Hedef Irak -1-

A -
A +

Amerika'da, gazete ve televizyonlarda, bundan sonraki başlıca "hedefin" Irak olduğu, her gün daha fazla artan ölçülerde, ilan ediliyor ve tartışılıyor. Başkan Bush'un "Kötülükler Ekseni"nin başını çekerek biyolojik, kimyevi ve nükleer kitle imha silahları yapmak tehdidini elinde tutan Saddam'dan kurtulmak, ABD gündeminin en başında; bunun için kesif bir kamuoyunu hazırlama operasyonu yürütülmekte! Gerçi bu, teröre karşı ilan edilmiş olan global savaşın bir uzantısı olarak görülüyor, ama aslında 1991'deki "Körfez Savaşı"nın, her nedense sonu getirilememiş olan "Çöl Fırtınası"nın devamı olacak. Saddam; o savaştan sonra, ambargolara, tecrit hareketlerine ve zaman zaman yapılan ağır hava bombardımanlarına, darbe ve suikast teşebbüslerine rağmen, devrilememiştir. Bush, yönetiminin ilgili bölümlerinden-Pentagondan, Ulusal Güvenlik Konseyi'nin, Dışişleri Bakanlığından, Pentagon ve CIA'dan, 15 Nisan'a kadar somut opsiyonlar ve öneriler istemiş, Haziranda kesin bir karara varılması ve ilkbaharda harekete geçilmesi düşünülüyormuş. ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney'in 19 Martta Türkiye'ye de uğrayacağı Ortadoğu seyahatinin başlıca maksadı da bölgedeki ülkeleri bu konuda ikna etmek. Konsensüs Bir hususta, yani, Saddam'ın, artık yeni ambargolar tecrit önlemleri ve hava bombardımanları ile yola getirilmesi ve kitle imha silahları yapmaktan vazgeçirilmesi değil, muhakkak "devrilmesi" hususunda, ABD'de Demokratlarla Cumhuriyetçiler, muhafazakarlarla liberaller arasında ve medyada -marjinal bir muhalefete karşın- konsensüs oluşmuş gibi! Şimdi, Colin Powell ve Dışişleri Bakanlığı "güvercinleri" ile Pentagon ve Ulusal Güvenlik Konseyi "şahinleri" arasında ve genellikle tartışılan Saddam'a karşı harekatın nasıl ve ne zaman yapılacağı? Yöntem FOREIGN AFFAIRS dergisinin son sayısında, Clinton yönetiminde Ulusal Güvenlik Konseyi üyeliği yapmış Kenneth Pollock, Saddam'ın ancak Irak'ın askerı istilası ile devrilebileceğini iddia ediyor -ki şimdi Washington'un etkili ve yetkili çevrelerinde hakim olan görüş de bu- Amerikan ordusu, iyi tasarlanmış bir hareketle ve eğer Suudi Arabistan ve Kuveyt'teki üslerden yararlanabilirse, bunu başarabilir. Ancak Generaller arasında da, bu konuda tereddütler var.. Bazıları, Afganistan'da yapıldığı gibi, ağır hava bombardımanları ile zemin yumuşatıldıktan sonra, Irak içindeki ve Irak ordusundaki Saddam karşıtlarının ve özellikle Kürtlerin ayaklanmaları ile, asgari Amerikan kaybı ile, Saddam rejiminin devrilebileceğini iddia ediyorlar. Bu hususta da, kendisi Şii olan Ahmet Çelebi'nin Irak Milli Kongresi grubunun mu, yoksa CIA'nın tercihi olan eski Irak Genelkurmay Başkanlarından, Sünni General Nizar Kırzajı'nın grubunun mu kullanılacağı hususunda görüş ayrılıkları var. Zamanlama Zamanlamaya gelince, düşünce şu: "Çok acele değil, ama Saddam'ın fazla palazlanmasına, silahlarını geliştirmesine ve bir delilik yapıp civar ülkelere ve İsrail'e karşı kullanmasına meydan vermeden -Afganistan'daki harekat neticelenir neticelenmez!" Bugün Amerika için önemli ve öncelikli olan da, Irak'ın toprak bütünlüğü değil, Saddam'ın behemehal ve vakit kaybetmeden devrilmesi! Bush, 11 Eylül saldırısının yıldönümünde, teröre karşı savaşın bu yeni cephesinde "tarafsızlığa" yer olamayacağını açıkça söyledi. Bu gelişmelerde Türkiye'nin durumunun ne olacağını, Kürt faktörünü ve değişik senaryoları gelecek yazılarımda irdelemeye çalışacağım.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.