Mahkemeler ve kararlar

A -
A +

Londra'da lise öğrencisi Shabina Begüm cilbab ile okula devamını yasaklayan okul idaresine karşı açtığı davayı kazanmış. USA Today habere, "İngiltere'de İslâmî kıyafet ile okul kurallarının çarpışması" başlığını koymuş. Begüm'ün avukatı Tony Blair'in karısı Cherie Booth. "Müvekkilim..." diyor, "dinî inançları sebebiyle eğitim hakkından mahrum bırakılmıştır. Din tabiatı itibariyle şahsîdir. Okul, müvekkilime, dinî inancının gereklerinin neler olduğunu dikte ederek haddini aşmaktadır." Mahkeme de kararına gerekçe olarak demiş ki: "Dinini belli etme hakkı hukuka aykırı olarak elinden alınmıştır." Cherie Booth ve Begüm ilk davayı kazandılar. Okul idaresi kararı İngiliz Yüksek Mahkemesi nezdinde temyiz etmiş. Yüksek Mahkeme'ye giden ilk İslâmî kıyafet davası. Bakalım karar ne yönde çıkacak? Eğer Shabina Begüm lehine çıkarsa okulların üniforma yönetmeliklerini öğrencilerin dinî inançlarına göre yeniden gözden geçirmeleri istenecekmiş. Begüm'ün okulunda (devlet okulu) tek tip üniforma mecburiyeti var. Fakat çoğunluğu Müslüman öğrencilerin devam ettiği bir okul olduğundan, kızlar için bölgedeki din adamlarının da ruhsat verdiği bir kıyafet seçilmiş: Etek, pantolon yahut tünik takım. Ve kızlar başörtüsü de bağlayabilirler! Fakat Begüm cilbab giymek istiyor! Yani başta ayağa uzanan bol bir manto. Dava bu! Genç kız bu konuda ayak diretince okul ona 2002 yılında uzaklaştırma cezası vermiş, iki sene okula gidemeyen Begüm sonra cilbaba izin olan bir okula naklini yaptırmış. İngiltere'de her okul kendi kıyafet yönetmeliğini kendisi hazırlıyor ve çoğu cilbaba izin veriyormuş. Onların cilbabı bizim çenemizi yorarken bir haber de memleketten gelmez mi?! Bizim hanımlar cilbabdan falan bahsetmiyor zaten de, Danıştay İkinci Dairesi bir müdirenin okula gidiş gelişlerinde başörtüsü takmasını lâikliğe aykırı bulmuş! Amerika'da kapı önleri, çatı altları sigara içme yerleridir. Her türlü kapalı alanda sigara yasağı olduğu için, tiryakiler iki taşın arasında kapı önüne çıkıp birer tane tellendirirler. Çünkü sigara içmek kötü bir alışkanlık olarak kabul ve ilân edilmiştir. Bizim memleketteki kapı önleri, çatı altları da türban takma-çıkarma durakları oldu. Biz de türbanı kötü alışkanlık kabul ettik! Yalnız bundan böyle kapı önünde takıp çıkarmak kâr etmeyecek. Son karara göre kamuda çalışan hanımların başlarının yol boyunca gösterdiği manzara da mühim! Peki yolun neresinden itibaren kamu alanı sayılacak? Hangi köşeden itibaren? Ne zaman "muhitimize geldik" olacak? Bu da bir mesele! Aslında evinizin duvarlarının dışında her yer kamu alanıdır. Ben bir fikir vereyim: Amerika'da okulların çevresinde uyuşturucu madde yasağı olduğunu gösteren trafik levhaları vardır. "Drug free zone" yazar. Liselerde pekâla uyuşturucu içen, alıp satan öğrenciler olduğu bilinse de bu levha istisnasız her okul çevresinde vardır. Belki bizde de buna benzer bir işaret meseleyi çözebilir. Kamu binalarının bilmem şu kadar metre civarına, dört yönde birer levha dikilebilir: Türbanlı bir kadın başı üzerine kırmızı çarpı işareti. Yazıya gerek yok. Milletimiz zekidir, anlar. İşte böyle Begüm! Sen İngiltere'de cilbabını korumaya çalışıyorsun ama...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.