Gündem yağlı güreş

A -
A +

Yunan işadamı Anestis Milonaya'nın 70 bin lira ödeyerek yağlı güreş ağası olmasıyla başlayan "Yunanistan yağlı güreşi sahiplenir mi?" tartışmaları haftaya damgasını vurdu. Güreşseverler hatırlayacaktır, 2004 Atina öncesi basında "Yunanlılar yağlı güreşi olimpiyatlarda sergileyecekler" diye de yer almıştı. Bu olmadı ama ileride olmayacak diye bir kaide yok! Ciddi ve kalıcı tedbirler alınmalı. Makedonya, Hollanda, Yunanistan gibi bazı ülkelerde Türk organizatörler tarafından yağlı güreşler yapılır. Üstelik ünlü güreşçilerimizi, başpehlivanlarımızı da götürüler. Bu ülkemizin spor turizmimiz açısından bir katkıdır. Ama geçen hafta Kepez'de yağlı güreş ağalığını Yunanlı bir iş alınca acaba dendi, Kırkpınar'da da aynısı olur mu? Kırkpınar'da olmayacak çünkü ihale yönetmeliği izin vermiyor merak etmeyin! Japonların geleneksel sumo güreş olimpiyatlar kadar olmasa bile ülkelerinin adını duyuruyor. Bu yıl Kırkpınar'a gelmeleri muhtemel. Yağlı güreş mindere göre futboldan sonra en büyük seyirci potansiyeline sahip. Hep ne dedik, keşke bu seyirciyi mindere çekebilsek diye, ama nafile! Neticede, yağlı güreşimiz de sumo kadar dünyadaki yerini almalı ama gelenek ve göreneklerimize bağlı kalmak kaydı ile... Bir kere bozarsak bunun sonu gelmez aman ha! Sumo güreşi dünyaya açıldı ama Japon gelenekleri ve kuralları içersinde. Tekrarlıyorum, yağlı güreşimiz de dünyaya açılmalı. Bir ara da şöyle bir tartışma çıkmıştı; "Güreş Türklerin ata sporu değil." Epey bir tantana olmuştu! Bu tür konularda Federasyon olaya müdahil olmalı ve verilen, verilebilecek demeçlerin ata sporumuza ve komşularımıza zarar vermemesine dikkat etmeli. Belli bir strateji ile ve tek merkezden açıklama yapmalıdır. Sorumlu, sorumsuz her önüne gelen konuşursa bunun sonu gelmez ve zarar verebilir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.