462 sanayi tesisi ile 80 ülkeye ihracat yapan Kahramanmaraş, tekstil alanında gerçekleştirdiği atılımla, konfeksiyon devi hâline geldi. Şehir, artık Avrupa pazarında söz sahibi...
Kahramanmaraş huzurla yaşanacak sakin ve düzenli bir kent. Suç oranı Türkiye ortalamasının çok altında. Tekstilde Türkiye'nin kalbi. Fazla göç almamış. Yurt dışına gitmiş vatandaşlar da kalkınma kervanına katılmış, köylerini abad etmişler.
Kahramanmaraş'ı kalkındırmak, daha çok yatırımcı çekmek için gece-gündüz didinen Vali Mehmet Niyaz Tanılır "Tek Adımla Yatırım" bürosunu kurmuş. Yatırımcı gelip bu büroya müracaat ediyor, bütün işlemleri bu bürodan ve çok kısa bir süre içinde bitiriliyor. Bu uygulamanın başarısı görülünce, bir kararname ile bütün Türkiye'de aynı uygulamanın yapılması isteniyor...
Vali Tanılır büyük bir keyifle, "bugün git yarın gel devrini bitirdik" diyor. Teşvik kapsamında bulunan Kahramanmaraş'ın yatırım için çok cazip bir şehir olduğunu belirten Vali Tanılır, bütün yatırımcıları buraya davet ediyor.
Kahramanmaraş'taki tekstil fabrikaları artık dünya çapında tanınmış markalar için üretim yapıyor.
Kuyumculuk imalatında İstanbul'dan sonra ikinci gelen, ayakkabıcılıkta önemli yer edinen Maraş'ta, el sanatları hâlâ önemini koruyor.
Şehri bir bütün olarak kalkındırmaya kararlı olan Kahramanmaraş Valisi Mehmet Niyazi Tanılır, ev hanımları için de "Mikrokredi" uygulamasına hız vermiş. 600 hanımın istifade ettiği mikrokredinin üst sınırı 1000 YTL. Faizsiz olan bu kredide geri ödemede yüzde yüzlük bir başarı mevcut. Bir hanımın, "çocuğuma harçlık verme zevkini yaşattınız" şeklindeki sözlerini unutmadığını söyleyen Vali Tanılır, bu uygulamanın ne kadar önemli olduğunu örneklerle anlatıyor.
Kahramanmaraş'ın 80'li yılların başından itibaren sanayileşme atağı gerçekleştirdiğini söyleyen Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Balduk, şehrin bununla birlikte ekonomik olarak yeni bir döneme, sanayileşme ve çağdaş ticaret sürecine girdiğini anlattı...
Kahramanmaraş'ın ekonomik büyüme modelinin "yatırım-üretim-istihdam-ihracat" unsurlarını temel aldığını ifade eden Balduk, tekstil fabrikaları, çelik mutfak gereçleri, gıda alanında faaliyet gösteren tesisler ve birçok sektörün sanayileşerek büyümeye devam ettiğini belirtti. Mehmet Balduk şunları söyledi:
"Kahramanmaraş'ta şuan 462 sanayi tesisi bulunuyor. Bu tesislerde toplam 30 bin 614 kişi istihdam edilmektedir. Şehir, geleceğin Türkiye'sinde bir tekstil ve moda merkezi olmaya hazırlanıyor. Türkiye iplik üretiminin yüzde 30'u Kahramanmaraş'ta yapılıyor. Paslanmaz çelikten mamul mutfak eşyaları sektörü, kaliteli üretim ve ihracata dayalı pazarlama stratejisi ile bugün özellikle Avrupa'da önemli bir pazar payına sahip. Dondurmamızı artık bütün dünya tanıyor. Kırmızı biber de modern ve hijyenik tesislerde üretiliyor.
Kahramanmaraş, yenilediği yüksek teknolojik makinelerle katma değeri yüksek üretim yapar duruma geldi, Avrupa ülkeleri başta olmak üzere, dünyanın 80 ülkesine ihracat yapılıyor.
