Çok gecikmiş bir görev; Nuri Eren'in arkasından...

A -
A +

Meğer, aziz dostum Nuri Eren bir süre önce vefat etmiş... Yurt dışında olduğum için ancak şimdi haberim oldu. Yurtdışına çıkmadan önce hasta yatağında -daha doğrusu bitkisel durumda- ziyaretine gitmiş, eşi, çilekeş Neşet Hanımefendi ile vedalaşabilmiştim. Nuri Bey konuşamıyordu. Eren çok değerli ve önemli bir kişi idi ama Türk kamuoyunda pek tanınmazdı, onun için de vefatı, galiba medyanın pek ilgisini çekmedi. O daha fazla yurtdışında çalışmış, Amerika'da, İngiltere'de ve Çin'de tanınmıştı. Bir süre Basın Yayın Genel Müdürlüğü'nde Bülent Ecevit'in de amirliğini yapmış ve sevgisini, saygısını kazanmıştı. Benim de hem ağabeyim, enformasyon konusunda yol göstericim ve üstadımdı. Hasbelkader bir süre, Basın Yayın Genel Müdürü iken, onun "amiri" durumunda olmuştum. New York'ta bir öncü Okuldan (Robert Kolejden) ağabeyimiz olan Nuri Eren uzun yıllar New York'ta kendi kurduğu TURKISH INFORMATION OFFICE'i (Türk Haberler Bürosunu) yönetti. Yardımcısı rahmetli Nezih Manyas'la birlikte Türkiye'nin Amerika'da ve dışarda tanıtılması için, başka ülkelere, mesela İngiltere'ye örnek olan tanıtma proje ve çalışmalarını başlattı. Büronun yayınladığı tanıtma broşür ve kitapçıkları, çizgi roman şeklindeki yayınları, haftalık haber bültenleri, ülkemizin ve milletimizin Amerikan halkına ve medyasına tanıtılmasında büyük rol oynadı. Eren'in tanıtma faaliyeti başka ülkelere hatta İngilizlere örnek oldu. Gazetecilik okullarında örnek diye gösterildi. Fakat Nuri Eren bu faaliyeti ile birlikte kuvvetli İngilizcesi ve şahsiyeti ile Amerika'da, Birleşmiş Milletlerde önemli ilişkiler kurdu ve klasik diplomatların yapamadıklarını dostlukları ile başardı. Türk-ABD ilişkileri konusunda hâlâ referens kitabı mahiyetinde bir de eseri vardır. (Turkey Toaday and Tomorrow-An Experiment in Westernisation) Washington Ben Washington'da Büyükelçiliğin Basın ve Enformasyon müşaviri olarak görev yaparken onun tavsiyelerinden ve yayınlarından ve kurduğu dostluklardan çok yararlanmıştım. Eşi Neşet Hanımefendi de bütün bu faaliyetlerinde, mükemmel bir ev sahibi olarak baş desteği idi. Türk yemekleri hakkında mükemmel bir kitap yazmış (Turkish Cooking) Amerika'da büyük bir yayınevi tarafından yayınlanıp iki baskı yapmıştı. Neşet Hanım Washington'daki selefim Nüzhet Baba'nın kızı idi. Meşhur Bektaşi Dedesı Nafi Baba'nın torunu Nüzhet Baba'dan, uzun yıllar uhdesinde tuttuğu görevi devr almam bir hayli güç ve sıkıntılı olmuştu.. Hazret görevini benim gibi bir "çocuğa" devretmek istemiyor ve bunun için de Ankara'daki bağlarını ve Washington Büyükelçisi ile dostluğunu sonuna kadar kullanıyordu... Beni muavini olarak gölgesinde tutmak istiyordu. Rüştümü ispat etmek biraz zaman aldı. Nihayet rahmetli Fatin Rüştü Zorlu'nun ve rahmetli Mükerrem Sarol'un müdahaleleri ile Baba emekli edilebildi ve yurda döndü. Nuri Eren, Nüzhet Baba kayın pederi olduğu halde bu sıkıntılı dönemde bana destek olmuştu... Nuri Eren devlet kariyerini Bejinge ilk Türkiye Büyükelçisi olarak tamamladı. Orada da çok başarılı oldu. Hatta Choe En Laı ile kurduğu dotluğun ilk ABD-Çin yakınlaşmasında etkili olduğu söylenir. Ve üç başka öncü Sırası gelmişken,Türkiye'nin dışarda tanıtılmasında öncülük yapan ve hizmetleri belki unutulan üç kişiyi daha anmak isterim. Bunlardan biri New York'ta Eren'in baş yardımcısı olan merhum Nezih Manyas, diğeri Londra'da Basın Müşavirliği yapan ve bu sırada Bülent Ecevit'in de amiri olan, bir süre de Basın Yayın Genel Müdürlüğünde bulunan merhum Nejat Sönmez ve de Bonn'da, yıllarca Basın Müşavirliği yapan merhum Fuat Emircan... Bunlar Türkiye'nin dışarda tanıtılması alanında nesilleri tükenmiş öncülerimizdi. Hepsine gani gani rahmetler diliyorum.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.