Hedef Irak -2- (Türkiye'nin durumu)

A -
A +

ABD Irak'ta, moda deyimle "rejim değişikliği" yapmaya, yani açıkçası, Saddam'ı "devirmeye" kararlı. Sadece bunun zamanlaması ve yöntemi tartışılıyor. Başkan Bush'un son basın konferansında, Baba Bush'un ünlü deyimine göre, eğer "dudaklarını doğru okumuşsam" ABD yalnız da olsa, Cheney geziden koalisyon açısından elinden boş da dönse, Irak'ı muhakkak vuracak! Washington, fazla gecikilecek olursa Saddam'ın, BM kontrollerine yeniden razı olmak vaadi ile, zaman kazanarak, kitle imha silahlarını ve stoklarını oluşturmasından ve bu silahlarla -can havli ile- İsrail'e, komşu ülkelere -hatta Türkiyeye- petrol bölgelerine, hatta Amerika'ya delice bir "önleyici" saldırı yapması ihtimalinden çekiniyor. Kritik durum Türkiye'nin durumu kritik; herhalde Cheney'in ziyareti esnasında belirginleşecek. Irak'ın toprak bütünlüğünün bozulmasının etkilerinin, özellikle bize, Kürt faktörü ile dokunacağını, böyle bir harekatın Irak'la ticaretimize ve turizmimize sekte vurarak, ekonomimize Körfez Savaşında olduğu gibi büyük zararlar vereceğini düşünerek, Irak'ın vurulmasına karşı olmamız doğal. Bunlar ve ABD'nin, Körfez Savaşında işin sonunu getirmemiş olması ve mali zararlarımız acı tecrübelerimiz Cheney'e herhalde hatırlatılacaktır. Ne var ki, artık konu ve oyun çok büyük boyutlara varmış, iş çığırından çıkmış, bu kaygılarınız, maalesef, marjinal kalmıştır. Artık mesele Irak'ın etnik ve toprak bütünlüğünün muhafazası değil Saddam'ın, çevresine zarar vermemesi için, muhakkak ve bir an evvel devrilmesi zorunluluğu!. Ve bu konuda da Bush'un dediği gibi tarafsız kalmak artık mümkün değil... Türkiye'nin bitaraf kalması hiç mümkün değil! Daha doğrusu istersek tabii, "tarafsız" kalabiliriz, İncirlik'i kullandırmayız, hatta Irak'la ticarete de devam ederiz. Hem, bir iddiaya göre, ABD'nin bir yeni Kara Harekatında Türkiye'nin üslerine ve desteğine de mutlak ihtiyacı yok. Her nedense şu sırada Amerika'daki tartışma ve hesaplarda Türkiye'den ancak marjinal olarak söz konusu ediliyor. Bu, acaba, nasıl olsa "elde var bir" telakki edildiğimizden mi, yoksa Türkiye'nin katkısna pek ihtiyaç olmadığı düşüncesinden mi ileri geliyor? Bu sefer silah ve teknoloji üstünlüğü sayesinde, ABD'nin Avrupalılara da, askerlerine de pek ihtiyacı yok. Bu desteği moral ve prestij açısından istiyor ama "yalnız da yaparım; başladıktan sonra Avrupalılar da kuzu kuzu yanıma gelirler" diyor. Ama Türkiye için de bu varit olsa, sonra kerhen katılsak bile durum neticede, bizim için aynı olur mu? Kaygılarımız Türkiye için en önemli kaygı, tabii, Irak'ın "rejım değişikliği" ile bölünmesi ihtimali, daha doğrusu ihtimalden de öte, kesinliği... Irak Devlet Başkan Yardımcısı Taha Yasin Ramazan'ın "Irak bölünürse Türkiye de bölünür!" demesinde hakikat payı var. Harekatta, ileri sürüldüğü gibi, Kürtler başı çekerlerse ABD onlara bu bölünmeden muhakkak tavizler ve mükafatlar verecek. Bu tavizler, Irak'ın içinde, Kuzey Irak'ta özerklik vs. şeklinde olur diye de müsterih olamayız. Kuzey Irak'taki özerk ve bağımsız bir Kürt oluşumunun bize sirayet edeceği mukakkaktır. Bu "yakın ve açık" tehlikeye karşı en doğru yol Irak'a muhtemel saldırıda tarafsız kalmak ve hatta üsleri kullandırmamakla karşı tavır almak mı, yoksa harekata fiilen destek verip, sonra, Irak'ın geleceğinin kararlaştırılacağı safhada aktif rol almak ve söz sahibi olmak mı olur? Seçenekler güç ve kısıtlı... Zira bu harekata katılsak bile, Kürt faktörünün aleyhimizde işletilmeyeceği, ABD'nin bu konuda, Kürt bölücülüğünün ülkemize sirayeti ihtimaline karşı bizi sonuna kadar destekleyeceğine muhakkak nazarıyla bakılamaz. Bazı ABD çevrelerinin Kürtler konusundaki tutumları ötedenberi muğlaktır. ABD ile çıkarlarımz ve stratejik ortaklığımız bir dereceye kadar ve Avrupalılarla olduğundan fazla çakışır, ama o da bir dereceye kadar! Unutmayalım ki ABD yönetimi içinde Kürtlere yatkın, Kürtçülük tehlikesini bizim gibi algılamayanlar da var... Bunlar bizim içimizde olduktan sonra Amerika'da neden olmasın ki!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.