Dünya tarihinde öyle olaylar vardır ki, çağdeğişiminin, yeni bir dünya düzenin işaretleridir. Bu değişimler esnasında ülkeler ve devletler için bazı fırsatları yakalamak -veya kaçırmak- söz konusu! Amerika'ya yapılan misli görülmemiş terör saldırısı, muhakkak ki bu ülkeyi ve halkını, tarihte hiçbir zaman olmadığı kadar birleştirdi ve tek yumruk haline getirdi. ABD hükümeti, Başkan Bush teröristlere gereken müdahaleyi yapmak için, birkaç çatlak liberal ses dışında hemen hemen bütün Amerikalılardan ve çoğu yabancı ülkelerden destek almış durumda. Bush, bu meşum olayın faillerini nerede olurlarsa olsun, ne kadar uzun sürerse sürsün muhakkak bulacaklarını ve cezalandıracaklarını söylüyor. "Sabrımız yanlış anlaşılmamalı, kararlılığımıza şüphe düşürmemeli" diyor. Ben bu şartlarda Amerika'nın bütün gücü ile karşı saldırıya geçeceğine inanıyorum. Bush, Amerika'nın saygınlığı ve kendi siyasi itibarı bakımından aksini yapamaz. Amerika da artık harekete geçirdiği mukabele gücünü artık kınına geri sokamaz. Tabii bu mukabele İngiltere Başbakanı Blair'in dediği gibi, gerçekler ve suçlular tespit edildikten sonra. Cerrahi bir müdahale gibi çok dikkatle ve masum insanlara fazla zarar vermeden yapılmalıdır. Ama, gene de maalesef, kaçınılmaz olarak, hem birçok Amerikalının hem de bazı masum diğer insanların hayatlarına mal olacaktır. Yeni dünya düzeni Dün de yazmıştım; bu olay dünya düzeninde ülkeler arasındaki ilişkilerde çok şeyi de değiştirecektir. Bu değişiklikler esnasında, zaten iyi olan ABD ile ilişkilerimizi daha da perçinlemek zamanıdır. Amerikalılar güç zamanlarında kendilerinin yanında yer alanları kolay unutmazlar. Çevik Bir'in dediği gibi, zaman Amerika'nın yanında yer almak ve bu meşru mücadelesinde Amerika'ya destek olmak zamanıdır. Yoksa, "Ama ABD geçmişte şunu yapmıştır bunu yapmamıştır" diye mazeretler aramanın ve özellikle yanıltılmış bazı kesimleri karşıya almak endişelerini beslemek zamanı değildir. Aslında bu mücadele, tabii doğru yapılırsa, Yüce dinimizi terör habasetinden, kendi ülkemizde de arındırmak mücadelesi olacaktır. Avrupa Birliği Yeni düzende, gene Bir'in dediği gibi NATO ağır basacak ve çok muhtemeldir ki Avrupa Birliği ve ordusu ve bunlarla entegrasyon proje ve sorunları anakronik veya tali kalacaktır. Evet, zaman dosta ve düşmana sempatilerimiz ve desteğimizi çekinmeden göstermek zamanıdır. Ben bu hususta Türkiye tarafından bazı fırsatların kaçırıldığını ve kaçırılmakta olduğunu sanıyorum. Başbakan Ecevit, CNN Televizyonuna verdiği beyanatta Türkiye'nin ABD'yi desteklediğini ifade etmişti. Ancak, ne o ne de Cumhurbaşkanı Sezer dünya platformunda bu konuda daha fazla görünmediler, inisiyatif göstermediler. Demirel görevde olsa idi muhakkak bu fırsatlardan yararlanmasını bilirdi! Ecevit, Körfez Savaşı esnasında ve saldırgan Irak'ı desteklemekle gösterdiği "bağımsızlık" eğilimi, tamamiyle olmasa bile, biraz depreşmiş olsa gerek ki, bence şu sırada fuzuli olarak, ABD'ye nükleer silah kullanmak uyarısını yapmak ihtiyacını duymuş. Zaman, dostların Amerika'ya, bu en hassas zamanında böylesine beyhude nasihatler vermek zamanı hiç değildir. Kaldı ki, eğer suçlunun Usame Bin Laden olduğu tespit edilse ve arkasında da bir devletin olduğu tespit edilse bile, ABD yönetimi şu bağlamda atom silahları kullanacak kadar gafil olamaz. Destek ifadeleri Aslında başka yönden de fırsatlar kaçırılmıştır. Bu yazı yazıldığı sırada TBMM Başkanı Ömer İzgi'nin Genel Kurulun açılışında bir saygı duruşu yaptırıp yaptırmayacağı belli olmamıştı. Umarız, bütün dünyada futbol maçlarında tiyatrolarda bu yapılırken bu konudaki düşünce ve hisleri malum bazı siyasetçileri hoşnut etmek için, "İç tüzük elvermiyor" diye, ABD ve hür dünya ülkeleri ile bu sembolik dayanışma fırsatı kaçırılmaz. Doğru; Türkiye terör belasıyla uğraşırken hür dünyadan fazla destek görmemiş, aksine ASALA ve PKK himaye bile edilmiştir. Ama unutmayalım ki, ABD yönetimi bu hususlarda da bizden yana idi. Aslında sadece TBMM'de değil, mesela bütün dünyada 3 dakikalık saygı duruşu yapılırken Dışişleri Bakanlığının ihmal veya işgüzarlığı yüzünden "17 Ağustos depreminde yapılmadı" diye, taahhüt edildiği halde bütün Avrupa'da yapılanlara katılmamak büyük hata olmuş ve bizim de terör konusunda çektiklerimize dikkati çekmek hususunda bir propaganda fırsatı kaçırılmıştır. Bu satırları gözü kara bir Amerikan hayranı olduğum için yazmıyorum. Benim gibi onbeş yıl Amerika'da yaşamış ve orada eğitim görmüş bir kişi, aslında ne körü kürüne Amerikan hayranı ne de gözü kara düşmanı olur, Amerikalıların zaaflarını da üstünlüklerini de daha iyi bilir. ...... NOT: Bu yazı yazıldıktan sonra, Cumhurbaşkanı Sezer'in terörü ve ABD'deki saldırıyı kınayan güzel bir konuşmasını memnunlukla okudum. İnşaallah bu konuşma dünyaya duyurulur.