Enerji üssü olma yolunda önemli mesafe alan Kahramanmaraş, hidroelektrik üretimi açısından vazgeçilmez bir öneme sahip. Ayrıca özel sektörün Doğalgaz Çevrim Santrali kurma çalışmaları başlatması da enerji üretimine büyük katkı sağlayacak."
Global krizle birlikte Türkiye'nin Avrupa için büyük bir tedarikçi olmaya başladığını belirten Kahramanmaraş Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı ve İSKUR AŞ. Yönetim Kurulu Başkanı A. Kadir Kurtul, bu fırsatı iyi değerlendirmek gerektiğini anlattı.
Kahramanmaraş'ta önceleri çiftçilikle uğraşıldığını, barajların yapılmasıyla pamuğa, şimdi de mısıra yönelindiğini; sanayinin de bu doğrultuda yapılandığını, pamuk, çırçır, iplik, dokuma, boyama, şimdi de konfeksiyon sektörünün geliştiğini söyleyen Kurtul, bundan sonraki hedeflerinin de markalaşmak olduğunu ifade etti.
Türkiye'de bankaya yatırılan mevduatın genellikle kısa vadeli olduğunu, yatırımcıya verilen kredinin ise uzun vadeli olduğunu; bankaların da bu ihtiyacı sendikasyon kredileriyle çözmeye çalıştığını açıklayan Kurtul, şimdi bankalara kaynak sağlamak, sendikasyon kredilerinin vadelerini uzatmak için uğraşmak gerektiğini belirtti.
A. Kadir Kurtul sözlerini şöyle bitirdi: "İnsanlar yiyecek ve giyecek kullanmak zorundalar. 2009'un ikinci yarısında tekstil sektöründe düzelme bekliyoruz. Bu dönemde mevcudu korumaya çalışmalıyız. Sistemin dönmesi için para akması gerekir. Bunun için Merkez Bankası rezervlerini reel sektöre açmalı, bankaları rahatlatmalıdır. Türkiye Avrupa'nın büyük bir tedarikçisi oluyor. Bundan istifade edeceğiz. Bu zor şartlar verimliliği öğrenmemize de vesile olacaktır."
KAHRAMANMARAŞ'I TEMİZ VE HUZURLU BİR KENT YAPTIK
6 sene önce belediyeyi devraldıkları zaman 62.5 trilyon olan belediye bütçesini bugün 137 trilyona çıkardıklarını söyleyen Kahramanmaraş Belediye Başkanı Mustafa Poyraz; o zaman bütçenin yüzde 60'ının personel gideri olduğunu, kendilerinin 600 kişilik personeli 300'e indirerek hem belediyeyi hantal yapıdan kurtardıklarını, hem de hizmetler için kaynak oluşturduklarını ifade etti. 60 km uzaklıktan kaliteli kaynak suyu getirdiklerini, rakım sebebiyle su için enerji harcamadıklarını ifade eden Poyraz, hidroelektrik santrali kurarak elektrik de ürettiklerini anlattı. Kendilerinin insan odaklı sosyal belediyecilik yaptıklarını, kimsenin ruhu bile duymadan yoksullara yardımda bulunduklarını ifade eden Başkan Mustafa Poyraz, Kahramanmaraş'ın bugün en temiz kentlerin başından geldiğini belirtti...
Mado nasıl markalaştı?
Maraş dondurma ile özdeşleşmiş. Bunu büyük ölçüde sağlayan da Mado dondurmaları...
Ünü ülkemizi aşan, Avrupa, Amerika, Japonya, Kore, Çin ve Rusya'da aranan lezzet olan Mado dondurmaları nasıl bu noktaya geldi, Mado markası nasıl oluştu?
Markalaşmanın kolay olmadığını, dünya pazarlarına girmenin büyük çaba gerektirdiğini, kaliteyi tutturup bunu sürdürmenin çok zor olduğunu Atilla Kanbur'dan öğrendik.
