Manisa marka olma yolunda

TURİZM HAMLESİ BAŞLAYACAK Belediyecilikteki büyük başarı Manisa'da da görülüyor. 70-80 yılda yapılamayanlar 5 yılda bitirilmiş. Caddeler, kaldırımlar yenilenmiş; kavşaklar, köprüler yapılmış, her taraf pırıl pırıl. Korunamamış, tahrip edilmiş o çok önemli tarihî miras da tekrar canlandırılarak turizmde kalkınma başlayacak... Belediye Başkanı Bülent Kar Gediz Ovasını süslüyor Denizli istikametinden Manisa'ya doğru yol alıyoruz. Evliya Çelebi Alaşehir'den bahsederken, "çınarların büyüklüğü sebebiyle evler görünmüyor" diye yazıyor; bu çınarlardan eser yok. Sağlı-sollu üzüm bağları, muhteşem Gediz Ovasını süslüyor. Valiliğin tanıtım kitabında neden "Üzüm gözlü Manisa" dendiğini daha iyi anlıyorum. Bağların bir ucunda bağ evleri bulunmakta. Kulübeden lüks villaya kadar... Bağcılık çok emek ister, meşguliyet ister. Çapalaması, budaması, gübrelemesi, toplanması üreticiyi bir yıl meşgul ediyor. Bu işi yapanlar ailece bağ evlerine yerleşiyor ve bütün aile çalışıyor. Manisa'da yetişen üzüm, nefasetiyle sultan sofralarına layık görüldüğü için, "Sultaniye Üzüm" ismini almıştır. Bu bölge için bağcılığın kökleri tarihin derinliklerine kadar uzanıyor. Bereketli Gediz Ovası birçok medeniyete ev sahipliği yapmış. Tarihçilere göre ilk para burada, Lidya Krallığı tarafından basılmış. Osmanlı da ilk altın parayı burada basmış... 1313 yılının Regaib Kandili gecesi Saruhan Bey tarafından fethedilen Manisa, o günden beri ecdadımız tarafından nakış nakış işlenmiş, Ege'de bir inci olmuş. Manisa Valisi Celalettin Güvenç, Gediz Ovası'nın dünyanın en verimli, en bereketli üç ovasından biri olduğunu söylüyor. Diğerleri de Kaliforniya ve Nil. Üzüm üretiminde ABD'den sonra dünyada ikinci, ihracatında da birinci olan Manisa, diğer tarım ürünleri açısından da zengin. Karaman'nın ayrılmasından sonra, Manisa'nın tarım alanında Gayri Safi Milli Hasıladaki payı Konya'yı geçmiş. Belediyecilikteki büyük başarı Manisa'da da görülüyor. 70-80 yılda yapılamayanlar 5 yılda bitirilmiş. Caddeler, kaldırımlar yenilenmiş; kavşaklar, köprüler yapılmış, her taraf pırıl pırıl. Yeraltı tesisatlarının yenilenmesi, doğalgazın her eve ulaşması için büyük gayret var. Manisa Belediye Başkanı Bülent Kar, Manisa'yı dünya şehri yapacaklarını söylüyor. "İzmir'den sonra Ege'nin en önemli şehri, Ege'nin incisi olacak, marka şehir olacak" diyor. Yatırımı kolaylaştırmak, yatırımcı için daha cazip ortamlar hazırlamak için çalışılıyor. Yatırımcının ilgisi şimdiden baş döndürücü. Bu gelişmelerin de şehre 100 bin dolayında bir göç getireceğini söylüyor Başkan Bülent Kar ve şimdiden tedbirler alıyor. TOKİ ile görüşüyor, yeni uydu kentler kurmanın çalışmalarını yapıyor. Daha problem başlamadan tedbir almak istiyor. Manisa'nın düzensiz ve plansız yapılanmış mahallelerini de dönüştürmek istiyor, çağdaş bir Manisa için uygun olmayan her şeyi değiştirmeye gayret gösteriyor. TURİSTİK TESİSLER YAPILACAK Hilton, 5 yıldızlı otel yapacak, diğer firmaların da otel için talepleri var. Spil Dağı'na teleferik, 5 yıldızlı otel ve turistik tesisler yapılacak. Şehzadelerin, Valide Sultanların asırlarca yaşadığı Osmanlı Sarayı'nı, Saray-ı Amire'yi bir yerinden başlatmak ise Başkan'ın en önemli projelerinden. Korunamamış, tahrip edilmiş o çok önemli tarihî mirası tekrar canlandırarak, atalarımıza karşı vefa borcunu da ödemek istiyor. Turistin aradığı her şeyi bulabileceği