Pekin'de yarıştığımız 12 branşta tek altın çıkardık; güreşçi Ramazan Şahin... Bir de Nazmi Avluca'nın bonz madalyasını da düşünürsek, güreş kendini kurtardı gibi ama dahası olabilirdi. Küçük hatalarla en az üç madalya kaçırdık! 2012 için endişeleniyorum. Dikkat edin beyler, ustalar bırakıyor ama çıraklar ortada yok. Sezar Akgül ve Rıza Kayalp olimpiyat yükünü kaldıramadılar. Dünya Gençler Şampiyonasında yenilmesi Sezar'ın moralini bozmuş. Güreşlerde dikkatimi çeken şeylerden biri de Dağıstanlı, Çeçen ve biraz da Gürcü kökenli güreşçilerin bütün takımlara dağılmış olması ve olimpiyatlara onların dama vurması... Türkiye, Rusya, Azerbaycan, Ukrayna, Özbekistan ve daha bir çok ülkeye Dağıstan kökenli ve özellikle Çeçen asıllı güreşçiler yayılmış. O ülkelerin bayraklarını göndere çektirdiler. Özellikleri nedir biliyor musunuz? Yüzde yüz mücadele ediyorlar ve tabiri caizse canlarını ortaya koyuyorlar. En büyük örnek Ramazanımız değil mi? Biz ve başka ülkelere göre hiç de ekonomik olarak iyi durumda değiller. Yani tabirimi mazur görün, "açlar!" Dağıstan'da müthiş bir potansiyel var. Özellikle serbest stilde... Peki bizde yok mu? Fazlası ile var. Ne yok biliyor musunuz, eskiden vardı ama şu an itibari ile etkin değiller. Anlatayım müsadenizle; şimdi 1992 yılında Federasyon Başkanı Sadettin Tantan ne yaptı, ayda 300-500 dolar arasında maaş ile Dağıstan başta olmak üzere Türki Cumhuriyetlerden yetenekli antrenörler getirdi. İki yıl Türkiye'de başta GEM (Güreş Eğitim Merkezi) olmak üzere pilot bölgelerde çalıştılar. Kısa zamanda müthiş bir rekabet oluştu. Alt yapı kıpırdadı. O dönemden bir tek Afyon GEM'de Rızvanov kaldı Türkiye'de. Sapunov ile Şahmuradov ve tabiî ki onlarla beraber aynı ekiplerde yer alan Türk antrenörler de başarıya doğru yürüdüler. Hazır olanların yerine yenileri konamadı maalesef! Üç yıldır sözleşmeli Türk güreş antrenörleri alındı. Ama halen bir hareket yok gibi! Kimse kendi işini sevmiyor ve yapmıyor maalesef. Ne kadar denetim yapılıyor? Ben diyorum ki işinin ehli olan ve yetenekli GEM ve kulüplerde antrenörlük yapabilecek Türk çalıştırıcılarla beraber başarıya koşacak ekipleri kurabiliriz. Üstelik yeni tasarı geçti TBMM'den, 1000 sporcu 2012'ye yetiştirilecek. Ayda da hatırı sayılır ücret verilecek. Bir de Meşhur MEB projesini eklersiniz (Bursa'da pilot olarak başlandı ve başarılı oldu.) İşe 2009 yılında uzun ama zahmetli, geleceği parlak olacak, sonuca gidecek güreşçileri yetiştirmiş olursunuz! Gerçek yetiştirici kalmadı gibi bir şey. Çare bu bana göre. Bir de şampiyon yetiştiren antrenörleri ödüllendirirsiniz, şampiyonalarda köşelere oturtarak. Tesisi sorunu ise Sarıyer'den başlandı, arkasından Bolu/Aladağ da alınırsa iş tamam gibi... Yaşar Doğu gibi de birkaç merkez kurarsınız...