Derdinizi, Denizbank Genel Müdürlüğüne de iletiyoruz

A -
A +

“Feridun Ağabey, merhaba; Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi ve Gazipaşa Fen Lisesi son sınıfına devam eden 2 kız evladı olan; 7.500 TL ev kirası ödeyen ve SGK'dan ocak ayında yapılan zamla beraber sadece 15.350 TL emekli maaşı alan bir Türk vatandaşıyım. Terörün zirve yaptığı 1993 yılında Diyarbakır Silvan'da karakollarda yedek subay olarak görev yaptım... Bu şartlar içerisinde kardeşlerimin katkıları ve de muhataplarımın anlayışları ve ödeme konusunda gösterdikleri kolaylıklarla geçmişten kalan 6 banka borcumdan 5 adedini ana para borçlarımın biraz üzerinde tutarlara 6 taksitte ödeyerek kapattım... Ana parası 21 bin TL, icra dairesi dosya hesabı 74 bin TL olan Denizbank borcum için bankanın ismi sizde mevcut hukuk bürosunun başlattığı icra dairesi dosyasında bulunan 74 bin TL'nin tamamını istiyorlar. Taksitlendirme şansımı denedim kabul edilmedi. Bu parayı toplu olarak da ödeme şansım yok. İlgili icra dairesine 74 bin TL ödeyerek bu icra dosyamı kapatma konusunda bir çözüm üretebilirseniz beni ve ailemi çok mutlu edeceksiniz” diyen değerli okuyucumuz İstanbul Anadolu 10. İcra Dairesi, Dosya No: 2025/3862 olarak bildirdiğiniz icra takibi için IBAN numarası da paylaşmışsınız. Öncelikle derdinizi kamuoyuna ve yardımsever okuyucularımıza bildirirken aynı zamanda değerli Denizbank Genel Müdürlüğüne de bildirmiş oluyoruz. Umarız hukuk bürosu yetkililerine de ulaşıp kolay ödeyebileceğiniz şekilde borcunuzu yeniden yapılandırmasını temin ederler. Umarız bu şekilde siz ve aileniz icra sıkıntısını bertaraf eder biraz rahatlarsınız. Saygılarımızla. (F.A.)

 

 

Bolu’nun “batıyoruz” diyen turizmcilerine mektup

 

 

“Türkiye’nin en güzel doğasına sahip 5-10 yerleşim biriminden biri Bolu’dur. 81 vilayetin tümüne yakınını ve 930 ilçenin yarısını hasbelkader gördüm. Bolu ilindeki üstün özelliklerin çoğu diğer il ve ilçelerde asla yoktur... 7 yıl Zonguldak ilinde çalıştım. Ev bile kiralamadım. Çeşitli kamu misafirhanelerinde kalmayı tercih ettim. 4 yıldır Ankara’da çalışıyorum. Burası da içime pek sinmediği için yine ev tutmadım. Bolu’nun 12 ayı ayrı nefistir. Evde biraz sıkıldığımda kısa sürede tabiatın içine dalma imkânım söz konusudur.

 

Abant, Yedi Göller, Gölcük, Gölköy, Aladağlar, Atatürk Orman Parkı, Hayrettin Tokadi Mesire Alanı, Seben Gölü, Köroğlu Dağları, Kara Göl, civar köylerin yaylaları insan ruhuna çok iyi gelir. Yazın ve sonbaharda şehrin civarındaki köylerin meralarında saatlerce yürürüm. Oralardan kuşburnu, kızılcık, alıç, dut, böğürtlen, acı erik, acı elma, ahlat gibi orman meyvelerini toplayıp dondurucuya yığarım. Bunlardan kışın enfes çaylar yapıp içiyorum. Bu sayede son 40 yılda hiç grip, nezle olduğumu hatırlamıyorum...

 

Sözü fazla uzattım. Sadede geleyim. Bolu’nun otelcileri, turizmcileri bu kafa yapısıyla devam ettikleri sürece asla saygınlık, itibar, erdem oluşturamazlar. Hemen bir bilgisayarın başına oturup tatil/otel sitelerinden Bolu, KKTC, Selanik, Arnavutluk, Sırbistan, Kosova, Romanya, İtalya vb. otellerinin fiyatlarına bir baksınlar. En yüksek bedellerin Bolu’da olduğunu görüp utanacaklardır!

 

Özellikle Abant Gölü muhitindeki konaklama tesisleri ABD, İsviçre, Fransa ile yarışıyor. İstanbul’un en lüks otelleriyle yarışan fiyatlar yüzünden buralara; aklanmış helal kazanılmış parası olan insanlar asla gelmezler. Son 40 yılda Ankara, Düzce, Antalya, İzmir, İstanbul, Edirne, KKTC, Manisa, Artvin, Batum, Gori, Tiflis, Almanya, Fransa, Hollanda, Belçika vb. gibi yerlerin otel, motel ve pansiyonlarında hasbelkader ikamet ettim. Bolu ilindeki birçok turistik tesisini de elektrik-elektronik tamir/bakım/projelendirme işlemleri vesilesiyle görme/tetkik etme imkânı buldum. Çok kızanlar olacak ama yazayım. İldeki otellerin tümüne yakınının elektrik sistemleri, alarm düzenekleri, topraklama tesisatları çağdaş/bilimsel normlara uygun değildir. Bunun aksini iddia eden otel sahibi var ise 1 kuruş para talep etmeden elektrik-elektronikle ilgili eksiklerini raporlaştırıp sunabilirim…

 

Bu ülkede maalesef adını yazmaktan aciz, proje okuyamayan, yönetmelik bilmeyen, ölçü aleti kullanamayan on binlerce kişi elektrikçi olarak piyasada arz-ı endam eylemektedir.

 

Kartalkaya bölgesinde ortaya çıkan acı olaydan sonra ilin turizmcileri ağlamaya, batıyoruz demeye başladılar. Bu sızlanmaların bir faydası olmayacaktır. İlk önce yapılarına doğru düzgün bir elektrik-elektronik sistemi kurdurmaları şarttır. İkinci olarak konaklama fiyatlarını aşağı çekmeleri, hizmet (personel) kalitelerini ise artırmaları şarttır. Ağzında sigara, kapkara dişlerle servis yapan kılık kıyafetine özen göstermeyen garsonlarla müşteri sayısı artırılamaz. Ankara’nın göbeği Çankaya’da bugün 10 TL’ye çay içilebiliyor. Bolu’nun turistik tesislerinde kirli bardaklı ılık bir çay için 50-100 TL istenebiliyor. Bu kafayla Bolu'da turizm asla yükselmez.

 

     Ali Özdemir/E. Elektrik Öğretmeni-Yazar

 

 

 

Anlat Derdini Feridun Ağabey'de önceki yazılar...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.