PKK (HADEP) ve MHP

A -
A +

PKK ve HADEP'le ilgili yazılarımdan sonra bu konularda üçüncü bir yazı yazmam vacip oldu. Son günlerde Milliyetçi Hareket Partisi, bölücülerin, Türk Silahlı Kuvvetlerinden sonra, başlıca hedefi haline geldi; ÖZGÜR POLİTIKA gazetesinde ve MED-TV'de MHP'ye veryansın ediyorlar. Bunun bir sebebi aşikar: HADEP güçlenir, PKK'nın siyasi kolu olarak, Güneydoğudan yurt sathına, "biz etnik milliyetçi bir parti değiliz, bütün Türkiye'yi kucaklıyoruz!" takiyesi ile yayılmaya, hatta Kürt kökenli olmayan safdilleri de saflarına çekmeye çalışırken, karşısındaki en büyük engel MHP'dir. Yakında seçimler yenilenirse başlıca mücadelenin bu iki parti arasında olması muhtemeldir. MHP'nin Güneydoğuda da Kürt kökenli fakat Türk milliyetçisi üyeleri arasında hatırı sayılır bir gücü vardır. Taktik sebep İkinci sebep taktik bir sebeptir. Bazı safdil mi, gafil mi belli olmayan köşe yazarlarının HADEP'i PKK'dan koparmak için, "ehlileştirerek" sisteme entegre etmek çabalarından yararlanmak isteyen HADEP, onların da ataerkil MHP düşmanlıklarından, "sizin düşmanınız benim de düşmanım" kavlince, suret-i haktan görünerek yararlanmak istiyor. Bu bazı köşe yazarlarının indinde HADEP'in puanları MHP'ninkinden yüksektir. Akılları sıra HADEP'i ehlileştirebileceklerini sanırlar, ama son tahlilde MHP'ye kolay diş geçiremeyeceklerini bilirler. Gene şu sırada, MHP'nin hükümet içinde ve dışında Kemal Derviş'in ekonomik reform programı konusunda bazı MHP'li bakanların kolay ve çabuk teslimiyetçi olmamaları ve ayrıca Anayasa'nın bazı önemli maddelerinde değişiklikler konusunda MHP'li milletvekillerinin "uyuşmazlıkları" da bu partinin, Türkiye'nin geleceği önünde bir engel olduğu izlenimini uyandırmaya çalışmalarına sebep oluyor. Aynı kişiler, MHP'den HADEP'in sisteme entegre edilmesine engel oluyor diye de şikayetçi olurlarsa hiç şaşmam! Aleyhte kampanya... PKK organları MHP aleyhindeki kampanyayı MHP Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt'un haklı bazı gözlemlerini vesile ederek başlattı. Enginyurt, HADEP tehlikesini doğru algıladığı için "Elbette HADEP'in de sonu gelir" demiş. İyi ki de demiş. Ben de HADEP'in aslında kapatılmayı hakettiğine inanıyorum. Eminim bu konuda haklı olduğumu gelişmeler gösterecektir. Dağlarda PKK'nın "komutanlarından" en acımasızlarından biri olarak tanıdığımız eşkıya şefi Cemil Bayık'ın APO ile ters düştüğü olmuştu. Ama şimdi liderinin dümen suyunda, o da "barışa" ve "demokratik Cumhuriyete" soyunmuş, sadece Güneydoğu konusunda değil Orta Doğu ve dünya sorunları üzerinde ahkâm kesiyor. Enginyurt'a daha doğrusu MHP'ye karşı işareti de o verdi: "Eğer demokrasi güçleri yaşanan sürece müdahale etmez, demokrasi mücadelesini geliştirmezlerse, Türkiye'yi bir kaosun beklediğini, MHP'nin Hitler'inkine benzer bir taktikle Türkiye'ye el koyacağını bunun da felaket olacağını", yavuz hırsız'ın ev sahibini bastırdığı gibi söyledi. Bunun ardından da PKK Başkanlık Konseyi üyesi Mustafa Karasu da, MED TV'de "MHP'nin Faşizm tehlikesinden" bahsetti ÖZGÜR POLİTİKA gazetesinin başyazısında, 1930'larda Hitler'in ve Nazilerin iktidara gelmesine yol açan meşhur "Kristalnacht" -Kırık Camlar Gecesi- olayı hatırlatıldı. Tam bizim liberallerimizi yumuşak yerlerinden yakalamayı amaçlayan sözler. Ancak bütün bu barışsever görüntü arkasında APO'nun, Osman Öcalan'ın, Cemil Bayık'ın, Karasu'nun vb hep aba altından sopa gösterdikleri "Ordumuz güçlüdür, gençlerimiz gene dağlara gelmelidirler" diye tehditler savurdukları da gözardı edilmemelidir. Biraralık, sinen konuşmaz hale gelen PKK'lıların şimdi yeniden meydan okur hale gelmiş olmaları gözardı edilmemelidir. GÜNÜN FİKİR KIRINTISI "Tarih müthiş bir erken uyarı sistemidir" NORMAN COUSINS

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.