ARDAHAN organik tarım ve turizmde de iddialı!

A -
A +
MEMLEKETTEN HABER VAR -85- Behçet FAKİHOĞLUHayvancılık ve arıcılıkta öncü Ardahan, Kale ve Kura Nehri'nin de içinde bulunduğu bölgenin restore edilmesiyle turizm potansiyelini ortaya çıkaracak. Kimyasal gübreler ve tarım ilaçlarının kullanılmadığı bölge, organik tarım bakımından da oldukça cazipARDAHAN organik tarım 
ve turizmde de iddialı! Adını, MS 628 yılında, yöreyi ele geçiren Hazar Türkleri'nin bir kolu olan Arda Türkleri'nden alan Ardahan, 1069 yılında Sultan Alparslan tarafından alınarak, Selçuklu egemenliğine girmiş. 1551 yılında Osmanlı topraklarına katılan Ardahan ve yöresi, 93 harbi olarak bilinen 1877 Türk-Rus savaşına kadar Ardahan Sancağı'nı oluşturuyordu. 1828-1855 yıllarında Rus işgaline maruz kalan Ardahan, 1878 Berlin Anlaşmasıyla, savaş tazminatı olarak Ruslara bırakılmış. Yapılan her ayaklanması kanlı bir şekilde bastırılan Ardahan, 23 Şubat 1921'de düşman işgalinden kurtarılmıştır. Gürcistan ve Ermenistan ile sınırı bulunan Ardahan, 1800-2100 metre yükseltilerinde ovaların da yer aldığı dalgalı bir yapıya sahip plato görünümündedir. KAZLAR, SIĞIRLAR, ARILAR Dağlar tepe gibi, yuvarlak. Dağlar dahil, her taraf yeşil otlar ve çiçeklerle kaplı. Eskiden Ardahan ormanlarla kaplı imiş, bunun izleri köy evlerinde görülüyor, bugün ise arazinin yüzde 6'sı orman. Dünyanın en kaliteli sarı çamları bu coğrafyada yetişiyor. Yağış bol, hatta yeni dikilen ağaçlar için can suyuna bile ihtiyaç olmadığı söyleniyor. Ağaçlandırma yapılıyor, ama yeterli değil... Ardahan'ın geçim kaynağı büyükbaş hayvancılık. Her tarafta sığır ve kaz sürüleri görülüyor. Köylerde her aile 20-30 kaz besliyor. Yeşil ovalarda karışık şekilde yayılmış kaz ve sığır sürüleri ilginç manzaralar oluşturuyor. Ardahan arıcılığı ile de ünlüdür. Çiçeklerin çokluğu sebebiyle, Ardahan balı çok kaliteli. Ardahan'da, yöreye has Kafkas arısı bulunurken, diğer arı ırklarının bu ile girişi yasaklanmış. Ardahan da, bölgedeki diğer iller gibi, çok fazla göç vermiş. Bu küçük ilimizden 450 bin insanın başka yerlere göç ettiği söyleniyor. Ardahan'da kimyasal gübreler ve tarım ilaçları kullanılmıyor. Tamamen organik bir alan. Ardahan'ın eski valisi Selim Cebiroğlu, Türkiye'de başka bir benzeri bulunmayan bu coğrafyayı değerlendirerek, Ardahan'ı kalkındırmanın, göçü durdurmanın, hatta tersine göçü sağlamanın mümkün olduğunu söylüyor. Bu bölgenin, Avrupa'nın organik gıda merkezi yapılabileceği belirtiliyor. Organik ürün şartı getirilerek, büyük sermayenin bu bölgeye getirilmesi, entegre te-sislerin kurulması ve vatandaşın da sözleşmeli çiftçi yapılması ile çok büyük adımların atılabileceği; Ardahan'ın bu şekilde önemli sıçrama yapabileceği söyleniyor. HİZMET SEKTÖRÜ ÖNEMLİ Kış ve yayla turizminin geliştirilmesi, bu alana büyük sermayenin girmesi ile bu eşsiz coğrafyanın değerlendirilebileceği de ilgililerce söyleniyor. Üçüncü istihdam alanı ve ekonomiyi canlandıracak sektör olarak da hizmet sektörü görülüyor. Üniversitenin geliştirilerek, Kafkas ülkelerindeki öğrencilerin de buraya çekilmesi halinde, Ardahan'ın bir cazibe merkezi olacağı belirtiliyor. Dünyanın en kaliteli sarı çamlarının bu coğrafyada yetiştiği hatırlatılarak, bu özelliğin de ekonomik olarak değerlendirilmesinin önemine değiniliyor. 2 SENEYE İHTİYAÇ VAR TOKİ ve özel kesim tarafından 3 bin konutun yapılacağı Ardahan; üniversitesi, yurtları, hastanesi, kış ve yayla turizmi, organik tarımı ile iki yıl içinde doğunun parlayan yıldızlarından olacak ARDAHAN organik tarım 