Atilla Kanbur, Yaşar Dondurma ve Gıda Maddeleri A.Ş.'de Yönetim Kurulu üyeliği ve Genel Müdürlük görevlerini yapıyor. Ankara Üniversitesi Mimarlık Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü mezunu. Baba mesleği olan dondurmacılığa gönül vermiş olan Atilla Kanbur, dondurmacılıkla iç içe büyümüş olmanın tecrübesi ile anlatıyor da anlatıyor...
Aileden dondurmacılar, anne ve babaları da bu işi yapmış. Kendileri, bilgi ve birikimlerini kullanarak işi almış büyütmüş, dünya markası yapmış...
Atilla Bey sık sık yurt dışına gider, fuarları kaçırmaz. Yine bir fuar için İtalya'ya gider. Makine satan İtalya firmasının ilgilisine Mado'nun sahibi olduğunu söyler. Firma görevlisi ayağa kalkar, tanıştığına memnun olduğunu belirtir. "Türkiye-İstanbul-Mado" diyerek, ülkemizle ilgili bildiği üç önemli isim arasından Mado'yu da sayar... Atilla Bey Venedik'te de aynı şekilde "Türkiye-İstanbul-Galatasaray-Mado" kelimelerini duyar...Chicago'daki Kültür Festivali'ni de kaçırmamaya çalışır; gider, orada da Mado dondurmalarını tanıtır Atilla Bey. Amerika'daki FOX TV'de 3 defa canlı yayına çıkmış. Geçen seneki Chicago Fuarına gitmemiş, "niye gelmedin, nerelerdesin" diye soru yağmuruna tutulmuş...
Kışın dondurma satıldığını ilk defa Almanya'da görmüş ve uygulamışlar. Bir yerden bir yere dondurma göndermeyi İtalya'da görmüş, onu da uygulamışlar. İlk defa Köln'deki bir fuarda kuru buz görmüş, sonra bunu da Türkiye'de yapmışlar. Ortamın sıcaklığına göre kuru buzu koyuyor, istedikleri uzaklığa dondurmayı gönderebiliyorlar...
Rahmetli Özal ile Maraş Kulüp'te yemek yerken karşılaşmışlar, "Oğlum mühendis misin, bu ülkenin mühendislere ihtiyacı var" deyip, Atilla Bey'in sırtını sıvazlamış. Atilla Bey o gazla gidip bir de asansörde rahmetlinin elini öpmüş...
"Hergün yeni bir Mado için kafa yoruyorum. Sütlü tatlımız yoktu, onu da yapıyoruz. Çiftlik, fabrika yatırımlarımız var. Bulgaristan'da da bir tesis kuruyoruz. Kore ağırlıklı olmak üzere, Uzak Doğu pazarlarına da girdik. 300 civarında satış noktamız var..." diyor da diyor...
İsviçre menşeli keçileri getirmiş, Çanakkale, Bolu, Kilis, Halep keçileriyle melez bir ırk, "Mado Beyazı Keçisi" olarak geliştiriyorlar. Mado Beyaz Keçisinin sütü, Ahır Dağı'nın orkidesi ve Kanbur kardeşlerin gayreti... Anadolu'nun bereketi bu olsa gerek...
Eski teknoloji kullanan elenecek
Piyasalardaki tedirginlikler sebebiyle iç ve dış pazarlarda daralmalar görüldüğünü, ama bunun kendilerini çok etkilemediğini belirten Bilkur Tekstil'in Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Bildirici, kaliteli mal üreten firmaların zarar görmeyeceğini söyledi. Krizlerin yeni fırsatlar ortaya çıkardığını, eski teknoloji kullanan, kalitesiz mal üreten, rekabet edemeyen işletmelerin bir şekilde eleneceğini anlatan İsmail Bildirici, işletmeye ne kadar bakılırsa işletmenin de kendilerine o kadar bakacağını açıkladı.