Tantan... Mavi Akım ve bizim takım!..

A -
A +

Mali Polis'teki görevinden beri yolsuzlukların üstüne cesaretle giden ve İçişleri Bakanlığı'nda da misyonuna korkmadan devam eden Sadettin Tantan'ı harcadılar. Tantan, haysiyeti ile oynanırcasına Gümrüklerden Sorumlu Devlet Bakanlığı'na transfer edilmişti ama "no surprise" onuruna çok düşkün olan Tantan, en doğru olanı ve kendisine yakışanı yaptı. Hem Devlet Bakanlığı'ndan hem de ANAP'tan istifa etti. Ama aslında Tantan "bitmedi", bir bakıma mücadelesi başka bir platformda yeniden başlıyor. Arkada kimler var? Evet, bu düelloda, son darbeyi Yılmaz vurdu ama Tantan'dan rahatsız olanlar -şimdi de bayram edenler- çok. Bunlar, bundan sonra, ellerindeki medya araçlarıyla Tantan'a ve onunla birlikte sözde harcadıkları Abanoz'a çamur atmaya kalkışacaklardır. Ancak, benim tanıdığım Sadettin Tantan yılmayacak; elindeki ve dosyasındaki bilgilerle kendisini harcamak isteyenlerin, ondan kurtulmaya çalışanların sonunu hazırlayacaktır. Görevde iken Tantan'ın bir dezavantajı "politikacı" olmaması idi. Her platformda "dan dan" konuşması idi. Şimdi bunu daha serbest yapabilecek. Aslında Mesut Yılmaz bir politikacı olarak büyük taktik veya strateji hatası yapmıştır: Kamuoyunda en yukarı puanları alan Tantan'ın sözde "harcanması" büyük çoğunluk tarafından "Yarası olan gocunuyor" diye, Beyaz Enerjı ve de Mavi Akım konularında, ucu neticede kendisine ve yakınlarına varacağı endişesi ile Tantan'ı harcadı şeklinde, Yılmaz aleyhinde yorumlanmaktadır. ANAP içinde de büyük bir huzursuzluk vardır. Zaten inişte olan bu partinin siyasi mevta haline gelmesi sürecinde, Tantan'a yapılan muamele, tabuta çakılan bir çivi olacak! Yılmaz, acaba, ters tepeceği muhakkak bu hareketi -hem de bu şekilde- yaparken neye, kimlere güvendi? Anlaşılıyor ki Yılmaz, aslında Tantan'ı çok takdir eden, yaptıklarını tasvip eden Başbakan Ecevit'i ve Sayın Devlet Bahçeli'yi bir ihtimalle "Koalisyonu bozarım ha!" şantajı ile sözde ikna etmiştir ama, Tantan'a yapılan muamele aslında Koalisyonun kendisine de gölge düşürmüştür. Bir kısım medya Bir kısım "büyük" medyada Tantan olayı konusunda yapılan -ve anlamlı olarak yapılmayan- yorumlar önemlidir. Yolsuzluklar konusunda mangalda kül bırakmayan arkadaşlarımız ya manidar olarak susuyorlar ya da "Tantan'ın kullandığı polis devleti yöntemlerden, devlet zorbalığının, jandarma döneminin sona erdiğinden" ve de Yılmaz'ı enerjik hareketi ile "liderlik prestijinin" arttığından dem vuruyorlar. Bu hususta da benden "no comment!" Muhalefetin, Tansu Çiller"in, Fazilet Partililerin ve medyadaki yandaşlarının şimdi, binbir dereden su getirerek Tantan'ı tutmaları sathi ve geçicidir ama asıl MHP'nin tutumu önemlidir. Bana kalırsa MHP de, koalisyonu bozmamak için gayretine (daha ne kadar?) rağmen Tantan tarafındadır. Keşke Tantan MHP'ye katılsa diyeceğim ama hem şu sırada pratik olmaz hem de mücadelesini özgürce yapabilmesi için bağımsız kalması daha yerinde olacak. Mavi Akım-Bizim takım Mesut Yılmaz'ın ve Turgut