çok isterim... Hele, hele, özellikle "Türke Türkü övmemizden" şikayetçi olan, her fırsatta Türke tarihimizi ve ordumuzu, kendi deyimleriyle "militerleri" diye kötüleyen İkinci Cumhuriyetçileri, burunlarından halkayla çekerek, bu müzede gezdirmek isterdim! Tolon Paşa'nın şikayeti Ege Ordusu Komutanı Orgeneral Hurşit Tolon, Sezen Aksu'nun 30 Ağustos günü, Efes Antik tiyatrosunda, Kürtçe, Rumca, Ermenice şarkılar söylediği, "TC Kültür Bakanlığı'nın himayesideki, konserine, haklı olarak, "Böyle bir konser için 30 Ağustos'u mu seçtiniz?" diye, tepki göstermiş.. Tabii, Paşa'nın muhatabı, tepkisindeki inceliği anlayamayacak bir kafa yapısına sahip Sezen Aksu olamaz; muhatabın bu konseri- ya basiretsizlik ya da duyarsızlıkla, 30 Ağustos'a denk düşüren TC'nin Kültür Bakanlığı mensupları olmak gerekir. Ve dikkat ediniz Paşa, konserin içeriğine ve şekline karşı çıkmıyor, 30 Ağustos günü yapılmasını kınıyor. Bazı yazarlar öylesine sığ düşüncelidirler ki, bu "çok kültürlülük" medya şovunu 30 Ağustosta yapılmasını barış gösterisi olarak alkışlıyorlar. Acaba Yunanlılar kendi milli günlerinde benzer bir şov yapıp, Türk ezgilerini, şarkılarını söylerler mi? Mozaik efsanesi "Çok Kültürlülüğe" gelince, "hep bu topraktan" çıkan önceki kültürlerin çağdaş Türkiye'nin ortak kültüründe mecz olmaları, ülkemizin, Anadolu'nun gerçeğidir. Mesela Dansın Sultanları, Anadolu Ateşi ve daha evvelki bazı gösterilerde bu gerçeğin vurgulanmasına - hatta Sezen Aksu'nun "çok sesli" konserine de, başka bir tarihte yapılsa idi, diyeceğimiz olamaz.. Fakat bunu abartmak, Türkiye'nin, parçalarının kolay atılabileceği etnik bir mozaik olduğunu iddia etmek, ülkemizin birliğini sağlamış büyük bir zaferin yıldönümünde, ana dilde eğitim ve yayınla, etnik bölünme çabalarının azıya aldığı bir sırada, meydan okurcasına şov haline getirmek manidardır, en azından duyarsızlıktır, etnik Pandora Kutusunun kapağını, merasimle açmak demektir. Rahmetli Türkeş "Ne mozayiği ulan!" diye patlamış ve Türkiye'nin etnik kökenlerin uyumlu olarak kaynaştığı güzel bir tablo olduğunu söylemişti. Gaflet veya ihanet AB Komiseri Verheugen, uyum, yani teslimiyet yasalarını yeter görmezken "Azınlık Haklarının da tanınması gerekeceğini" söylemiş; yani, adım adım, konserler ve şovlar eşliğinde Sevr'e doğru! Türkiye'yi Sevr'de parçalayamayanlar, bunu şimdi AB ile yapmak istiyorlar. Eğer sivil siyasetçiler, liboş aydınlar bu tehlikeyi göremiyor, anlıyamıyorlarsa, askerler her konuda olduğu gibi bu hayati konuda da duyarlıdırlar.. Paşanın tepkisine hak verenlerle, Sezen Aksu'yu ve TC Kültür Bakanlığını alkışlayanların ayırımı, aslında bugün ülkemizdeki hassasiyetlerin nasıl kesin olarak ayrıldığını gösteriyor. Bir tarafta etnik parçalanmaya karşı duyarlı olanlar, diğer tarafta da, ya fantezi-gaflet eseri, ya basiretsizlik ya da ihanetle parçalanmayı hoş görenler ve bölücülüğe bilerek hizmet edenler var. Ve Sezen Aksu Türk tarihini, Atatürk'ü, ilkelerini, herhalde, hiç bilmeyen Sezen Aksu da Tolon Paşa'ya "Atatürk olsaydı, böyle olmasını isterdi" diye cevap vermeye kalkışmış. Bir Türk Komutanına cevap vermek onun haddi değildir. -zaten Paşa'nın muhatabı da o değildi- Ama bu iddiasına ben cevap vereyim: "Hayır Sezen hanım, siz Atatürk'ü tanımamışsınız; O, Türkiye'nin bir azınlıklar manzumesi ve bir etnik mozayiğin anti tezi, homojen bir Türk milleti idealinin vecizesi, "Ne Mutlu Türküm Diyene" konseptinin oluşturucusu idi. Ve "böyle olmasını" kesinlikle istemezdi. Buna yeltenenleri "Haydi oradan Maskaralar!" diye kovduğunu işitir gibiyim!"

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.