Türkiye'nin en önemli altın yataklarından birkaçı Gümüşhane'de bulunuyor. Hatta bir tanesi işletilerek külçe altın basıyor. Bakır, çinko, kurşun gibi madenlerin de işletme safhasına geldiği şehir, madencilik sektörünün gelişmesiyle kabuğunu kıracak
PLANLI BİR ŞEHİR OLACAK
Dağların arasında kurulan Gümüşhane'de, kentsel dönüşüm için TOKİ ile görüşmeler yapılıyor. Gecekondular, koruma alanlarındaki konutlar bu şekilde kaldırılacak, şehir daha düzenli ve planlı hale getirilecek. Otopark, meydan düzenlemesi, iş merkezi, 17 dönümlük park gibi başka projeler de var.
Gümüşhane, Doğu Karadeniz Bölgesinin iç kesiminde. İl Merkezi, denize 100 km mesafede, Harşit Çayının iki yakasında vadi boyunca uzanan, 1153 metre rakımlı bir yerleşim yeri. Kuruluşu M.Ö. 3000 yıllarına dayanan Gümüşhane, tarihî süreç içerisinde önemini hep korumuş. Gümüşhane adı, Türkçe "gümüş" ve Farsça "hane" kelimelerinden oluşmakta. Romalılar döneminde de "gümüş yeri" anlamında "Arjiopolis" diye adlandırılan kentin diğer adları arasında "Canca, Caıca, Catha ve Canıha" gibi adlar sayılabilir. Fatih Sultan Mehmet Han'ın 1461 yılında Trabzon'u fethetmesiyle birlikte Osmanlı'ya katılan Gümüşhane'de bulunan "gümüş" madenleri işletmeye açılmış, eski Gümüşhane'nin bulunduğu Canca mevkiindeki darphanede imparatorluk hazinesinin 1/6'sını temin eden "gümüş sikke" basılmıştır.
ESKİ CANLILIĞI KALMAMIŞ
1894 yılında madencilere tanınan imtiyazların kaldırılması ve yüzeye yakın madenlerin bitmesiyle, derindeki madenlerin çıkarılmasında oluşan teknik yetersizliklerle birlikte, maden ocakları kapanmış. Zaman içerisinde şehir eski canlılığını kaybetmiş. Şehir, 1920'lerden sonra bugünkü yerleşim alanına taşınmış.
Gümüşhane, Karadeniz'i İç Anadolu'ya, Doğu Anadolu'ya bağlayan bir il. İran ve Irak'ı Karadeniz'e bağlayan en önemli yol buradan geçiyor. Tarihî İpekyolu'nun kilit noktasında bulunan Gümüşhane, canlı bir ekonomiye sahip olmuş, hareketli olmuş. Ilıman bir iklime sahip Gümüşhane, bazı sıkıntılarına rağmen, çekici bir coğrafyaya sahip. Belediye Başkanı Mustafa Canlı'nın ifadesine göre, Gümüşhane'nin en büyük problemi göç. İlin toplam nüfusu 130 bin civarında iken, bir milyon Gümüşhanelinin başka illerde yaşadığı belirtiliyor. Türkiye'nin her yerinde Gümüşhanelilerin bulunduğu söyleniyor. Dünyada en kaliteli kuşburnunun Gümüşhane'de yetiştiğini, ilde 27 çeşit kuşburnu bulunduğunu ifade eden Başkan Canlı, sağlık dostu bu ürünü geliştirmek, işleyip pazarlara daha çok sunmak, üreticilere bu yolla daha fazla katkı sağlamak için çalıştıklarını, teşvikler verdiklerini anlatıyor. Geçen sezon, kuşburnu toplayan vatandaşlara, belediye tarafından ton başına 250 lira teşvik ödemesi yapılmış.
Başkan Mustafa Canlı'nın en büyük projesi, Gümüşhane'ye hayat veren, güzellik katan Harşit Çayı'nın ıslahı. Başkanın hayali, Gümüşhane'yi boydan boya geçen Harşit Çayı'nın pırıl pırıl olması, içinde balıkların yüzmesi, yer yer kurulan bentlerle şelalelerin oluşması, iki kıyısında yürüyüş yolları, sosyal donatı alanlarının olması... Şehir boyunca iki taraftan atık sular toplanıp, şehir dışına taşınmış. 2 yıl içinde atık suların arıtılması planlanmış. Başkan Mustafa Canlı'nın bir hayali de, Gümüşhane'nin eski yeri, tarihî Süleymaniye Mahallesi'nin aslına uygun şekilde düzenlenmesi, buradaki tarihî eserlerin restore edilmesi, Süleymaniye Açıkhava Müzesi'nin, turizmimizin hizmetine açılması. SİT alanı ilan edilerek korumaya alınmış bu mahalle ile ilgili her türlü plan yapılıyor.
