Sigara ve "Kamusal alan"

A -
A +

Onbeş yirmi sene önce Amerika'dan Türkiye'ye gelişlerimde iki ülke arasında hayli fark bulurdum. Son zamanlarda memleketimizin maşallahı var, farkları hızla kapattı! Hele Atatürk Havalimanı'nın ihtişamı?! Kennedy Havalimanı kaç para?! Yalnız bir fark var ki beni şaşırtmaya devam ediyor: Sigara! Son yıllarda medenî dünyada sigaraya karşı olumsuz bir bakış açısı gelişti. Sigaranın insan sağlığına ne kadar zararlı olduğu anlaşıldı ve aklı başında insanlar bu muzırdan hızla el çektiler. Bizim insanımız bu sigara düşmanlığından hiç mi hiç etkilenmiyor. Ayağınızı vatan toprağına basar basmaz burnunuza bir tütün kokusu gelmeye başlıyor. Lokantalarda müşterilerin elinde sigara. Ocak başında pide servisi yapan ahçının dudağında sigara. İşhanında çay servisi yapan delikanlının elinde sigara. Motosiklette giden adamın ağzında sigara. (Önünde de küçücük kızı oturuyor. Kızını, motosikleti ve sigarayı aynı anda idare ediyor. Ne kaabiliyet Yarabbim?!) Direksiyondaki şoförün camdan sarkıttığı elinde sigara. Makamında oturmakta olan okul müdürünün elinde sigara. Çöp kamyonuyla gelen temizlik işçilerinin ağzında sigara. Bohçacı kadın, -ki bence pazarlama elemanlarının ilk örneğidir-, öteberi satmaya gittiği evde selâm verdikten sonra size "bir sigaranız var mı?" diye soruyor. Asgarî ücretten, geçim sıkıntısından, işsizlikten dert yanan insanların ağzında sigara tütüyor. Yaşlısı, genci, kadını, erkeği, cahili, okumuşu herkeste bir sigara düşkünlüğüdür gidiyor. Halbuki medenî dünyada artık kamusal alanda sigara içilmiyor! Hani şu meşhur "kamusal alanlar" var ya! İşte oralarda sigara içilmiyor. Evet, oralarda asıl olmaması gereken şey -türban değil- sigaradır. Kamuya açık yerlerde kamuya zararlı iş yapamazsınız. Tiryakiyseniz evinizde, odanızda, etrafınızda kimse yokken -ya da bir başka tiryaki dostunuzla karşılıklı- tüttürün! Ama son tıbbî araştırmalar ışığında kamu alanında sigara içmenin kamuyu yavaş yavaş zehirlemek olduğu anlaşılmıştır. Kimsenin kamuyu zehirleme hakkı yoktur. Devlet de kamunun zehirlenmesine göz yumamaz. Amerika'da sigara içenlere artık ikinci sınıf vatandaş gözüyle bakılmaktadır. Lokanta ve barlar dahil olmak üzere bütün kapalı yerlerde sigara içmek yasaktır. Kamu kamu deyip duruyoruz da, kamunun ne olduğunu biliyoruz değil mi? Son zamanlarda "kamusal alan" deyince devlet daireleri, resmî kurumlar anlaşılır oldu. Halbuki, kamu, -eski dilde amme denirdi-, halk demektir. (İkinci bir mânâsı da "bütün, hep"). Yani "kamu hizmeti" halk hizmeti demektir. Kamusal alan "halka açık yerler" demektir. Bu itibarla insanın evinin dışındaki her yer kamu alanıdır. Sinema da kamu alanıdır, lokanta da, stadyum da, hastahâne de, postahâne de... ("Ama orası kamu alanı..." deniyor ya, siz bana evin dışında kamu alanı olmayan bir yer gösterin!) Ve bütün bu yerlerde sigara içilmesinin yasaklanması gerekir. Yasağa uymayanlara para cezası verilmesi gerekir. Sigaranın fiyatı da ikiye katlanmalıdır. 21 yaşından küçüklere sigara satılması kesinlikle yasak olmalıdır. Sigaraya ulaşmayı ve ulaşanların da içmesini zorlaştırmak için ne gerekirse yapılmalıdır. Amerika'da bir galon (yaklaşık 4 litre) benzinin ortalama 2 dolar, en ucuzundan bir paket sigaranın 4 dolar olduğunu da yazayım.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.