Yılmaz'ın, Rusya'dan denizaltı borusu ile, doğalgaz getirilmesi -Mavi Akım projesi- ile ilgileri, Rusya çekilen fotoğraf dahil, en azından "muğlak" kalmıştı. Ne var ki, inşaat başladığı cihetle, almış başını giden bu projeye, ben, başından beri, insiyaki olarak karşı olmuşumdur: Çünkü Mavi Akım gerçekleşince bizi, geleneksel hasmımız ve Putin yönetimi altında da olsa, hangi yönetim altında olsa, bize hayır duası okumayacak ve fırsat bulunca akrepliğini yapacak olan Rusya'ya bağımlı ve muhtaç kılacaktır. Biraz tarih ve jeopolitik bilenler bunun ne kadar tehlikeli ve milli çıkarlarımıza aykırı olacağını takdir ederler. Nitekim, bildiğim kadar TSK da Mavi Akım'a hiç sıcak bakmamıştır. New York Times'ta çıkan bir haber analizi bana hak veriyor; bu yazıda, uzun lafın kısası, şöyle deniyor: "Mavi Akım projesi gerçekleşince, başlıca enerji kaynağımız olan doğalgaz hususunda Rusya'ya zaten var olan bağımlılığımız % 60'tan % 80'e çıkacak" Yorumcular bu projenin gerçekleşmesinin "Rusya için büyük bir başarı olduğunu çünkü Türkiye üzerinde büyük siyasi ve ekonomik baskı kuracaklarını, diğer doğalgaz boru hattı projelerini önlediğini ve önlemeye devam edeceğini" söylüyorlar. Amerikalılar da bu hususta, kendi çıkarları açısından da olsa çok rahatsızlar. Rusların, hangi rejim altında olursa olsun Türkiye üzerinde hep, türlü şekillerde gerçekleştirmeye çalıştıkları "ayı sarması" böylelikle gerçekleşmiş olacak ve bölgemızde Orta Asya'da yüzlerce yıldır oynanan "Büyük Oyun"da Rusya büyük puan toplayacaktır. Sadece doğalgaz ve petrol boru hatları hususunda değil, Kafkaslardan, Hazar havzasından Avrupa'ya bütün ulaşım hatlarına egemen olacaklar.. Rus Dışişleri Bakanı'nın şu sıradaki Ankara ziyareti ve Rusya'nın gelir sağlamak için dünyanın tehlikeli nükleer atıklarını gemilerle, Boğazlarımızdan geçirmek teşebbüslerini bize de dayatmaları geleceğin tehlikeli işaretleri. Anahtar yorum New York Times'ın haberindeki anahtar yorum bence şu: "TSK'nın da başından beri, belli mahzurları dolayısıyla karşı olduğu bu projeyi, Türkiye'de güçlü bir politıkacılar ve Rusya ile iş yapan büyük iş çevresi zorlamıştır." Haberde ABD hükümetinin Yılmaz'ın Başbakanlıktan ayrıldıktan sonra 1999'da ANAP lideri sıfatı ile Washington'a gittiğinde bizzat o zamanın ABD Başkanı Clinton ve diğer Amerikalı ilgililer tarafından bu projenin mahzurları belirtildiği halde, Yılmaz'ın açıkça "Ben bu projeyi gerçekleştireceğim" diye direndiği ve sonra da Rusya'ya gittiği, başından beri Mavi Akım konusunda kendisi ile işbirliği yapan eski Başbakan sonra Gazprom'un başkanı Chernomyrdin'i "rahatlattığı" belirtiliyor. Herhalde içinde Türkmenistan gazı projesinin nasıl hasıraltı edildiğine dair ilginç bilgiler bulunan ve Mesut Yılmaz'ı töhmet altında bırakan bu yazının tamamının, aynen Türk kamuoyuna duyurulmasında yarar var. Bilmiyorum büyük medya bunu yapar mı? GÜNÜN FİKİR KIRINTISI Gerçekler inatçıdır, kötü bir huyları vardır; er geç ortaya çıkarlar!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.