alışveriş merkezleri, kalacağı oteller, gezeceği yerler için çok çalışılıyor. Manisa'yı turizm kenti yapmak, turizmden hak ettiği payı almak için bütün planlar ve projeler hazır, bir kısmı başlamış bile... Manisa'nın üniversite şehri olmasına çalışan Başkan Kar, gençlere özel önem veriyor. Eğitim ve spor tesisleri herkesin faydalanacağı kadar çoğaltılmış. Kent bilgi sistemi ile bütün Manisa kayıt altına alınmış, muhtaçlara ve acılı vatandaşlara el uzatılarak, sosyal belediyeciliğin en güzel örnekleri verilmiş. Manisa Valisi Celalettin GüvençFİRMALARIN TERCİH SEBEBİ Deniz ve hava limanlarına yakınlığı, ulaşımdaki avantajları bu ilimizi sanayi yatırımları için de cazip hale getirmiş, birçok ünlü marka üretim için burayı tercih etmiş. News-week Dergisi, 2004 yılında Avrupa çapında yatırım için en cazip il olarak Manisa'yı seçmiş. Enerjisini kendi üreten Manisa Organize Sanayi Bölgesi, Türkiye'nin ilklerinden... Gediz Nehri ve Kuvay-ı Milliye anıtı Manisa'nın simgelerinden...Beyaz eşya üretiminde merkez gibi Yıllık 5 milyar dolar ihracatı gerçekleştiren Manisa'da sanayi ve tarım birlikte büyüyor. Normal şartlarda, sanayi geliştikçe tarım küçülür; tarım büyürse sanayi küçülür. Ticaret ve Sanayi Odası Başkan Vekili Mehmet Yılmaz'ın söylediğine göre, Avrupa'da en fazla beyaz eşya, en fazla televizyon Manisa'da üretiliyor. Diğer sanayi tesisleri de kendi çaplarında en önemli tesisler... Otomotiv yan sanayii, plastik, kimya, kağıt, kağıt yan ürünleri, bisiklet gibi alanlarda da önemli sanayi kuruluşları bulunmakta. Manisa, İzmir gibi büyük bir merkeze yakın olmanın avantajını da iyi değerlendiriyor. Kalifiye eleman bulma sıkıntısını çekmiyor. Yan sanayi ile ana sanayi yakın, tedarikçi sıkıntısı yok. Bir zamanlar tütüncülüğün merkezi olan Manisa'da, ekonomimizin çarpıklığını gösteren örnekler de çok. Mesela 80'lerde bir sigara fabrikası yapılmış, ama bu fabrika hiç üretime geçmeden bekçilerini emekli etmiş. Hâlâ üretim yapmayan, özelleşmesi de engellenen bu fabrikanın devlete yıllık bakım masrafı 6-7 trilyonu buluyor. Manisa'daki tarımsal üretimin katma değeri çok yüksek. Alaşehir'de üretilen çekirdeksiz üzümün tamamı ihraç ediliyor. Alaşehir'de 60 civarında üzüm işleme tesisi bulunmakta. Salihli ve Turgutlu'da toprak sanayii gelişmiş. Mehmet Yılmaz Yılda 250 bin ton kuru üzüm ihraç ediliyor Manisa, kuru üzüm ihracatında dünya birinciliğini elinde bulundurmakta. Üzüm üretiminde de ABD'den sonra ikinci. Yılda 250 bin ton kuru üzüm Avrupa Birliği ülkelerine ihraç ediliyor. İhracat yapan firmaların yüzde 80'i, ihracatın da yüzde 85'i Manisa'dan. Napolyon kirazında birinci. Manisa Ticaret Borsası Başkanı Arif Koşar'ın söylediğine göre, kotasyonlarında 130 ürün bulunmakta. Eskiden pamuk ve tütün başı çekiyormuş. Şimdi alternatif ürünler, mısır ağırlık kazanmış. Pamuğun yerini mısır alınca, doğudan gelen çok sayıda işçi gelemez olmuş, canlılık bitmiş. Tütüncülük de bitince, hem aileler ekonomik zorluğa girmiş, hem de çorak topraklar kullanılmaz olmuş. Mısır ve domatesin gelmesi çiftçinin yüzünü güldürmemiş. Plansız ekilen domates yok pahasına satılmış. Oysa az bir teşvikle pamuk ekimi devam edebilir, bu stratejik ürünümüz bitmez, tekstilimiz dışarıya bağımlı olmaz, toprağımız kirlenmez diyor Koşar. Planlamalar yapılırsa, dengeli ekimler olur, çiftçi mağdur olmaz. Bu konuda icraata geçilmediğini söylüyor Arif Koşar... Arif Koşar