Değerler curcunası!

A -
A +

Felaket felaket üstüne: "Gay"ler, yani eşcinselleri "küstürmüşüz!" Geçen yıl, Kuşadası'na sokulmadıkları için, bu yıl gelmekten vazgeçmişler... Geminin Türk acentesi "En az 2 milyon dolardan olduk" diye hayıflanıyor. Kuşadası Ticaret Odası Başkanı Ali Ergül de "geçen yıl yaşanan uluslararası skandalla milyonlarca dolarlık zarara uğruyoruz!" diye feryad ediyor. Oysa geçen yıl Kuşadası olayında, "gay"leri dışlayan mahalli makamları kınadıktan sonra, "gönüllerini" almak için İstanbul'da onları Türk lokumları ve gönüllerine göre, mehter takımları ile buyur etmiştik. Meğer yetmemiş, şimdi bu güruhu Yunanlılar kapacakmış... Hemen özür dileyeyim aslında artık bu gibi kişilere "sapık" da denmeyecek; "Neşeli" karşıtı "gay" denecek... Büyük potansiyel Eşcinsellik öylesine yaygınlaştı ki, bir Üçüncü cins haline geldi ve özel, ihmal edilmeyecek bir pazar oluşturdu. Bu pazarda tabii turizm de var ve gerçekten milyonlarca dolarlık bir potansiyel! Bazılarına ve gazetelerimizin bu konudaki başlıklarına bakılırsa -şu kriz esnasında bu potansiyeli dışlamak neredeyse vatana ihanet sayılacak. Şimdi başımızı iki elimizin arasına alıp düşünmeliyiz: "Gay'lere kendimizi affettirmek için ve yeniden ülkemize çekmek için neler yapabiliriz? Nasıl bir reklam ve promosyon kampanyası düzenleyebiliriz? Reklam şirketleri için gerçek bir "challenge!" Bu olayı ben de, sadece üzüldüğüm için değil de, bir sapıklık mı dersiniz, genetik bir bozukluk mu, yoksa "cinsel tercih" mi dersiniz, "gay"lik, nasıl oldu da böyle yaygın ve güçlü bir duruma geldi; bizde de böyle kabul görüyor diye, toplumsal bir vak'a olarak tespit etmek ve bir muhafazakâr olarak sorgulamak için yazıyorum. ABD'nin muhafazakâr Başkanı George W. Bush bile Beyaz Saraya "eşcinsellik konuları danışmanı" tayin ettikten sonra galiba ben rüzgara karşı haykırıyorum. Medyanın sorumluluğu Ancak bir hususu iftiharla değil üzülerek belirtmek zorundayım: Bu gibi hususların ortalığa dökülmesinde, birçok bakımlardan Amerika'dan da ilerdeyiz. Saygın, yüksek tirajlı renkli gazetelerin görünüşlerine ve muhtevalarına yeniden bakınca, böylelerinin Amerika'nın saygın muadil gazetelerine, haber ve konu seçimi takdim ediliş tarzı hususunda kesinlikle benzemediklerini söylemeliyim.. Bizimkiler, sayfa sayfa -haberle ilgisi olmayan- boy boy uryan hanım fotoğrafları ve cinsel konulardaki yazıları ile Playboy dergisini aratmıyor! Yok, Amerika'da marjinall bazı yayınlar dışında bu tarz gazetecilik! Herşeyi ve herkesi tenkid eden gazete yönetenleri bu ürünlerini nasıl savunurlar, bilemiyorum. Televizyon kanalları Gelelim medyanın diğer önemli boyutuna: Amerika'daki milli kanallarda da, bizim muadil ve bellibaşlı kanallarda her akşam sergilenen vıcık vıcık Bodrum, Antalya ve televole manzaraları kesinlikle yoktur. Geçen akşam bir kanaldan diğerine zaplayarak hayret ve üzüntü ile seyrettim. Meğer TV'ler de -toplumsal muhtemel reaksiyonlara sebep olabilecek birer Laila imiş! Medya eğer toplumumuzun aynası ise ve bu manzaralar, bu programlardaki abuk sabukluklar doğru ise, vay halimize!. Şu tehlikeli dönemeçte, hepimize, medyamıza da, büyük sorumluluklar düştüğünü belirtmek gerek! GÜNÜN FİKİR KIRINTISI "Herhangi bir gazete cinsel konulardan bahsederse bu uygunsuzdur.. New York Times aynı şeyleri yazarsa. Sosyolojik araştırmadır!" Adolp S Ochs (NY TIMES gaztesinin kurucusu) E-mail: kilic@ihlas.net.tr

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.