ve turizmde de iddialı!BAŞKAN İSTEKLİ VE HEYECANLI Ardahan'da nüfus ve para trafiğini artırmak için çok çalışan Belediye Başkanı Faruk Köksoy'da proje çok... Ama bir proje var ki, sözü geçince başkanın gözleri parlıyor. Şehre kimlik kazandıracak, turizmi canlandıracak, çevreyi kurtaracak prestij projesi. Başkan Faruk Köksoy bu projeyi yerinde anlatmak için Kale'ye götürüyor, kıvrılarak akan Kura Nehri'ni ve Ardahan'ın güzelliklerini gösteriyor. ARDAHAN organik tarım 
ve turizmde de iddialı!BU MANZARA HER YERDE! Ardahan'ın geçim kaynağı büyükbaş hayvancılık. Her tarafta sığır ve kaz sürüleri görülüyor. Köylerde her aile 20-30 kaz besliyor. Yeşil ovalarda karışık şekilde yayılmış kaz ve sığır sürüleri ilginç manzaralar oluşturuyor. Günlük hayatın sakin olduğu şehirde tarihî camiler dikkati çekiyor. Yön levhalarıyla bu şirin kentte yolunuzu da kolayca bulabilirsiniz... ZİRAAT ODASI BAŞKANI: Mevcut şartlarda çiftçilik yapılamaz Fiyatı 40 kuruş olan sütten 8 litre satılarak bir litre mazot alınabildiğini, yine 14 kilo arpa bedeli ile ancak bir litre mazota sahip olunduğunu, bir ton gübre almak için 6 ton arpanın satılması gerektiğini anlatan Ziraat Odası Başkanı Latifşah Sural, "bu şartlarda nasıl çiftçilik yapılabilir" diye soruyor. Ardahan'ın hayvancılıkla geçindiğini hatırlatan Sural, mera besiciliği yapıldıktan sonra, satışta büyük sıkıntılar yaşandığını belirtiyor ve yüksek maliyetleri şöyle açıklıyor: "Hayvanlarımız kurban zamanında büyük şehirlere gönderiliyor. 20 hayvan alan bir kamyon 4 bin liraya İstanbul'a gidiyor, zemin kirası olarak belediyeye bin 500 lira, çadır masrafı olarak da 2 bin lira ödeniyor. Hayvan başına 400 lira masraf yapılıyor, bu da fiyatları yükseltiyor, satışlar maliyetli ve zor oluyor." Bu sıkıntıların aşılması için hayvancılık organize sanayi bölgesinin kurulması, entegre tesislerin bulunması gerektiğini anlatan Sural, çiftçinin mağdur olmaması için ürünün yerinde değerlendirilmesini istiyor. Yeni projelerle şehrin çehresi değişecek Ardahan Belediye Başkanı Faruk Köksoy tecrübeli bir Orman Mühendisi, 20 yıldır bu bölgede çalışıyor, son 5 yılda da Ardahan Çevre ve Orman İl Müdürü olarak çalışmış. Başkan Köksoy, 15 yıldır Ardahan için kafa yoruyor, ilki 1997'de olmak üzere, vali ve diğer ilgililere çeşitli raporlar sunmuş. Görevi esnasında büyük ağaçlandırma kampanyalarına imza atmış Başkan Faruk Köksoy, Ardahan'daki kötü gidişi değiştirmek için hep çareler düşünmüş. Yetkililer de bu cevheri farketmiş olmalılar ki, çok yerinde bir tercihle Ardahan'a başkan adayı yapmış, değişik partilerden vatandaşların verdikleri yüksek oy oranı ile seçilmiş. Uzmanlık alanı park, bahçe, yeşil alan, çevre gibi konular olan Başkan Köksoy; 50 proje ile vatandaşın karşısına çıkmış, bunları da öncelik sırasına koymuş. Öncelikli proje, Ardahan'ı pislikten, çöpten, çamurdan kurtarmak. Yol ve kaldırım inşaatlarına hızlı başlanmış, kış gelmeden toparlamak istiyorlar. Halk pazarı, hayvan