Karışık işler!

11 Eylül terör saldırısı, sadece Amerika'yı canevinden vurmakla kalmadı, Amerikan ekonomisinde, iç politikasında ve hukukunda radikal değişikliklere yol açmadı, bütün dünyadaki dengeleri altüst etti, terörizmle mücadele denince kavram ve tarifleri de büyüteç altına koydu. Amerikalıların şimdiki baş saplantıları Usame Bin Ladin ve Taliban Lideri Molla Ömer'i ele geçirmek, ama anlaşılan Tora Bora'da bombardımanlardan ölmedilerse, kaçmayı başarmış olabilirler. Kaçtılarsa nerede olabilirler. Yakalanacaklar mı? Pakistan'ı suçlamak Pakistan'a kaçmışlarsa, terörle savaşta Amerika'ya yardım ederek kendi siyasi ve fiziki hayatını tehlikeye atan Pervez Muşerref'e bu konuda yüklenmek -bazı Amerikan yorumcularının yaptığı gibi- haksızlık oluyor. Bu noktadan başlıyarak bugün dünyada mevcut karışık işlerin satır başlarını sıralamak istedim: -Pakistan'ın ön plana çıkmasını ve geçmişte Amerika'da ve Avrupa'da genel eğilimin kendileri lehinden Pakistan'a kaymasından tedirgin olan Hindistan, Keşmir kaynaklı terör hareketlerini bahane ederek Pakistan'ı suçlaması ve Bush'u bu yönde tahrik etmesi hassas bir dengeyi bozabilir. Müşerref'in pamuk ipliğine bağlı iktidarını -Amerikan çıkarlarına zarar verebilecek şekilde tehlikeye düşürebilir. Özbekler -Amerika'nın desteğini kazanan Özbekistan Devlet Başkanı Kerimov buna dayanarak ülkedeki muhalefet hareketlerini, Muhammed Salih'in meşru ERK partisini de terörizmle suçlayarak, topun ağzına getirebilir. Türkiye'de de bizim medya ve liberal köşe yazarlarımız. (ve hükümetimiz hatta MHP'miz) geçenlerde Muhammed Salih'in Kerimov'un Prag'da tuzağa düşürülmesi ile pek ilgilenmediler. Çeçenler -Aynı şekilde Putin de Amerika'ya yanaşarak, Çeçen özgürlük hareketlerinin tümünü terörizmle özdeşleştirerek acımasız olarak bastırmak ruhsatını kazanır. Afganistan'da El Kaide ve Taliban saflarında bazı Çeçenlerin bulunması Amerika'da fazla duyuruldu ve böylelikle Çeçenlerin haklı bağımsızlık ve özgürlük davası unutturuldu. Uygurlar Çin de fırsattan istifade Uygur kardeşlerimizin özgürlük mücadelelerini ezmek moral hakkını, bu davanın ayrıntılarını bilmeyen Amerikan ve Avrupa kamuoyundan alabilir (Hoş, Türkiye'de de Uygurları ve davalarını tanıyan ve bunlarla ilgilenen kaç kişi var ki?) Afganistan Amerikalılar, Usame Bin Ladin'in ölü veya diri ele geçirilmesiyle teröre karşı savaşta çok büyük bir zafer elde edileceğini, Hamid Karzai hükumetinin işe başlaması ile bu zavallı ülkede hemen işlerın yola girebileceğine inanıyorlar. Karzai hükümeti Peştun ağırlıklı. Bu ağırlık geçmişte ülkede istikrarın sağlanmasına engel olmuş. Şimdi de ülkede önemli bir güç olan Özbeklere, Türkmen ve Hazaralara, yeni hükumette, pek yer verilmemiş. Daha doğrusu, kerhen üç önemsiz bakanlık verilmiş. Önce Hükümeti boykot etmeye kararlı olan General Raşid Dostum'u galiba İsmail Cem desteğe razı etmiş. İyi de yapmış ama bu ne kadar kalıcı ve içtenlikle olacak. Karzai hükümetinin, işi cidden Herkül gayreti isteyen bir iş. Türkiye de bu hükümete Polis ve Orduyu eğitmekten sağlık ve eğitim TV-Radyo ve iletişim alanlarında yardımcı olur. Geçmişten kalma bir alt yapı var. Biliyorum bazı yabancılar Özbeklerle olan etnik yakınlığımızdan şüphelenerek bizi dışlamaya çalışacaklardır. Hem işin içinde Afganistan'ın inşasında ve petrol boru hatları konusunda çatışan çıkarlar da var. Niçin İngilizler? Ben, doğrusu, Kabil'deki güvenliği İngiliz askerlerinin üstlenmiş olmasını yadırgadım Afganistan'ın yakın tarihinde Afganlıların Ruslar kadar husumetini kazanmış olan İngilizlere niçin bu rol verildi. Anlamıyorum... Türkiye'nin bölgedeki uzun vadeli çıkarları açısından daha aktif olmamız gerekiyor