AB FONLARINDAN KATKI
Süleymaniye'ye giden yolun yapılması için de projeler tamam. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın gereken katkıları yapması ve bu projelerin bir an önce uygulanması bekleniyor. Bu projeler için Avrupa Birliği Fonlarından katkı bekleniyor. Sosyal projeler de unutulmuyor. Önceki dönemde gerçekleştirdiği projeleri, "Gümüş şehre 29 altın eser" sloganıyla anlatarak bu seçimi de kazanan ve yeni projelerle daha temiz, daha yaşanılır, daha yeşil bir Gümüşhane taahhüdünde bulunan Başkan Mustafa Canlı'nın dışarıdaki hemşehrilerine bir mesajı var: "Burayı unutmasınlar, arada bir gelsinler, imkânı olanlar buralara el atsın. Ama onların bulundukları yerlerde güçlü olmaları, ayakları üzerinde durmaları, varlıkları bile bize güç verir" diyor.
Gümüşhane Belediye Başkanı Mustafa Canlı
Gümüşhane'nin zirvelerinde yılın ilk kar yağışı görüldü...YÖREDEN İKİ LEZZET SIRRI...
> Pestil yapmak için dut pekmezi, bal ve süt karıştırılarak bir arada kaynatılır, belli bir kıvama gelince içine fındık veya ceviz katılır. Karışım, bezler üzerine serilerek tabii ortamlarda veya fırınlarda kurutularak satışa sunulur.
> Kömede ise; cevizler ipe dizilir. Bal, süt ve dut pekmezinin pişirilerek kıvama geldiği "herle" denilen karışıma, ipe dizilmiş cevizler daldırılır, herle ile kaplamaları sağlanır, kurutulur. Bu daldırma ve kurutma işlemi asgari 4 defa tekrarlanır.
Talebin yüzde 90'ı karşılanamıyor
Gümüşhane, kuşburnu bitkisinin gen merkezi. Dünyanın en iyi aromalı ve en verimli kuşburnu bitkisinin burada yetiştiği söyleniyor. Bu ürünü işleyen bir tesisi bulup, Gümüşsuyu AŞ.'ye gidiyor, şirketin Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Yüksel Demir'le görüşüyorum. Yüksel Demir, güneş enerjisini kendi içinde absorbe edip de insan vücuduna veren tek meyvenin, en fazla C vitamini ihtiva eden meyvenin kuşburnu olduğunu söylüyor ve dünyadaki en kaliteli kuşburnunun Gümüşhane yöresinde yetiştiğini belirtiyor. Tamamen tabiatta, yabani ortamda yetişen kuşburnunun ilaç gibi olduğunu ifade eden Yüksel Demir, Rusların savaş ortamında askerlerine bu meyveyi verdiklerini anlatıyor. Tabii ortamda kendiliğinden yetişen bu bitki ekonomiye kazandırılıyor, kuşburnu marmelatı, nektarı ve çayı elde ediliyor; bu mamuller iç ve dış pazarlara sunuluyor. Gümüşhane ve civarında, yılda 500 tona yakın kuşburnu meyvesi toplanırken, bin tonluk kapasiteye sahip işletme için kalan ürün başka yörelerden alınıyor.
