Dünya yağ üretiminin önemli kısmının yapıldığı yer fıstığı, Türkiye'de yeteri kadar ilgi görmüyor. Türkiye üretiminin yüzde 46'sını karşılayan Osmaniyeli üreticiler, önemli bir istihdam alanı olan yer fıstığının, diğer yağlı tohumlar gibi desteklenmesini istiyor
ŞEHİR BAŞTAN AŞAĞI DEĞİŞMİŞ
Osmaniye'nin dönüşmesi için çok şeyler yapılmış... 500'ün üzerinde ahır kapatılmış, yollar, kaldırımlar yapılmış, şehir meydanlara kavuşmuş, altyapı eksiklikleri giderilmiş; Osmaniye bugünkü görünümüne kavuşmuş...
Osmaniye, Akdeniz Bölgesi'nin doğusunda, Amanos Dağları ile Orta Toroslar arasında bulunan, Çukurova'ya has zengin tarım toprakları ve geniş ormanları ile şirin bir ildir. Dağlarında onlarca yayla bulunur. Dört mevsimin bir gün içerisinde yaşandığı nadir şehirlerimizdendir. Osmaniye il olmuş, ama il olmanın gerektirdiği şartlar uzun süreç almış... Kentin, yeni yeni ayaklarının üzerinde durmaya başladığı söyleniyor. Vali Zübeyir Kelemek, sahip olduğu avantajlar sayesinde Osmaniye'nin, Çukurova'nın yeni çekim merkezi olacağını belirtiyor. Önemli karayollarının üzerinde olması, yakınında 4 havaalanının bulunması, limanlara ulaşmadaki kolaylığı ve demiryolu avantajı bu ilimizin cazibesini arttırmış.
BİRÇOK AVANTAJI VAR
Teşvik kapsamına alınması ile birlikte, önemli sanayi yatırımları peş peşe gelmiş, Organize Sanayi Bölgesi'nde çalışan fabrikalar şimdiden 67'yi bulmuş, önemli demir-çelik yatırımları da devam etmekte. Tarımdan geçinen, büyük miktarda göç alan, vasıflı nüfusunu ve sermaye birikimini sürekli başka şehirlere kaptıran Osmaniye, enerji koridoruna ve birçok tersanenin kurulacağı körfez bölgesine yakınlığının avantajını kullanıyor, birçok yatırımcının sırada olduğu söyleniyor. Bölgenin önemli ürünü olan yer fıstığının hak ettiği yere gelmesi için büyük çaba sarfettiklerini, sanayi kuruluşlarının vasıflı eleman ihtiyaçlarını karşılamak için meslek kurslarına ağırlık verdiklerini belirten Vali Zübeyir Kelemek; çok sayıda tarihî kalesi ve antik kentleri bulunan Osmaniye'nin; bu vasfını tanıtmak ve turizmde de ilerlemek için çok çalıştıklarını söylüyor. Osmaniye'nin sanayisinde ve turizminde çok önemli gelişmeler yaşandığını ifade eden Vali Kelemek, Osmaniye'nin hak ettiği yere kısa sürede geleceğini anlatıyor. Okul, hastane ve diğer eksikliklerin de süratle giderilmeye çalışıldığını açıklayan Vali Zübeyir Kelemek, "Bütün Osmaniyelilerin enerjilerini, imkân ve kabiliyetlerini; gelişmiş, sanayi üssü haline gelmiş, güler yüzlü ve mutlu insanların yaşadığı, cazibe merkezi bir şehir kurma hedefi için kullanmaya çağırıyoruz" dedi.
SANAYİCİYİ BEKLİYORUZ
Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı'na yeni seçilen Arif Taşkaya; teşviklerin yatırımcıları çektiğini, ancak bu yatırımların istihdama istenen katkıları yapmadığını söyledi. Çünkü gelen yatırımcı, kalifiye elemanını da beraberinde getirmiş. Osmaniyelilerin daha fazla istihdam edilmesi için çaba göstereceklerini anlatan Arif Taşkaya; sanayicinin daha çok gelmesi için uğraşacaklarını belirtti. Tarım topraklarının yorulduğunu, verimin eskisi gibi olmadığını, çiftçinin de eskisi gibi kazanamadığını söyleyen Taşkaya, bu toprakların ıslah edilmesi gerektiğini belirtti. Hayvancılığın da gittikçe önem kazandığını anlatan Oda Başkanı, Hayvancılık Organize Sanayi Bölgesi kurulabileceğini ifade etti.
