Buzdolabının kapağı

A -
A +

Üç beş sene önce eski buzdolabını bahçe kapısının önüne koymuştuk. Evinizdeki eski beyaz eşyayı yahut mobilyayı atacağınızda kapı önüne çıkarıp bu gibi eşyayı götüren şirkete telefon ediyorsunuz. Onlar gelip alıyorlar. Sizin eşyaları kapı önüne çıkarmanızla onların gelmesi arasında birkaç gün geçebiliyor. Eski buzdolabını bahçe kapısının önüne koyduk, telefonumuzu ettik. İşlem tamam! Bir iki saat geçmemişti ki, kapı çalındı. O da ne? Mahallede arabasıyla her daim devriye gezen polis kapıda! "Merhaba! Buzdolabını siz mi koydunuz?" "Evet. Bir şey mi oldu? Telefon ettik, gelip alacaklar." "Tamam. Yalnız kapağını söküp ayrı koymanız gerek." "Kapağını mı? Kapağını sökmemiz mi gerek? Neden? "Kanun böyle. Çocuklar içine girip saklanbaç oynayabilir ve içerde mahsur kalabilir. Tedbir olarak." Şaşakalmıştım. Tabiî derhal buzdolabının kapağını söktük. Şirket gelip alana kadar iki parça halinde bekledi. Ve ben hemen olayı araştırdım. Amerikan tarihinde, bir kenara bırakılmış eski buzdolaplarının içine oyun amacıyla girip boğularak ölen çocuk olayları epeyce var. Ve 1956 yılında çıkmış bir kanun var. Özellikle o yıllardan önce yapılan buzdolaplarına potansiyel ölüm tuzağı diyorlar. Çünkü kapıları içeriden asla açılamayacak şekilde imâl ediliyor. 1946-56 arasında Amerika genelinde 115 çocuk ölümü vakası olmuş. Meselâ, anne-baba çocuklarının kaybolduğunu rapor ediyor. Polis, aile, mahalleli çocukları arıyor, çocuklar iki gün sonra garajdaki eski buzdolabının içinde ölü bulunuyor. Bunun gibi olaylar... Sonunda Kongre 1956'da "Buzdolabı Güvenlik Kanunu"nu çıkarıyor. Bu kanun imalâtçılara, buzdolabının içeriden 15 pound'luk (6.8 kilogram) itme gücüyle açılabilecek şekilde yapılmasını şart koşuyor. Bir taraftan kanun zorlayınca, bir taraftan da teknoloji gelişince kapılarda mekanik mandallar değil, manyetik contalar kullanılmaya başlanıyor. Böylece kapılar artık içerden açılabiliyor. Şu anda piyasada olan son model buzdolaplarının kapı sistemi de aynı. Fakat kanun tehlikeyi birden ortadan kaldıramıyor elbette. Kanun yürürlüğe girdikten yıllar sonra bile eski model buzdolapları hâlâ kullanılıyordu ve atılma zamanları yeni gelmişti. Amerika çapında çocuk ölümleri devam edince, eyaletler atılmak üzere kapı önüne, bahçeye, garaja, şuraya, buraya bırakılan buzdolaplarının kapılarının sökülmesini şart koştular. Bu şart halen geçerli. Belki kapıları içeriden açılmayan eski model buzdolabı artık hiç kimsede yok; fakat, sütten ağızları yanmıştı bir kere, derslerini almışlardı, son model de olsa buzdolabını boş olarak bir tarafa koyacaksanız kapısını sökeceksiniz! Bunları niye anlattım? Son haftalarda ülkemizde peşpeşe "üstü açık çukur" ölümleri yaşanıyor. Kanalizasyon çukuru, kapaksız rögarlar vesaire. Bizdekiler de kapaksızlık yüzünden ölümler! Büyüklerin ihmalidir o yavrulara bu âkibetleri hazırlayan. Anne, baba, komşu, muhtar, belediye görevlileri, herkesin ihmali, umursamazlığı, tembelliği. Evlerde altın günlerinde toplanan, çay eşliğinde yaprak sarması, ıspanaklı börek yiyen, sonra kalori yakmak için parka yürüyüş yapmaya giden hanımlar! Ekipler kurun aranızda. Mahallenizin, semtinizin sokaklarını aranızda pay edip her gün dolaşın. Üstü açık çukur var mı? Varsa gerekli yerlere rapor edin, kapatılması için önayak olun. İlle devlet memuru olmak gerekmez. Bu da bir çalışmadır. Çocuklarınız için! Bugün başlayın. Bugün 23 Nisan!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.