Avrupa çalar bölücüler oynar! -2-

A -
A +

Başbakan Yardımcısı, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, bir hikmet savurmuştu; "Avrupa Birliğinin Yolu Diyarbakır'dan geçer" diye ve ilave de etmişti; "Vatandaşların bireysel haklarını tanımayan ve onların özgürlük alanlarını sınırlı tutan devletin bütünlüğü tehlikeye girer!" Şimdi Öcalan'ın direktifleri ile kılık değiştiren, araziye uymaya çalışan PKK da aynı şeyleri söylüyor: "Türkiye'nin temel çıkmazı Kürt meselesine gelip dayanıyor" diyor ve "bireysel hakların" başında saydığı Kürtçe ana dil konusunu diretmeye çalışıyor. Zaten Yılmaz da, daha önce bu isteğe "yumuşak" bakılmasını önermiştı. Avrupa Birliğinin de, Kürt konusunda aynı paralelde olduğu çoktan belli.. Aslında Türkiye Cumhuriyetinin ve Türklüğün geleceği Avrupalıların umurunda bile değil; onların baş tasaları "Kürtler"... Geçen yazımda belirttiğim gibi bu konuda Avrupalılar çaldıkça Kürt Bölücüler sevinçlerinden göbek atıyorlar. Zaten AB'nin Türkiye'nin milli çıkarları ile ilgili konularda, mesela Kıbrıs konusunda hep karşımızda olduğundan da kuşku yok! Karen Fogg'un kokuları Doğu Perinçek tasvib ettiğim bir kişi değil, ama itiraf etmeliyim ki bazı konularda haklı ve bir yerde, hizmet yapıyor. AYDINLIK gazetesinin AB Ankara Temsilcisi Bayan Karen Fogg'un İnternet yazışmalarını ele geçirip yayınlamakla büyük bir hizmet yapmıştır.. Şimdi "diplomatların dokunulmazlıkları vardır, şifreli kriptolarla bulundukları ülkelerdeki istihbaratlarını, önerilerini faaliyetlerini merkezlerine bildirmeleri, o ülkelerde lobi faaliyeti yapmaları olağandır. Ama bu yazışmaları ele geçirip açıklamak, elektronik postalara girip okumak ayıptır, suçtur" deniyor. Bunlar bana Nasreddin Hocanın öyküsünü hatırlatıyor: Bu gürültüler iyi de işin esas kokusunu nasıl gizleyeceksiniz? Fogg hanımın yazılarındaki tertipleri ve AB'nin ve temsilcisinin Türkiye'nin milli çıkarlarına bakışını ve bunlara karşı oluşturduğu anlaşılan gaflet ve ihanet "network"unu görmezlikten mi geleceksiniz? Fogg Hanım'ın yazışmalarından anlaşılan bir şey daha var: Türkiye AB aleyhinde kamuoyu oluşturan "network"u mensuplarına kendisi tarafından nasıl bilgi ve taktik verildiği. Bunlar da ortaya çıktığı için bu kişiler elektronik postaya açıklayanların şiddetle cezalandırılmasını istiyorlar. Yazışmalardan, Fogg hanım'ın ve tabii AB'nin, ülkemize ve sorunlarımıza bakış açısı anlaşılıyor. Daha önce de İsveç Büyükelçisinin İstanbul'da dağıttığı kitapta -Avrupalıların, tıpkı daha önce Graham Fuller'in ve Henry Barkey'in yaptıkları gibi, Atatürk'ün Üniter TC kurmakla ve "aslında var olmayan" bir Türk milletine dayandırmakla, büyük hata yaptığı iddia edilmişti AB'nin Türkiye hakkındaki ve Kürt sorunu ile ilgili temel görüşü de budur. Bunları Fogg'un, kendi kişisel rant ve mevki hesaplarının peşindeki "gaflet ve ihanet network"u erbabının, yaptıkları gibi kabullenecek ve AB oyunun ne olduğunu anlamamakta ısrar mı edeceğiz? Bunlar ve daha fazlası benim bu köşeden uzun süredir AB hakkında belirtmeye çalıştığım kuşkuları ve Türkiye'nin geleceğinin AB'den geçmeyeceğini ve aksine, AB Kriterlerıne uymakla Milli TC devletinin yıkılacağı hususundaki inancımı teyid ediyor. Atanın direktifleri ve AB Acaba büyük Atatürk "çağdaş uygarlık düzeyine" ulaşmak direktifini verirken, bir gün milli devletin yıkılacağını tahmin etmiş mi idi? Hayır; "Çağdaş uygarlık düzeyine "muhakkak kendi milli kriterlerimizle ve çabalarımızla girilmesini öngörmüştü. Atatürkçülük denince mangalda kül bırakmayanlar, AB tutkusunu aslında Atatürk'ün direktif ve ilkelerine ne kadar ters düştüğünü görmüyorlar mı? Yoksa, bazılarının bana özel konuşmalarında ima ettikleri gibi Atatürk'ün ve ilkelerinin modası geçti ve bunlar bir İngiliz dergisinin geçenlerde yazdığı gibi," müzedeki Atatürk'ten yadigar kuru sarı leblebiler" gibi bayatladı mı? Bari AB budalaları erkeklik etseler, riyakârlıktan vazgeçseler de, açıkça; "artık şartlar değişti, Atatürk yok AB var" demek cesaretini gösterseler. Ben ve benim gibi birçok milliyetçiler ve Türk milletinin çoğunluğu; -bu gerçekler önüne konulduğunda- AB'ye, bu şartlarda girmek isteyeceğine inanmıyoruz..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.