HÜRRİYET Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ertuğrul Özkök; "Gazetelerdeki 'köşe'ler babamızın malı mı?" diye ilginç bir tartışma başlattı. Akademik olması gereken bu tartışma korkarım ki, kaçınılmaz olarak, kişisel boyutlara varacak. "Karakolda" olmasa bile, bir yerde "neticelenecek." Kimi kastetti? Özkök'ün yazısında kimi veya kimleri kastettiği besbelli idi; tek fotoğraflar eksikti. Nitekim aynı grubun RADİKAL'inde Murat Belge de açıklığa kavuşturdu; yazıyı okuyunca aklına hemen gelenlerin Emin Çölaşan ve Fatih Altaylı olduğunu ifade etti. Gerçi Özkök dünkü yazısında, "kimseyi kastetmedim, herkesi kastettim", diye, tabir caizse "kıvırıyor", genelleme yapıp işi gargaraya getiriyor ve sonunda da "arif olan kimi kastettiğimi" anlar demeye getiriyor. Gerçek nerede? Benim kanaatimce, bu tartışma ilginç olmasına ilginç, evrensel olarak düşündürücü ama bir bakıma da abes. Aslında konuyu gene RADİKAL gazetesinde Mehmet Ali Kışlalı, bu alandaki deneyimlerinin ve uluslararası uygulamaların ışığı altında, gerçekçi boyutlarına koymuştu. Neticede "köşeler" aslında okuyucuların malıdır. Köşe yazarlarının, güncel konuları, belirli sınırlar içinde istedikleri şekilde yazmak ve yorumlamak özgürlükleri vardır. Gazete sahipleri başlangışta bu hakkı onlara vermişlerdir. Ta ki kendi çıkarlarına, kamu yararlarına aykırı, kanunlara karşı görecekleri sınıra kadar. Zira sorumluluk ve yük hem cezai hem de parasal olarak neticede onların sırtındadır. Bunları, tartan ve uygulayan da Genel Yayın Müdürleri ve hatta Yazıişleri Müdürleridir. Neticede de Köşe yazarları bu sınırlara ya uyarlar ya da uymazlarsa istifa ederler. Şu sırada da, eğer Sayın Özkök'ün -Çölaşan'ın ve Altaylı'nın yazılarını tasvib etmiyorsa- yapacağı şey, patronunu ikna edebilirse ve de Çölaşan gibi okuyucusu bol bir yazarı feda etmeyi göze alabilirlerse, bu yazarlardan kendisini ve gazetesini kurtarmaktır. Ortaya bir şey atıp, sonra da "kıvırmak" değil! Mater olayı Bu tartışmayı şu sırada. Emin Çölaşan'ın Nadire Mater ve "Mehmed'in Kitabı" konusundakı haklı yazıları tahrik etti. Mater'in Türk Ordusuna saldırısının Amerika'daki bir vakıf tarafından mali yardımla desteklenmesi ve bu Hanımın Ertuğrul Kürkçü ile birlikte düzenledikleri web sitesine Avrupa Birliğinin para yardımı yapması, gerçekten, şiddetle eleştirilecek bir husustu. Ne var ki, bu onlarla aynı su yollarında birleşen ve aynı düşüncede olan liboşlarımıza dokundu. Çölaşan boy hedefi oldu. Amerika'daki vakfın CIA ile ilişkisi bir ayrıntı; esas yabancıların Türk Ordusuna yapılan hücumlara böyle destek olmalarındaki çarpıklık. Çölaşan bu konuyu irdelemekle bir görev yapıyor ama onun önünü kesmek isteyenler var. Bu tartışmanın nasıl noktalanacağını merakla bekliyoruz.