Medyamızda, soldan, aşırı soldan hatta terör örgütlerinden gelip şimdi "liberal", daha doğrusu "liboş" olanlar, her nedense çoğunluktadırlar. İdeolojileri, köşelerinde hatta haberleri verişlerinde, attıkları başlıklarda kırmızı mintan gibi belli olur. Şimdi "Filistin askısı" sözleri ile ünlü Sema Pişkinsüt hanıma da, fikirlerinin cesaretini asıl gösteren ve ölüm oruçları konusunda taviz vermeyen Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ü hırpalamak pahasına sahip çıkmaktalar.Türk'ün devlet adamı gibi hareket ettiği, Pişkinsüt hanımın da iddia ettiği işkence olaylarının mağdurlarının adlarını vermemekle hakikatı aramadığı, besbelli. Endamı müsait hanım şimdi o belli medyaşorların kahramanı! Bu kesimin ölüm oruçları konusunda -tahrikçileri değil de devleti suçladıkları, Cezaevi operasyonlarını kınadıkları da belli. Bunlar: MEHMED'İN KİTABI adlı kitabı ile Güneydoğuda döğüşen askerlerimizi küçük düşüren, Ordumuzu "gaddar ve vahşi" diye tanımlayan ve bunun için de tüm Türk ve dünya liboşlarının takdirlerine ve mükafatlarına mazhar olan Nadire Mater'e de arka çıkıyorlar. Mater, TCK'nın 159. Maddesine göre Türk Ordusunu tahkir ve tezyif ettiği iddiası ile yargılanmış ve bu sırada dünyanın dört bir köşesindeki "liboş enternasyonal"ın desteğine mazhar olmuştu... Evet laf arasında belirteyim: Şimdi de bir zamanlar Kominterninden, Kızıl Enternasyonalinden daha güçlü bir "pembe liboş enternasyonal" var. Yıldırım Türker yazıyor Emin Çölaşan'ın işaret ettiği gibi hem kitabı hem beraatı onu tüm dünya liboşları indinde kahraman yapmış ve menşei belli olmayan "anti-militarist" bir Amerikan Vakfı da -orduyu küçük düşürdüğü- PKK'yı kolladığı için. Ona 59.000 dolar bağışta bulunmuş. Sonra da Avrupa Birliği'nin bir fonundan web sitesi oluşturmak için mali yardım almış. Nadire Hanım işte böyle ama gelin görün ki, benim belleğime, büyük Türk Yazarı Ömer Seyfeddin'e "sıradan bir yazar" demesi ile ve Pınar hanım kızımıza arka çıkması ile geçmiş Yıldırım Türker, bu konuda bakın RADİKAL gazetesinin pazar ekinde neler yazıyor: "Mayer vatan haini, çünkü tarihe ısrarla şanlı olarak geçmesi istenen savaşa (herhalde PKK'ya ve bölücülüğe karşı savaş demek istiyor) karşı çünkü, militarizmin bekçileri tarafından (herhalde Ordumuza bağlı bizleri kasdediyor) affedilmesı imkansız... (Mater) tarihimizin ilk olarak Mehmetçik adıyla şehitliğin anonim kefeni dışında tanıyamadığımız gençleri konuşturdu!" Ve bu aynı kişiler şimdi,"kafalarla birlikte" Türk Ceza Kanunu'nun "Türklüğü Cumhuriyeti, Büyük Millet Meclisi'ni, Hükumetin manevi şahsiyetini, bakanlıkları, devletin askeri veya emniyet kuvvetlerini ve adliyenin manevi şahsiyetini, alenen tahkir ve tezyif edenlerin bir seneden altı seneye kadar ağır hapis cezası ile cezalandırılmalarını" öngören 159. Maddesinin, kaldırılması için kampanya açmış durumdalar. Bu madde de Kopenhag kriterlerine ters düşüyormuş... Anlaşılan Türklüğün geleneksel değerlerinin altını kazmak da, Mater'e para yardımı sağlayan Avrupa Birliği'nin temel işlevlerinden! GÜNÜN FİKİR KIRINTISI "ASLA domuzla güreşmeyiniz. İkinize de çamur bulaşır. Ama domuz bundan hoşlanır!" *Çin Atasözü