İsmi Osmanlı'dan geliyor
Abbasiler zamanından itibaren Türkmen Aşiretlerinin yerleştiği Osmaniye, Yavuz Sultan Selim Han'ın Mısır seferinden sonra Osmanlı topraklarına katılır. Verimli ovaları ve ormanlarla kaplı yemyeşil dağlarıyla adeta bir bereket adasıdır. Bol yağış alan bu ovalar, şimdiden yeşilin her tonuyla bezenmiş. Dağ zirveleri karla kaplı, belli ki yazın kullanılacak sular da bu şekilde depolanıyor. Osmaniye, 2. Meşrutiyet'e kadar "Cebel-i Bereket Sancağı" olarak geçer. Yazın yaylalarda, kışın kışlaklarda yaşayan, hayvancılıkla geçinen Türkmen aşiretlerinin bu sürekli göçlerinden ekili alanlar zarar görür, asayiş bozulur. Osmanlı yönetimi de Derviş Paşa'yı, bu aşiretlerin ıslahıyla görevlendirir. Yardımcılığına Ahmet Cevdet Paşa'nın getirildiği Derviş Paşa ıslah teşkilatının merkezini bugünkü Islahiye'de kurar, Hassa birliği de Hassa'ya yerleşir, bu yerleşim yerlerine Hassa ve Islahiye isimleri bu şekilde verilir. Cebel-i Bereket Sancağı da Yarpuz'dan taşınır, adı da Osmanlı'ya atfen Osmaniye olarak değiştirilerek, bugünkü şehrin yerine taşınır. 1996 yılından itibaren yeniden il statüsüne kavuşan Osmaniye, kaybedilmiş yılları telafi etmek için büyük bir çaba içinde...
TARIMDA BAŞI YER FISTIĞI ÇEKİYOR
Osmaniye nüfusunun yüzde 50'sinin üretiminde çalıştığı yer fıstığı, çok önemli bir istihdam ve geçim kaynağı. Yine Osmaniye'nin Kadirli ilçesinde üretilen turp, Türkiye tüketiminin yüzde 85'ini karşılıyor. Hasanbeyli'de üretilen kiraz da kalitesiyle ünlü olup, ihraç ediliyor ve Türkiye'nin kiraz ihracatında çok önemli bir yer tutuyor. Mısır, soya, buğday da il ekonomisi içinde önemli yer tutuyor...
BAŞKAN ÇUHADAR:
Vasıflı nüfus ve sermaye sıkıntısı var
2004'te seçildiğinde, Osmaniye'nin köyden farkının bulunmadığını söyleyen Belediye Başkanı Davut Çuhadar; o zamanki Osmaniye'nin halini şöyle anlatıyor: "Şehrin içinde ahırlar vardı. Sokaklarda at arabaları dolaşıyordu. Şehrin içme suyu kuyulardan sağlanıyordu. Yürümek için bir metrelik kaldırım bile yoktu. Çarpık bir imar planı vardı. Şehir köyden farksızdı. Çarpık kentleşmenin, geri kalmışlığın bütün izleri vardı.." Osmaniye'yi dönüştürmek için çok şeyler yaptıklarını, 500'ün üzerinde ahır kapattıklarını, 400 civarında at arabasına yasak getirdiklerini, yolları, kaldırımları yaptıklarını, şehri meydanlara kavuşturduklarını, alt yapı eksikliklerini giderdiklerini söyleyen Başkan Çuhadar; içme suyunu pınarlardan sağlayan birkaç il arasına girdiklerini anlatıyor. Tarım arazilerinin önüne set çektiklerini açıklayan Başkan Çuhadar, sosyal ve kültürel alt yapı için de gerekenleri yaptıklarını dile getirdi. Osmaniye'deki her 4 kişiden 3'ünün göç yoluyla kırsal kesimden geldiklerini ve meslekleri bulunmadığını söyleyen Çuhadar; paralı ve elit kesimin de şehirde kalmadığını, bunun sıkıntısını çektiklerini anlatıyor. Vatandaşın oy kullanırken hizmetleri de düşünmesi gerektiğini belirten Çuhadar, "Birileri seçim kazanırken şehir kaybetmemeli" diyerek sözlerini bitirdi.
Tohumu, yağı ve tadıyla önemli bir değer
Bütün yağlı tohumlara yapılan destekleme alımının, yer fıstığına yapılmadığını söyleyen Osmaniye Ticaret Borsası Başkanı İmam Hüseyin Çelik, şehrin bu en önemli ürününe de destekleme fiyatının verilmesini istedi. Bunun yapılması halinde üretimin artacağını söyleyen Çelik; ihracatın da olumlu etkileneceğini belirtti. Osmaniye'de üretilen yer fıstığı, Türkiye üretiminin yüzde 46'sını oluşturuyor. Yer fıstığının yüzde 95'i de buradan pazarlanıyor. Yer fıstığı; tohumları, dal ve sapları, tarlada kalan artıkları ve hatta işlenmesi sırasında geriye kalan kabukları bile değerlendirilebilen önemli bir ürün... Yüzde 44-56 oranında yağ ihtiva eden ürün, yağ sanayi için de bulunmaz bir ürün. Yer fıstığı yağının, tat ve dayanıklılık özellikleri bakımından pek çok bitkisel yağdan daha üstün olduğu da söyleniyor. Yer fıstığı yağının, zeytinyağı ile eşdeğer görüldüğünü söyleyen Osmaniyeli üreticiler, bu değerin henüz keşfedilmediğini belirtiyorlar. Dünya yağ üretiminin önemli kısmı bu üründen elde edilirken, yağ açığı bulunan Türkiye, bu kıymetli ürünü görmezden geliyor.