Güven ve saygı tazelemek TBMM'nin yeniden güven ve saygınlığını kazanması gerektiği ve bu yolda milletvekillerinin dokunulmazlık imtiyazının sadece Meclisteki konuşmalarına ve bu düşüncelerin dışarda tekrarlanmalarına münhasır kılınması. Milletvekili adedinin 400'e indirilmesi konusundaki telkinlerine kim itiraz edebilir. Milletvekilleri, rozetlerini gizleyebilecek bir hale gelmişlerse, muhakkak güven ve saygı telkin etmeleri için gereken önlemler alınmalıdır. Bu aslında, milli egemenliğin temsilcisi olan TBMM'nin kendisine olan güven ve saygınlığın gerçekleştirilmesi olacaktır. Milli Mücadelemizin başlangıcı olan TBMM'ye ve üyelerine karşı son yıllarda uydurulan fıkralar ve de ciddi eleştiriler, aslında milli egemenliğimizi zedeliyor... Milletvekillerimiz bunun idraki içinde olmalıdırlar. Milletvekili sayısının 400'e indirilmesi de Meclis çalışmalarını kolaylaştıracağı gibi bu yolda da bir seleksiyon unsuru olabilir. Ancak milletvekili kalitesinin düzeltilmesi, TBMM'ye, ne gerçekten ehil, dirayetli ve düzgün insanların girmesi, genel olarak siyasetin kalitesinin düzelmesi, partiler ve seçim düzenine bağlıdır. Kabul etmek gerekir ki, bugünkü sistem iyi aday ve muhtemel adayları dışlayan ters bir doğal seleksiyonla en ehil olmayanlara imkan sağlayan, Milletvekilliğini kişisel rant yolu bilenlere yol açabilen bir sistemdir. Milletvekili seçimini, aledderecat, il başkanından genel başkanına medyun oldukça özgür davranamamakta eleştiri haklarını serbestçe kullanamamaktadır. Tuzaklar Seçimlerin yenilenmesinden bahsederken Partiler ve Seçim Kanunu değiştirilmeden bu yenilemenin yapılmasının ters ürün vereceği yani hiç çözüm getiremeyeceği ortadadır. Ne var ki parti ve seçim sisteminin değiştirilmesinde de bazı tuzaklar vardır. Mesela dar bölge ve iki dereceli seçim ülke şartlarına ne derece uygundur ve acaba TBMM'nin kapılarını kimlere ve hangi tehlikelere açar? Değişiklikler yapılırken bunları da önemle düşünmek gerekiyor. TBMM'den söz ederken, Başkan Ömer İzgi'nin mevki ve makamının hakkını, ölçülü tutumu ve hareketleri ile verdiğini belirtmek isterim. O ve Başkan Vekili Murat Sökmenoğlu gerçekten güven ve saygınlık kaynağı oluyorlar. Küçük bir not: Başkan Vekilliğine yeniden seçilen Kamer Genç, usule göre Cumhurbaşkanının konuşması boyunca arkasında duracaktı. Ancak Sezer nazikane bir jetsle "Rahatsız olmayın" dedi ve Genç ister istemez yerine oturdu, kameralar önünde iki saat boy göstermek imkanından mahrum oldu. Üzüntüsü yüzünden okunuyordu. Milli egemenlik Başkanlık Kürsüsünün üzerinde, Mustafa Kemal Atatürk'ten beri Cumhuriyetin temel ilkesi olmuş bir söz yazılıdır: "Egemenlik kayıtsız Şartsız Milletindir." Şimdi, bunu Anayasada belirten 90 madde, AB kriterlerine göre değiştirilmek isteniyor. Anayasa değişikliklerinin ikinci turunda uluslararası andlaşmaların milli kanunlara üstünlüğü maddesi tekrar ele alınırken, milletvekillerimiz, başlarının üstündeki bu ilkeyi dikkate alacaklar mı?