Geçen hafta bir takım değerlendirmelerimizden sonra yazımızın sonunda iyi bir antrenörün neler yapması, nelere dikkat etmesi vb. hususlarda görüşlerimizi belirteceğimizi ifade etmiştik. Bugün devam ediyoruz. Bana göre dünyanın en zor işi antrenörlüktür... Eğer lâyıkıyla yaparsanız. Ancak, aşağıda sayacağım hususların yerine getirilmesi halinde bu uğraş çok basittir. İyi bir antrenör öncelikle, bilgisayar, internet, İngilizce gibi teknolojiyi, teknik analizi ve aşağıda sayacağım özelliklerle kendini donatmalıdır. Dedikodu asla yapmamalıdır. Ekip anlayışını benimsemeli, üşengeç olmamalı, dinamik, eğitilebilir olmalı, ben bu yükü taşıyabilir miyim diye düşünmeli, literatürü takip etmeli, sorun değil çözüm üretmeli, görev aldığı ekipte kendine çalışma alanı bulabilmeli, spesifik özelliği (programcı, taktisyen, şampiyon, organizatör, tahlil v.s.) olmalı. Bu kısa açıklamalardan sonra her güreş antrenörünün sahip olması gereken "olmazsa olmaz" kuralları bir kere daha gözden geçirelim. Umarım bu andan itibaren değerli arkadaşlarımın görüş ve ufuklarının açılmasına bir nebze katkım olur. Antrenör; 1- Sporcuların geldiği seviyeden zekâca daha üstün, karakter ve çalışkanlık değerlerinin üstüne çıkmalarına çalışmalıdır. 2- Modern antrenör ve spor kavramında antrenörün görevleri çok yönlülük arzettiğinden günümüz antrenörü eğitici, bilimsel, çalıştırıcı ve organizatör olmalıdır. 3- Çalışmalardaki iyi tutum, kültür, uzmanlık ve verimlilik, eğitimcinin otoritesini oluşturur. Otorite de eğitimin en önemli faktörüdür. Çoğu sporcu bu durumdan hoşlanmaz. Antrenörler ise güreşçilerin çalışma hırsını, sevgi ve antrenman fedakârlığını diğer güreşçilere örnek göstermeliler. 4- Güreşçilerin kişiliği özgürdür. Antrenör hiçbir zaman güreşçisini şeref ve haysiyet kırıcı söz ve davranışlarla eğitmeye çalışmamalıdır. Antrenör, güreşçisine saygı göstermeli ve güreşçisini tanıyarak, onun ne yönde gelişeceğini araştırarak, gelişimini sağlamaya çalışmalıdır. 5- Bazı antrenörler, bazı güreşçilerin daha fazla gelişmeye uygun olmadıklarını veya düzeltilemez davranışlara sahip olduklarını sanırlar. Bu tür sporcu hemen hemen yoktur. Unutulmamalı ki, onların başarı anahtarları antrenman ve zamanlama ile ilgilidir. 6- Antrenman süreci eğitici yönde olursa güreşçinin gelişimi de çabuk olur. Güreşçinin özel hayatı, spordaki başarısının ayrılmaz bir parçasıdır. Dolayısıyla antrenörün çalışması minderde bitmemeli, Güreşçilerin ekonomik durumu, beslenmesi, ailevi durumu, boş zamanı, eğitim ve öğretimdeki başarısı... Tüm bilgilere sahip olduğunda ancak kusursuz doğru, pedagojik ve güreşteki başarısını arttırıcı çözümleri bulabilir. 7- Güreşçilerine gerçekten saygı duyan antrenör, isteklerinde onlara taviz vermez. En ufak hatalar bile düzeltilmeli, dikkat edilmelidir. Antrenörün hataları düzeltici ikazları sonucu güreşçi bilmelidir ki, en ufak hata bile gözden kaçmamaktadır. Bu davranış böylelikle güreşçinin otokontrolünü hiç şüphesiz arttıracaktır. 8- Antrenörün çalışmalarında birlik, beraberlik, kardeşlik, arkadaşlık, dostluk, özeleştiri ve karşılıklı yardımlaşma ruhu kurulmalıdr. 9- Her güreşçi ile yapılan çalışmada; güreşçinin olumlu özellik ve nitelikleri dikkate alınarak ciddi ve bireysel şekilde yapılmaya özen gösterilmelidir. Antrenörün güreşçilerin karakterini, iradesini, dünya görüşünü, davranış ve alışkanlıklarını tanıması gerekir. Olumlu yönlerine dayanarak motive etmeli ve gelişimini artırmaya çalışmalıdır. 10- Antrenörün kayırılan güreşçileri olmamalıdır. Bir ya da birkaç güreşçiye bağlı kalmak, pedagojik bir dramdır. Tabii ki buradan gruplaşarak özellikle güreşçileri kıskançlık, çekememezlik, grup içinde eşitsizlik, antrenör dürüstlüğü ve prensiplerine güvenmemek gibi duygular meydana getirir ki; bu da en önemli olumsuz olgudur. 11- Çoğu antrenör belli otorite ve prensiplerle eğitimini tamamlandığını zanneder. Küçük hata ve tavırlara tepki göstermeli, muhabbet için sigara yakmak, şampiyon oldun diye içki içmek, saygısızca selamlaşma, bir dakika bile olsa antrenmana geç gelme, kötü söz, küfür etme gibi olumsuz davranışlara karşı dikkatle mücadele etmelidir. Unutulmamalı ki; küçük hataların toplanması, her zaman kötü ve zor düzeltilen alışkanlık ve davranışlara yol açar. Antrenör bunlara çok dikkat etmelidir. 12- Antrenörün vereceği teşvik maddi ve manevi olmalıdır. Cezaları, caydırıcı ve adil olmalıdır. 13- Sonuç olarak antrenör, kendi tavrı ve davranışı ile eğitime faydalı olmalıdır. Her zaman dinç, cana yakın, yenilikçi ve ufku geniş olmak zorundadır. 14- Kusursuz, nüfuzu, sakinliği, merhameti, davranışları, alçakgönüllüğü, çalışkanlığı, merakı, kültürü gibi özellikleri, güreşçiler üzerinde olumlu etkiler bırakmalıdır. Lary James'in sözü ile yazımı bitiriyorum. "Dev transatlantikler bile, kendilerini güvenli derin sulara çıkaracak kılavuz teknelere ihtiyaç duyarlar"... Evet yüksek performans için hayatımızı planlayalım. Sorumluluğu kabul edelim, en önemlisi eğitilebilir olalım, doğru zamanda doğru yerde olalım. Kendimiz olalım, yardımlaşalım, isteğimizi çekinmeden dile getirelim, teşekkür edebilelim... Ne dersiniz değerli meslektaşlarım?