Modern sanayisi, iç ve dış ticaret hacmi ve diğer ekonomik potansiyeli ile yıldızlaşan şehrimiz Gaziantep; global krize rağmen, dünyanın dörtbir köşesine ihracat yaparak, başarıya imza atıyorSUNUŞ
İnsanımız kabına sığmıyor. Pompalanan onca karamsar havaya ve felaket tellallarına rağmen çalışıyor, üretiyor, dünyanın her köşesinde mallarını pazarlıyor. Şehirlerimiz kabuk değiştiriyor, şirketlerimiz devleşiyor. Ülke baştan başa yenileniyor... İstedik ki, bütün bu güzellikleri yerinde görelim; detaya girmeden, sizleri sıkmadan sayfalarımıza aktaralım. Hep çalışmakla meşgul olan, sesini çıkarmaya fırsat bulamayan kitlelerin de sesi olalım dedik. İşe Gaziantep ile başladık. Öbürleri de gelecek...

Türkiye'nin batısındaki sanayi şehirleri ile güneyin irtibatını sağlayan, Güney ile Doğu'nun birçok ihtiyacını karşılayan Gaziantep, 2007 yılında 2 milyar 295 milyon 297 bin dolarlık ihracat gerçekleştirerek, en fazla ihracat yapan 7. il ve ihracat fazlası veren 3 ilden biri konumuna geldi. Sanayi siteleri, alışveriş merkezleri, fabrikaları ile durgunluğa ve krize meydan okuyan Gaziantep, Türkiye'ye ve dünyaya örnek oluyor.
YENİ PAZARLAR VE KALİTE
Ekonomik krizin yeni fırsatlar doğuracağını söyleyen Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Nejat Koçer, markalaşma, kalite, verimlilik ve yeni pazarlarla bütün zorlukların üstesinden geleceklerini söyledi. Piyasalarda güven ortamının tam sağlanmasıyla, arz-talep dengesinin, likidite ve güven krizinin ortadan kalkacağını söyleyen Koçer, sanayinin ithal ettiği aramallardan alınan %3 KKDF vergisinin kaldırılması, Eximbank'a yeterli kaynaklar aktarılarak, Eximbank kredilerinin arttırılması gerektiğini ifade etti.
Koçer, sözlerini şöyle sürdürdü: "Değişen paritenin bize yeni bir ivme kazandıracağına inanıyoruz. Yeni bir çıkışı da başlatabilir, kârlılığı ve rekabet gücümüzü arttırabilir. 2009'un ilk çeyreğinde krizin etkilerinin azalacağını, yükselen kurlarla tekstilin tekrar cazip hale geleceğine inanıyoruz.
Rekabet gücümüzü artırarak bu sıkıntıları fırsata çevirebiliriz. Gaziantep'in bunu başaracağına inanıyorum.
Dövizdeki istikrarsızlık, alacakların tahsil edilememesi ve yeni sipariş alınamaması sanayiciyi zor durumda bırakıyor. Global etkiler henüz bitmedi. Parayı tahsil edememe, sipariş alamama gibi sebeplerle oluşacak ödemeler dengesindeki bozukluk, likidite krizi ve güven krizi önlenmelidir."
2009'dan itibaren, ham madde ve petrol fiyatlarındaki düşüşler ile kurlardaki yükselmenin, kendilerine yeni ivme ve fırsatlar kazandıracağına inandıklarını belirten Koçer, markalaşmanın yatırım direncini arttıracağını belirtti.. Yeni insanlara aş ve iş vermenin kutsal bir eylem olduğunu, sanayicimizin bu şuurla sonuna kadar krize karşı direneceğine, eleman çıkarmada acele etmeyeceğine inandığını söyleyen Nejat Koçer, "Moralimizi bozmadan yeni fırsatlar, yenilikçi ürünler, farklı ürünler, farklılaşma ve markaya yatırımı yapmalıyız, malımızın tanıtımına yatırım yapmalıyız ve elemanımıza sahip çıkmalıyız. Hemen çıkaracağımız kalifiye elemanı bir daha zor yetiştiririz" dedi. Tarihi, el sanatları, tatlıları ve yamekleriyle de ünlü olan Gaziantep, turizm için de iddialı olan bir kentimizdir.
