"Uçak savaşı" mı? Kelime savaşı mı?

A -
A +

Asya ükelerinde, Batı'dakinden çok önemli bir duyarlılık vardır: "Yüz kaybetmek" denen, Türkçede "elalemin önünde küçük düşmek" diye ifade edilebilecek, bir sendrom... O ülkelerde, insanların en büyük endişeleri, duyarlılıkları bu husustadır... "Küçük" düşmektir. Bu endişe, mesela Japonya'da, insanları, politikacıları "harakiriye", intihara bile sürükler. Bu küçük düşmek veya düşürülmek ihtimali, Japonya'da, Çin'de, insanlarla ve özellikle yabancılarla ilişkilerde, ticari müzakerelerde aracı kullanmaya zorlamıştır. Japon, ilişkilerde aracı kullanmak suretiyle, hiç olmazsa asıl muhatabına karşı değil aradaki kişiye, vasıtalı olarak küçük düşmüş ve endişesini, güya hafifletmiş olur. Püf noktası ABD ile Çin arasındaki "casus uçağı" veya "gözetleme uçağı" olayında, şu sırada yaşanan "kriz"in veya Amerikalıların tercih ettikleri tabirle "stand-off"un -karşı karşıya gelmenin- çözülmesinde de, en önemli unsur, özellikle Çin'in ve bir dereceye kadar da Amerika'nın "küçük" ve mahcub duruma düşmemek endişeleri!. Yeni Bush yönetimi, bu ilk uluslararası imtihanda küçük düşmemek ve de gücünü, daha başlangıçta belirtmek istiyor... Ama, asıl Çin, hem dünyaya, hem de kendi halkına karşı küçük düşmemek istiyor. Genç bir Çin pilotunun bu kazada ölmesi veya Amerikalılar tarafından "öldürülmesi" sonucu, kendi kamuoyunda, gene resmi makamlar tarafından pompalanan infial, "küçük düşmemeyi" özellikle, çok önemli kılıyor. Bunun için de, 24 Amerikalıyı ve uçağı iade etmek için ABD hükümetinin "Özür dilemesi" şartında ısrar ediyorlar. ABD hükümeti de aynı sebeplerle, 24 askerini, geri alarak küçük düşmekten, kendi kamuoyuna karşı mahcub olmaktan kurtulmaya çalışıyor ve özür dilemekle, olaydan ve pilotun ölümünden dolayı, suçu üzerine almaktan kaçınıyor; "eseflerini" beyan etmekle iktifa ediyor. Aslında, bu kriz, olay olur olmaz, iki tarafın da karşılıklı esef veya pişmanlık ifade etmeleri hatta karşılıklı özür dilemeleri ile, daha başlangıçta önlenebilirdi. Amerika'da bazıları Bush'un Çin'i hemen suçlamakla acele ettiğini ve böylelikle Çin'lileri sert bir tavır takınmaya zorladığını, söylüyorlar. Ne var ki, Çin-Amerikan ilişkileri bir süredir gerginleşmekte idi. Çin asıllı bir Amerikalı nükleer uzmanı bilim adamının nükleer sırları Çin'e aktarması konusu, Çin'deki insan hakları ihlalleri, Çin hükümetini Çin asıllı fakat Amerikan vatandaşı kişilerin tutuklanması, Amerika'nın Tayvan'a füze sistemleri vermesine Çin'in karşı çıkması, Bush yönetiminin Kuzey ve Güney Kore yakınlaşmasına müdahale etmesi, Amerikalıları -ötedenberi- daha Clinton döneminde de rahatsız ediyordu. Ancak Clinton ve yönetimi bu konularda yumuşak davranıyordu. Bush ise şimdi bu olaydan istifade ederek Çin'e karşı kararlılığını -şahin tavrını- belli etmek istemiştir. Çözülebilir Bu yazı yazıldığı sırada kriz veya karşılıklı tavır koyma devam ediyordu ama mümkündür ki, yazım yayınlandığında bunalım, "esef veya pişmanlık" ifadesi ile "özür dilemek" arasındaki farkın, muhtemelen bir "üçüncü tarafın aracılığı" ile, iki taraf da "yüz kaybetmeden", mahcub olmadan, çözülmüş olsun. Şu sırada, iki taraf da, bunalımın davam etmesini ve büyümesini, kendi çıkarları açısından istemezler. Amerikan tarafı, Çin'de ekonomik ticari çıkar ve yatırımları olan büyük şirketlerin baskıları yüzünden... Çin tarafı da, bunalımın devamından daha büyük zararları olacağı için!.. Çinliler bugün Amerikan pazarına yaptıkları bir hesaba göre 40 bir diğer hesaba göre 40 milyar küsur dolarlık ihracata halel gelmesini, Dünya Ticaret Örgütüne girmek konusunda ABD'nin desteğini ve 2008 yılındaki Olimpiyatları kaybetmek istemezler... (Parantez arasında kriz sürerse bu bizim işimize yarar: 2008 Oiımpiyatları bize düşer.) Bugünkü dünyada ekonomik faktörler neticede belki de "yüz kaybetmek" endişesinden de daha ağır basıyor. Uzlaşma olur Uçak olayı, yukarıda da belirtmeye çalıştığım gibi bu kazada hangi tarafın, Çin pilotunun mu, Amerikan uçağının mı kabahatli olduğu meselesini aşan bir semantik meselesi. Çok muhtemeldir ki er veya geç semantik ve diplomatik platformda uzlaşma ile halledilecek. 24 Amerikalı deniz er ve subayı merasimlerle ülkelerine iade edilecek... Casus uçağı da, içindeki şifreler ve kayıtlar tahrip edilmemişse ve Çinliler tarafından posası çıkarıldıktan sonra, geri verilecek. Ancak, bu yeni elektronik casusluk veya "gözetim" olayı herhalde, 1955'te Rusya'da düşürülen U2 ABD "casus" uçağı ve pilotu Farry Francis Powell- vr 1968 Ocak ayının sonunda Kuzey Korelilerin uluslararası kara sularında, 83 mürettebatı ile ele geçirdikleri ABD "Pueblo" casus gemisi olayı gibi, yeni bir soğuk savaş döneminin nirengi noktalarını teşkil edecek. Ve bu olay, yeni Bush yönetiminin, Amerika'yı Avrupa'dan ayırmakta olan, özellikle Putin Rusya'sına ve hâlâ Komünist Çin'e karşı, uygulamakta kararlı olduğu, yeni atılgan dış politikasının ve savunma siyasetinin de ortaya çıkmasına önemli bir vesile teşkil etmiş oluyor!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.