"Laila"nın anlamını basite indirgemek!

A -
A +

Koskoca gazetelerin başına geçmiş koca koca kişilerin, köşe yazarlarının ne kadar yüzeysel düşündüklerini ve yazabildiklerini gördükçe hayret ediyorum. New York Times muhabir Douglas Frantz'ın İstanbul'da şık ve seçkin insanların Porsche Carrera arabalarla Boğazdaki "Laila" adlı gece kulübüne gelirlerken, diğer bazılarının evlerine gitmek için üç defa otobüs değiştirmek zorunda kaldıklarını, Türkiye toplumunda derin uçurumlar açıldığını -fakirlerin zengin kısmı krizden yaralanmadan sıyrıldığını seyretmelerinin, sosyal bir patlamaya yol açabileceğini yazmıştı. Haklı idi. Birçoğumuzun izlenimi ve yorumları da aşağı yukarı aynı. Vay sen misin bunu yazan: Saygın bir gazetemizin genel yayın yönetmeni, New York sokaklarında ve Brezilya'da da aynı tezat manzaralarının bulunduğunu söylüyor ve "Yani şimdi biz Laila'yı kapatalım mı?" diye soruyor. Aynı sayıda bazı kesimlerin temsilcileri de bu gibi haberlerin tahrik olduğunu ve Laila gibi iş yerlerinden insanların ekmek yediklerini vb. söylemişler. Bir defa işi ters tarafından -sathından almışlar. Kimse Laila'nın veya diğer kulüplerin kapatılmasını önermiyor. Frantz'ın ve bizim yaptığımız -medyamızın da salkım saçak yansıttığı bu gibi görüntülerin ve "açsalar pasta yesinler" zihniyetinin, sosyal kızgınlıkları ve maazallah patlamaları tahrik veya davet ettiğini söylüyoruz. Daha doğrusu toplumumuzdaki olumsuz bir olguya parmak basıyoruz. Sadece biz de yazmıyoruz: Yarınki MGK toplantısında bu konu öncelikle ve çok da yerinde olarak ele alınacak.. Bu gibi tezatlar ve uçurumlar Amerika'da -İngiltere'de ve Brezilya'da vardır da- şu bağlamda Türkiye'de daha manidar ve tehlikelidir. Bunu idrak etmemek için de çok yüzeysel düşünceli olmak gerekir. Başka bir örnek Bu yüzeysel düşünce tarzının bir başka örneği de eylülde gündeme gelecek olan Anayasa değişiklikleri vesilesiyle Kürtçe Radyo ve TV yayınları konusunda yapılan yorumlar ve TÜSİAD'ın önerileridir.. "Ana dilleri yasaklanamaz" hakikatinden başlayarak çanak antenler döneminde başka yerlerden yapılan Kürtçe yayınları menetmek imksansız olduğuna göre, Türkiye'de yapılacak yayınları engellemenin "anlamsızlığını" ileri sürerler. Fakat anlayamazlar ve görmezler ki tek dil esası üzerine kurulmuş olan TC Devletinin bu gibi yayınlara müsaade etmesi ve hatta İngilizce, Fransızca gibi kendisi de yapması, türlü lehçeler yerine "Tek Kürtçeyi" geliştirmek isteyen ve bunu siyasal maksatları uğruna kullanmak için kampanyalar sürdüren PKK ve bölücülere hem bu imkanı gümüş tabak içinde vermek olacak hem de Cumhuriyetin temellerini ve "ruhunu" zedeleyecektir.. Nihayet gene başka bir başyazar arkadaşımızın "bekaret ve bekaret muayeneleri" vesilesiyle "devlet çeksin elini apış aralarından" diye yazması. Bence önce saygın medyamız kameralarını ve sütunlarını, her gün, apış aralarına sokmaktan kendisi vazgeçmelidir!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.