pazarı, imar planı, atıksu ve katı atık projeleri... Bir de kentsel dönüşüm... Kura Nehri'nin kirletilmesi önlenecek, iki kıyısında yürüyüş yolları, parklar, yeşil alanlar düzenlenecek. Nehir üzerindeki tarihî köprü aslına uygun hale getirilecek, göz zevkini bozan, tarihî dokuya ters olan yapılanmalar kaldırılacak. SİT alanı olan kale ve çevresi bu proje ile uyumlu şekilde, tarihî dokusuna uygun halde düzenlenecek, ışıklandırılacak. Kıyıda yöresel lezzetlerin sunulacağı mekanlar, insanların sallarla gezinti yapacakları, balık tutacakları, yüzebilecekleri bir nehir; yanıbaşında şelalelerin aktığı tarihî bir kale ve bir rüya şehir... TURLAR ŞEHRE YAYILACAK Buradan başlayacak turistik turların, iyi bir organizasyonla Çıldır Gölü'ne ve diğer tarihî mekanlara, yaylalara uzanması... Başkan Köksoy bu projesi ile Ardahan'ın yıldızlaşacağına inanıyor, turizm için aranan bir il olacağını belirtiyor. TOKİ ile görüşmeler devam ediyor, yapılacak kentsel dönüşüm projeleri ile, Kale'nin çevresi de asli fonksuyonuna kavuşturulacak, tarihî eserler ortaya çıkarılıp restore edilecek. Şehrin görünümü, Ardahan'ın renkli bazalt taşları ile düzenlenecek; kaldırımlar ve diğer işler için bu malzeme kullanılacak. Bu değerli malzemenin ticari olarak değerlendirilmesinin yolları aranacak. Ardahan'ın ekonomik gücünü büyütecek projeler geliştirilecek. Turizmin yanında, hayvancılık, arıcılık, aromatik bitkilerle ilgili çalışmalar yapılacak, Ardahan kökenli iş adamlarıyla temas kurulacak. TİCARET ODASI BAŞKANI: Yerimizde kalkınalım Ardahan'a herkesin geçici yer gözüyle baktığını, imkân ve para bulanların bu birikimlerini başka yerlere taşıdığını ve ilin bu şekilde sürekli kan kaybederek büyük göç verdiğini söyleyen Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Latif Tosunoğlu, "bizi yerimizde kalkındırsınlar" diyor. Yeni teşvik sisteminin tatminkar olmadığını, pratikte bunun faydasının olmayacağını belirten Tosunoğlu, bu şartlarda kimsenin Ardahan'a çivi çakmayacağını anlatıyor ve yapılması gerekenleri şu şekilde sıralıyor: "Hayvan barınaklarına yüzde 50 teşvik verilmeli, 30 süt ineği besleyen aileden bir gencin sigortası devletçe yapılmalı, hayvan ırkını yenileyenlere daha iyi teşvik verilmeli, 30 kovan ve üzeri arısı bulunanlardan bir kişinin sigortası yine devletçe verilmeli, arı barınaklarına da teşvik verilmeli. Turizm için verilen teşvikler bölge şartlarına göre düzenlenmeli, otellerin vergiden muafiyeti için verilen 5 yıllık süre çok az, bu sürede inşaat bile zor biter, sürenin 20 yıla çıkarılması gerekiyor..." GÜMRÜK BİLMECESİ! Tosunoğlu, gümrük kapısındaki garip bir uyugulamayı da şöyle anlatıyor: "Gürcistan'la aramızdaki Posof Türkgözü kapısından geçen mal yüklü bir TIR için, gümrük memuru kaşe basıyor, aynı TIR Erzurum'a gidiyor, orada bir kaşe basılıyor, tekrar Türkgözü kapısına gelip işlemleri tamamlıyor, sonra iç piyasaya çıkabiliyor. Yüklü bir TIR, bu zor şartlarda boşu boşuna 800 kilometrelik yol yapıyor. Giriş-çıkış az olduğu için iç gümrükleme burada yapılmıyormuş. Bu zor şartlarda kaç kişi gelir ki? İç gümrükleme de burada yapılsa, bu saçma uygulama bitse araç sayısı birdenbire artar, ekonomi hareketlenir."
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.