Irak üzerinde ölümcül satranç

A -
A +

Irak konusundaki ölümcül satranç oyununda, Saddam Hüseyin müthiş bir mukabil hamle yaptı; ABD Başkanı George W. Bush'un 12 Eylül'de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda, Güvenlik Konseyi'nin 1 nolu halk düşmanı saydığı Saddam'ın kitle imha silahları imal etmesini ve stoklamasını durdurmak için gereken kararları almaz ve uygulamazsa, ABD'nin bunu tek başına yapacağını ilan etmişti. Bu hamle BM üyelerinin ve Avrupa ülkelerinin Saddam'a karşı harekete geçmekteki tereddütlerini oldukça gevşetmişti. Ancak Saddam'ın silah müfettişleri konusundaki katı tutumundan 180 derece dönüş yaparak BM denetimcilerini kayıtsız şartsız ülkeye çağırması ile Bush, tabir caizse, kontr piyede kaldı veya BBC yorumcusunun deyişi ile "Saddam Amerika'nın dönmeye başlayan müdahele dişlilerinin içine kocaman bir demir parçası atmış oldu!" Saddam'ın bu yeni hamlesinin ABD'yi müşkül durumda bırakmak, mütteffikler arasına nifak sokmak ve vakit kazanmak için bir oyun olduğu muhakkak. Pratik olarak, BM denetleme-teftiş mekanizmasının başlaması haftalar sürecek, sonra bir kedi fare oyunu başlayacak; denetimler, Iraklılar küçük oyunlarla engellemeseler bile en az iki ay alacak ve hatta daha da uzayacak. Ne kadar müfettiş görevlendirilirse görevlendirilsin, Irak gibi büyük bir ülkede silahların yapılıp yapılmadığını kesin olarak tespit etmek imkansız olmasa bile çok güç olacak ve bu sırada Saddam, Avrupalıları ve hatta Amerikan kamuoyunu gevşetecek ve ölümcül oyununa devam edecek. Bush ve Amerika, Saddam'ın bu hamlesi üzerine kısa bır şaşkınlığa uğradılar. Ne var ki Saddm'ın oyunu hemen farkedildi ve hemen toparlanmaya başladılar. Kongredeki Demokratlar dahi, BM'ye danışma şartları, Bush'un Genel Kurul'daki konuşması ile yerine getirilmiş olduğuna göre, Saddam'ın mukabil hamlesinin, geçmiş sicil ve sabıkasının ışığı altında değerlendirilerek, vakit kazanmak ve eski yolunda devam etmek için bir oyun olduğunu ve Bush'a Saddam vurmadan evvel, önleyici (preemtive) vuruşu yapmak yetkisinin verilebileceğini söylüyorlar. Kısacası Amerika'da hakim olan kanaat Saddam'ın son hamlesinin, kötü niyetinin yeni bir kanıtı olarak değerlendirildiğidir ve Irak'a karşı harekat ihtimali azalmamış, belki de artmıştır. Ahlaki kararlılık Bazıları Bush'un Irak konusundaki bu kararlılığını bir süper gücün "küstahlığı" olarak değerlendiriyorlar ve petrol kaygılarına ve İsrail'i savunmak maksatlarına bağlıyorlar. Bunlarda biraz doğruluk payı da var. Bence, küstahlıktan ziyade, Thatcher'ın "ahlaki kararlılık" dediği, ülke yararları ve çıkarları açısından doğru bildiğini yapmak kararlılığı daha ağır basıyor. Irak'ın İsrail'i vurması tehlikesi ise, neticede aslında bütün bölge ve Türkiye için de bir tehlike. Irak konusunu İkinci Dünya Savaşı'ndan hemen önce Avrupa'daki duruma benzetmek mümkün. O zaman Atatürk ve Churchill gibi uzak görüşlü liderler Hitler'in ve Mussolini'nin bütün Avrupa'yı istila etmek amacını görmüşler ve kolektif bir güvenlik sistemi kurulmasını önermişlerdi. Ama diğer Fransız ve İngiliz liderleri; Almanya, ülkeleri parça parça yutarken dahi tavizci ve teslimiyetçi bir tutum takındılar. Şimdi Bush saldırgana karşı vaktinde ve gerekirse tek başına harekete geçmek kararlılığını gösteriyor. Ve Türkiye Irak'a olası bir harekat konusunda Türkiye'nin durumu en azından ikircikli. Bu savaş, katılsak da katılmasak da, ekonomimizi, mali durumumuzu muhakkak olumsuz yönde etkiler, insani serpintileri bize de yağar. Ama ABD yanında yer almamız, sonrasında kartlar dağıtılırken kendi çıkarlarımızı dayatmak için, kaçınılmaz... En önemlisi Kürt unsurlarının kullanılacağı bir harekette, Kürtlere yapılacak özerklik ve bağımsızlık vaatleri ve bunların gerçekleşmesi, Türkmenlerin geleceği bizim için çok ciddi tehlikeler. ABD yönetiminde bazı kesimlerin Kürtler konusunda bizim hassasiyetlerimize lakayt kalmaları da muhtemel. Özellikle büyük devletlerin kendi çıkarları ve çeşitli ihtimal hesapları vardır ve bizim kendi çıkarlarımızdan ağır basabilir. Ne var ki bizim kendi bazı siyasilerimiz ve medyamız, AB kriterleri uğruna, bölücülerin Kürt devleti amaçlarına dolaylı yoldan hizmet ederlerken, ABD yönetimindeki bazı kesimler de, kendi çıkarlarını düşünmekte mazur sayılabilirler." Son tahlilde, Türkiye hele saldırı zamanında hükümetsiz veya hükümet bunalımı içinde ise gene tek güvencemiz TSK olacaktır!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.