Çok akıllı bir Konyalı dostum vardı. Çoğu politikacıların konuşmaları karşısında "Kulak asma!" derdi. ABD Başkanı George W. Bush ile Rusya Federasyonu Başkanı Vladimir Putin'in Lubliyana'da -Slovenya- yaptıkları ilk görüşmeden sonraki ortak basın toplantılarında, karşılıklı dostluk mesajlarını ve temennilerini, televizyonda canlı olarak izlerken, aklıma Konyalı arkadaşımın sözleri geldi her nedense! Şüpheliyim İki lider, Lubliyana'daki ilk temaslarında, soğuk savaşın artık sona erdiği, eski düşmanlığın ortadan kalkması gerektiği ve iki ülke arasında, başta balistik füzelere karşı teknolojik bir "kalkan" oluşturulması ve çevre hususunda da Kyoto Protokolünün yeniden gözden geçirilmesi ve Amerika ile Rusya rasında bazı alanlarda, mesela ticaret alanında işbirliği imkanlarının araştırılması hususunda "anlaşmaya" varmışlar. Ama ekonomik ve ticari konular hariç diğer konularda anlaşmaya varılabilir mi? Ve uluslararası sacayağın diğer ayağı olan Avrupa Birliği ile Amerika arasında tam anlaşma-uzlaşma olur mu? Doğrusu, ben, en azından şüpheliyim. Belki eski Rus liderleri Gorbaçov ve Yeltsin'le, bu bir dereceye kadar mümkün olabilirdi ama Putin başka türden, başka yapıda bir adam ve Rusya da, hangi rejim altında olursa olsun aynı Rusya! Churchill'in dediği gibi; "bilmece içinde muamma!" İki liderin konuşmalarını dinler ve yüzlerindeki ifadeleri izlerken ve Bush'la onun arasındaki farkları düşünürken bu kanım büsbütün kuvvetlendi. Bush ve Putin'in geçmişleri, yetişme tarzları, yapıları ve kişilikleri çok farklı. Teksaslı "kovboy" Bush konuşmasında, dostluk ve işbirliği ararken, "Putin'in gözlerinin içine baktım ruhunu okudum, ona güvenilebilir" derken, ne kadar samimi, hatta biraz fazla iyi niyetli ise, eski KGB'ci, eski Komünist bürokrat Putin de o kadar soğuk ve içten pazarlıklı! Ona tamamiyle güvenilebileceğini sanmıyorum: Bush'un da eklediği gibi, Putin'in asıl öncelikleri Rusya'nın güvenliği ve çıkarları. Yeni bir dönem Şurası muhakkak ki Bush'un Avrupa gezisi, uluslararası ilişkilerde ve özellikle ABD-Rusya ilişkilerinde yepyeni bir dönemin başladığının kilometre taşı. Soğuk Savaş sona erdi deniyor ama gene bence, Soğuk Savaş'ta yeni ve ilginç bir dönem başlıyor. Bu savaştaki hatlar giderek belirginleşecek. Putin Rusya'da demir yumruğu ile gittikçe hakim oldukça gerçek niyetleri belli olacak!. Putin 1972 tarihli ABM (Antibalistik Füze) Andlaşamasının iptal edilmesine karşı. Niçin? Rusya'ya karşı olmadığı iddia edilen ve fakat Putin'in, ABD'nin önerdiği müşterek savunma kalkanının, ilerde kendi saldırgan amaçlarına karşı kullanılmasından herhalde, içinden kuşkulandığı için! Yoksa Bush'un dediği gibi "soğuk harp döneminin tarafların birbirlerini mahvetmek kabiliyetlerine, yani dehşet dengesi felsefesine dayanan bir andlaşma gerçek barışı sağlayabilir mi?" Karşılıklı "mahvetmek" yerine karşılıklı saygı ve güvene dayanan bir anlaşmaya varmak daha uygun değil midir? Bush'un işaret ettiği gibi, gerçekten dost olunacaksa bu soğuk harp felsefesinin yerine ve dostların biribirlerini mahvetmek istemeyeceklerine göre, barışı karşılıklı anlayış ve güven üzerine bina etmek gerekir. Acaba Putin -ve Avrupalılar- bu inceliği anlamışlar mıdır? Daha doğrusu anlamışlarsa bile kabul etmekte niçin güçlük çekerler? Asya boyutu Bu arada bizim de gözümüzden kaçan başka bir boyut var: Çin boyutu, Çin-Rusya ilişkileri boyutu. Putin, Lubliyana'ya Çin de Çin lideri Juang Zemin'le yaptığı temaslardan ve Orta Asya'daki dört Türk Cumhuriyetinin (Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Özbekistan) liderleri ile bir Şanghay İşbirliği Örgütünün anayasasını imzalamaktan, ayağının tozu ile gelmişti. Bu örgüt görünürde masum bir işbirliği teşkilatı ama sonunda nasıl gelişir belli değil. Hem biz, Asyalıların çıkarlarının yeni bir ifadesi olan bu gelişmenin neresindeyiz? Gerçekten dünyada yeni bir dönem başlıyor. Türkiye bu dönemde nerede olacak?