KRİZ DEĞİL, TEDİRGİNLİK
Türk ekonomisinin en canlı illerinden Gaziantep'in esnafı kriz lafından pek hazzetmiyor. Her zamanki moralle işine başlayan, daha çok üretmek için didinen tüccar-esnaflar, hala dünyanın dört bir köşesine ihracat yapmaya devam ettiklerini ve işlerinin kesintiye uğramadığını söylediler. Halı imalatı-toptancılığı ve ihracatı ile uğraşan Ömer Keçeci, İşlerinin ve siparişlerinin bütün hızıyla devam ettiğini söyledi. Ortadoğu'ya halı ihraç ettiklerini, siparişleri yetiştirmek için gece gündüz çalıştıklarını ifade eden Ömer Keçeci, şu anda bir krizin değil, tedirginliğin yaşanmakta olduğunu belirterek, basılan kriz havası sebebiyle, cebinde parası olduğu halde, ödemelerini geciktiren esnaf ve tüccarların bulunduğunu, asıl korkulması gerekenin bu yersiz tedirginlikler olduğunu, bu şekilde davranmakla zincirleme olarak ödeme sıkıntısına yol açıldığını anlattı. Kriz edebiyatını bırakıp üretmemiz, çalışmamız gerektiğini anlatan, Ömer Keçeci, kendisinin krizden çok felaket tellallarından korktuğunu ifade etti.
Gaziantep'te çok sayıda halı üretim tesisi bulunduğunu, bunların hepsinin de gece gündüz çalışarak, iç pazar ve ihracat için mal yetiştirme derdinde olduklarını açıklayan Ömer Keçeci, kriz söylentilerine kulakların tıkanarak, herkesin ödemelerini zamanında yapması halinde hiçbir sıkıntılarının kalmayacağını belirtti...
EL SANATLARI TEHLİKEDE
Tarihi bir şehir olan Gaziantep'te birçok el sanatları hâlâ varlığını sürdürebiliyor. Tarihin derinliklerinden gelen bu nadide sanatların ustaları tek rakamlara inmiş vaziyette. Bunlar da yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Bir daha kazanılması mümkün olmayacak bu kültür mirasımıza sahip çıkılamıyor.
Bakır işleme ustaları, yemeniciler, ağaç ve taş oyma ustaları; teknolojinin kaçınılmaz sonucu olarak oluşan fabrikasyon üretimle rekabet edemediklerini, daha fazla direnmelerinin de mümkün olamayabileceğini söylüyor... Atadan görerek, öğrenerek, senelerce dirsek çürüterek bu sanatın inceliklerini öğrenmiş; bin bir zorlukla mesleğini devam ettirmek için direnen ustaların karşısına bir gün birisi dikilebiliyor; "biz bu işin patentini aldık, artık bu işi yapamazsınız" diyebiliyor...
Ellerinde kapı gibi belgeyi gösteren bu kişiler karşısında o ustalara sahip çıkan birileri de yok... Bu faciadan yetkililerin haberi var mı, bilinmez; ama tarihimize, kültürümüze ve sanatımıza büyük darbe vuracak, nadide tarihi el sanatlarımızı bitirebilecek bu probleme birilerinin el atması gerekiyor...
