PKK-HADEP hattı

A -
A +

Gönül, FP yöneticilerinin, Türkiye'nin hassas noktaları hususunda, söz ve eylemlerinde dikkatli olmalarını, partilerinin kapatılmasına sebep olmamalarını arzu ederdi. Ancak bu son kapatmanın da Anayasa Mahkemesi tarafından yapıldığını, hep Hukuk Devleti ve Hukuk'un üstünlüğünden bahsedenlerin, unutmamaları gerekir. Cumhurbaşkanı da olayın bu tarafını vurgulamıştır. Hatırımda yanlış kalmamışsa, FP'den evvel MSP, MNP ve Refah kapatıldığı zaman aydınlarımızın, politikacılarımızın ve köşe yazarlarımızın çoğu şimdi FP'nin kapatılmasına karşı gösterdikleri tepkiyi göstermemişler, hatta tasvip bile etmişlerdi. Şimdi ne değişti? Avrupa Birliğini kızdırmak endişesi mi, yoksa, hâlâ mevcut olan erken seçim ihtimalleri mi baskın çıkıyor? Yeni parti Doğada boşluklar muhakkak doldurulur; ülkemizde hatırı sayılır bir kitlenin ihtiyaçlarına cevap vermek isteyecek, yeni bir siyasi partinin veya partilerin, çok geçmeden kurulacağı muhakkak. Bunun önünde siyasi ve hukuki bir engel yok. Ancak, bu yeni partilerden biri, şimdiye dek dört partiyi de kapattırmak hünerini gösteren Erbakan'ın velayeti altında, O'nun direktifleriyle ve O'nun zihniyeti ile kurulacaksa, bundan ne ülkeye, ne de o kitleye hayır gelmeyeceği muhakkaktır. Erbakan'ın "Devr-i Saadeti" pek uzun süremez. Kocaeli'de yapılan gövde gösterisi veya meydan okuma toplantısında, Erbakan'a "İşte Ordu, İşte Komutan" sloganlarıyla yapılan tezahürat ve Erbakan'ın gene tahrik edici sözleri bunun işaretidir. Doğrusu ben, gene boşluğu doldurmak için bir Parti kuracakları söylenen "Yenilikçilerin" hem geçmişten ders alacaklarını, hem de rejim, laik Cumhuriyet konusunda dikkatli olacaklarını umuyorum. Aslında temsil etmek istedikleri kütleyi rejime ve Cumhuriyete mal etmek misyonu -çok güç olmakla beraber- çok daha meşru ve fizibilitesi olan bir misyondur. Yenilikçiler hareketinde tanıdığım bazı kişiler bana bu hususta umut veriyor. Asıl tehdit... Bugün Türkiye'yi asıl tehdit eden, fakat görmezlikten gelinen asıl tehlike, ülkenin hem toprak hem de milli bütünlüğünü tehdit eden etnik bölücülük tehlikesidir. Bu tehlikenin mihveri de PKK-HADEP hattıdır. Doğuda, Güneydoğuda HADEP'in çok kuvvetlendiğini, diğer partileri sildiğini, adeta tek parti haline geldiğini, gelecek seçimlerde, denildiği gibi, "süpürgeyi aday gösterse behemahal seçtireceğini" görmemek büyük hata olur. Bunu bölgeye giden arkadaşlarımız açık seçik yazıyorlar. Eğer PKK-HADEP hattındaki gelişmeler dikkatle izlenirse görülür ki, bizim temel ilkelerde gevşekliğimize ve Dil-eğitim-kültür ve mahalli özerklikler konsunda tavizler vermeye hazır olmamıza karşın, bölücüler, PKK, kendi davalarını sistematik bir şekilde kendi davalarını, özellikle Kürt Kimliğini ve dilini, siyasal amaçla kullanarak ve bu arada da HADEP'i de paravana yapmak suretiyle, sistematik bir şekilde yürütmekteler. PKK ile HADEP arasında adeta organik bir bağ ve hatta özdeşlik vardır, Hasan Cemal'in de yazdığı gibi "PKK ile HADEP adeta iç içedirler. Ancak sığ düşünen veya fazlaca iyimser arkadaşlarımız bir taraftan PKK ile HADEP özdeşleşmiş olduğunu ve toplumun, bölgenin dinamiklerinin HADEP'i PKK'ya ittiğini tespit ederlerken, HADEP'i sisteme entegre etmek, TBMM'de temsil edilmesini sağlamaktan söz ediyorlar. PKK, HADEP içinde siyasallaşmasın diye bu partiyi "silmek" yanlış olurmuş! Bu safiyane, gafilane ve de tehlikeli bir devekuşu mantığıdır. PKK'nın dağlarda silahla yapamadığını HADEP şimdi onun vekili olarak sokaklarda ve de girerse TBMM'de siyasetle yapmayı amaçlıyor. Bu kolayca, temennilerle, engellenemeyecek bir "dinamik" haline gelmiştir. Kimse HADEP'i PKK'nın koynuna devlet güçleri itiyor demesin! Aslında Doğuda halk tarafından bu kadar benimsenmiş bir Partinin, o halkı Mecliste "meşru" bir şekilde temsil etmek imkanını kazanması "nazari olarak" makuldur. Ama ya tatbikatta ve fiiliyatta? HADEP meclise girse, kaplanın beneklerini değiştirmesi mümkün olamayacağı gibi, PKK ile iç içe olmuş, hatta dinamiklerini PKK'nın tabanından ve fikriyatından alan bu partinin TBMM'ye siyasallaşmış PKK'yı taşıyacağı muhakkaktır. Şimdi çok dikkatli davranan HADEP eğer Meclise girerse, PKK amaçlarını ve renklerini kürsüye getirecek kaç milletvekili çıkacaktır! Netice itibariyle rejim HADEP'i kullanamayacak, PKK, HADEP vasıtasıyla Türkiye'yi bölmek için rejimi ve demokrasiyi kullanacaktır. Sadece Doğuda değil HADEP tehlikesi Doğuya ve Güneydoğuya da münhasır değil, bütün Türkiye'ye taşınmak isteniyor. Geçen hafta HADEP Genel Merkezi adeta İstanbul'a taşındı, burada İstanbul'da büyük bir gövde gösterisi yaptı. Genel Başkan Bozlak, HADEP'in, bütün Türkiye'yi kucakladığını söyledi. "Geleceğin iktidar partisiyiz" dedi. Büyük kentlerde ve genellikle Kürt nüfusunun arttığı ve diğer partilerin dağınıklığı dikkate alınırsa, sözleri pek de yabana atılamaz. PKK-HADEP hattı gerçekten çok tehlikeli, hatta dağlardaki PKK'dan da tehlikeli bir hat. İdam Mahkumu Öcalan'ın İmralı'da, güya canlı olarak mezarda iken, sözde "barış ve demokratik cumhuriyet" diye işlediği tema'nın reel siyasete taşınması! Tekrar ediyorum: bu, HADEP'i kapatmakla veya TBMM'ye sokmakla bertaraf edilebilecek bir tehlike de değil. Ama, bir şekilde, muhakkak, karşılanması gereken, Türkiye'nin ve Türklüğün varoluşunu ciddi bir şekilde tehdit eden bir tehlike.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.