TESİSLER GELİŞMELİ
Yüksel Demir'in başında bulunduğu şirket, Padişah markasıyla pestil ve köme de üretiyor. Talebi oldukça fazla olan pestil ve köme iç ve dış pazarlara sunuluyor. Gümüşhane'de bu üretimi yapan 28 tesis bulunmasına rağmen, talepler karşılanamıyor. Mesela Rusya'nın aylık talebi 30 ton iken, bunun ancak 3 tonu karşılanabiliyor. Pestil ve kömede tam tekmil seri üretime henüz geçilememiş. Tesisler ve üretim biçimi gittikçe gelişiyor, ama istenen noktaya henüz gelinememiş. Gümüşhane'de yeterli miktarda ceviz ve dut da bulunmuyor, mecburen başka yerlerden getiriliyor. Bu ve benzeri sıkıntıların ve maliyet yüklerinin hesaba katılmasını, teşvik düzenlemelerinde bu hususların dikkate alınmasını isteyen Yüksel Demir, bu şartlarda buralarda sanayici olmanın büyük fedakârlık gerektirdiğini söylüyor. Pet İzmir'den, şişeler İstanbul'dan, kavanoz Mersin'den, karton kutu İtalya ve İstanbul'dan getiriliyor, ürün doldurulup tekrar o pazarlara gönderiliyor. Bu sebeple maliyetler çok yükseliyor.
ÜRETİCİLER ACİL TEDBİR İSTİYOR
"Antalya'da bir pansiyon açsam daha çok para kazanırdım" diyerek yetkililere seslenen Yüksel Demir, kendileri gibi üretim ve istihdam oluşturan iş adamlarının büyük sıkıntılara göğüs gerdiğini, bürokrasinin bu sıkıntıları anlayamadığını ve bu zor şartları kolaylaştıracak tedbirlerin acilen alınmasını istiyor.
TİCARET VE SANAYİ ODASI BAŞKANI: Maden azalınca göç de tırmandı
İl ekonomisinde tarım ve hayvancılığın ilk sırada geldiğini söyleyen Gümüşhane Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İsmail Akçay, daha sonra hizmet sektörünün geldiğini belirtiyor. Hizmet sektöründen, kamu yatırımları ve kamuda çalışanları kastediliyor. Bu ilimizin ekonomisinde kamu yatırımları önemli bir yer tutuyor. İlde kapalı bir ekonomi bulunduğu belirtiliyor. İthalat ve ihracat, önemli rakamları bulmuyor. Gümüşhane, tabii güzellikleri ve tarihî dokusu bakımından. ülkemizin en önemli şehirlerinden biri, bu bakımdan turizmden çok şeyler bekleniyor. Cumhuriyetten önce 3 medeniyete ev sahipliği yapmış, Müslümanlar, Rumlar ve Ermeniler asırlarca barış içinde bir arada yaşamış. Bu özelliklerin de turizm için ilave bir avantaj olduğu belirtiliyor. Gümüşhaneli vatandaşların hem çalışkan, hem vatanperver hem de milli-manevi değerleri sonuna kadar yaşadıklarını ifade eden İsmail Akçay, il dışına gidenlerde de bu hasletlerin devam ettiğini ve hep güzel işlere imza atıldığını anlatıyor, duyarlı insan tipini, aranan insan potansiyelini oluşturduklarını belirtiyor. Tarih boyunca bu ilimizin madencilikle tanındığını, şehre adını veren gümüş madeni sebebiyle zenginleştiğini ve Osmanlı parasının önemli bir miktarının burada basıldığını hatırlatan İsmail Akçay, yüzeye yakın madenlerin azalmasıyla göçlerin başladığını söylüyor; Niğde'nin Çamardı ilçesindeki vatandaşların önemli bir kısmının Gümüşhane kökenli olduğunu örnek veriyor. Teknolojinin gelişmesiyle Gümüşhane için madenciliğin yeniden önem kazandığını anlatan Akçay, Türkiye'nin en önemli altın maden yataklarından bir kaçının illerinde bulunduğunu, bir tanesinin işletilerek külçe altın basılmaya başlandığını söylüyor. Bakır, çinko, kurşun gibi madenlerin de işletme safhasına geldiğini belirten İsmail Akçay, maden bakımından çok zengin olan Gümüşhane'nin pek yakında kabuğunu kıracağını ifade ediyor. Organik tarım ve hayvancılıkla ilgili güzel gelişmeleri de hatırlatan Akçay, Doğan Holding'in Kelkit'te kurduğu çiftliği anlatıyor. Söz konusu çiftlikte 2000 civarında süt ineği beslendiği, hedefin 10 bin inek olduğu belirtilirken; 200'ün üzerindeki sözleşmeli çiftçi, 50 civarında inek barındıran minyatür çiftlikler kuran vatandaşların da unutulmaması gerektiği vurgulanıyor.
İsmail Akçay