İç ve dış pazarlara sipariş yetiştirmekte zorlandıklarını söyleyen halı üreticisi ve toptancısı Ömer Keçeci
ve dükkan komşusu, asıl problemin tedirginlik olduğunu anlattı.'EN'LERİN ŞEHRİ
>> Türkiye'nin en fazla makarna üretim kapasitesine sahip ili (326.477 ton üretim kapasitesi, TOBB veritabanına göre toplam içindeki pay %31,6)
>> Andolu'nun en fazla nüfus artışını gerçekleştiren ili (Adrese Dayalı Nüfus Kayıt sistemi bilgilerine göre %21 artış)
>> Türkiye'nin İstanbul'dan sonra en fazla nüfus artışına sahip 2. İli
>> Türkiye'nin en fazla marka başvurusu yapan 6. İli (Eylül 2008 rakamı: 1.387)
>> Türkiye'nin en fazla ihracat yapan 7. İli (Eylül 2008 rakamı: 2 milyar 436 milyon dolar)
>> Türkiye'nin en fazla nüfusuna sahip 9. İli (2007 rakamı: 1.560.023)
>> Türkiye'nin en fazla vilayet nüfusuna sahip 7. İli (2007 rakamı: 1.342.518)
>> Türkiye'nin en fazla halı ihracatı yapan ili (2007 rakamı: 634 milyon dolar)
>> Türkiye'nin en fazla halı üreticisine sahip ili (2008 rakamı: 197 üretici)
>> Türkiye'nin en fazla dokunmamış kumaş ihracatı yapan ili (2008 payı: %78,2)
>> Türkiye'nin en fazla halı üretim kapasitesi (118.426.136 m2, TOBB veritabanına göre toplam içindeki pay %88)
>> Bölgelere göre ihracatta en fazla pay sahibi il (Bölge içindeki payı %81,3)
>> Anadolu'da bölgelere göre ihracatçı firma sayısında en fazla pay sahibi il (Bölge içindeki payı %73,42)
>> Türkiye'nin en fazla ihracatçı firmaya sahip 5. İli (Eylül 2008 rakamı: 873)
>> Türkiye'de dış ticaret dengesini sağlayabilen ve ihracat fazlası verebilen 3 ilden birisi Gaziantep
Okullaşmada yüzde yüz başarı
Gaziantep'in Ortadoğu'nun ve Türkiye'nin en önemli kentlerinden biri olduğunu belirten Vali Süleyman Kamçı, eğitimde okullaşmada yüzde yüz oranını yakaladıklarını, sağlıkta artık komşu ülkelere bile hizmet sunduklarını anlattı.
En çok göç alan illerin başında gelen Gaziantep'in bir huzur kenti olduğunu, asayiş probleminin bulunmadığını ve bu kentte üretilen malların dünyanın her tarafına ihraç edildiğini söyleyen Vali Süleyman Kamçı, tarihi ve kültürel mirasıyla, sanayi ve ticaretteki başarısıyla bu kentin Türkiye'nin cazibe merkezi haline geldiğini ifade etti. Suriye'nin Halep kenti ile işbirliği halinde bazı ortak projeler yaptıklarını, Haleplilerin sağlık hizmeti almak için Gaziantep'i tercih ettiklerini açıklayan Süleyman Kamçı, turizm için de cazibe merkezi olmayı hedeflediklerini belirtti.
GÖÇE RAĞMEN HUZURLUYUZ
Gaziantep Valisi Süleyman Kamçı, alınan yoğun göçe rağmen, kentin huzurunun bozulmadığını söylüyor.
BAŞKAN GÜZELBEY:
Gaziantep'e hafızasını kazandırıyoruz
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey, soluğunu kesmeden yaptıklarını anlatıyor. Gece gündüz uğraşarak başardıklarını bütün Türkiye'nin bilmesini istiyor. Gaziantep'in sadece kebap-lahmacunla anılmamasını, buranın ilk yerleşim yerlerinden biri olduğunu ve değişik medeniyetlere ev sahipliği yaptığını, bu yüzden şehre kimliğini kazandırmak için soluksuz çalıştıklarını söyleyen Başkan Asım Güzelbey, çok emek verdiği Kültür Yolu Projesi'ni heyecanla anlatıyor: "5 sene önce kalenin etrafında gezmek yürek isterdi. Tinercilerin, barındığı yerlerdi. Belediyemiz ekonomik sıkıntılar çekiyordu, AB Masası kurup, AB Fonlarına müracaat ettik, restorasyon için gerekli paranın tamamını hibe olarak aldık." 18 han, 10 cami, 4 hamam ve başka sayısız eser gün yüzüne çıkarılıyor, Bu muhteşem tarihi hanlar şimdi tekrar esnaf, tüccar, turistlerle şenleniyor... Proje sebebiyle Güzelbey, Tarihi Kentler Birliği'nin Metin Sözen ödülüne layık görülmüş. Botanik Park, Hayvanat Bahçesi, Masal Park ve başka projelerini soluksuz şekilde anlatan Başkan Asım Güzelbey, 6. büyük şehrimiz Gaziantep'i yeniden kurduklarını ve her çeşit insanın zevk alabileceği bir huzur kenti haline getireceklerini; Zeugma Antik Kenti, Dülük Antik Kenti, Rumkale, Tilmen Höyük, Gaziantep Kalesi ve diğer tarihi eserleriyle bu şehre Efes'ten daha muhteşem bir tarihi kent hüviyetini kazandıracaklarını gözleri parlayarak anlatıyor.
> YARIN: ŞEHRİN RENKLERİ VE SESLERİ