Frigya, Hitit, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı medeniyetlerinin izlerini taşıyan Eskişehir'de; ilk Türk lokomotifi, ilk Türk otomobili, ilk akülü yük aracı, ilk damperli kamyon, ilk F-16 motoru yapılmış, böylece şehir, sanayinin merkezi haline gelmiş...
BU ŞEHİR GÜZELLEŞMİŞ
Bir zamanlar çok kirli olan, pis kokan Porsuk Nehri ve kıyısı, şimdi insanların nefes aldığı dinlenme yeri olmuş. Nehir içinde bentler kurulmuş, su seviyesi yükseltilmiş, sandalla seyahat edilecek hale getirilmiş. Bazı sanayi kuruluşları kirletmezse, Eskişehir'in kalbi olan bu nehir pırıl pırıl olur, bir zamanlar olduğu gibi içinde balıklar kaynar. Caddeler düzenlenmiş, raylı sistemle seyahat ediliyor.
Eskişehir, birçok bakımdan ilklerin şehri. Sosyal ve ekonomik yönden yol kavşağı görevini görmüş. Bu ayırt edici konumunu çok eski çağlardan beri korumuş.
Frigya'nın en önemli yerleşimi, Hititlerin uç batı karakolu, Roma'nın kurtarıcısı Kibele'nin vatanı, Bizans'ın kaplıca, bağcılık ve avcılık merkezi, Battal Gazi ve Yunus Emre'nin ebedi mekanı, Selçukluların Haçlılara direniş siperi, Nasrettin Hoca'nın doğum yeri... İlk Türk lokomotifi, ilk Türk otomobili, ilk akülü yük aracı, ilk damperli kamyon, ilk jet motoru yenilemesi, ilk F-16 motoru ve ülkemizdeki başka ilkler bu güzel ilde yapılmış...
OVALARIN FAKTÖRÜ
İç Batı Anadolu'da yer alan "Anadolu'nun İncisi", Sakarya ve Porsuk nehirleri ile bereketli, verimli topraklar olur. Tarih boyunca, Sakarya ve Porsuk ovalarının bu nimetlerinden faydalanmasını bilen kültürler, parlak uygarlıklar oluşturmuş. 19. yüzyıldan itibaren Kafkaslar'dan, Kırım'dan ve Balkanlar'dan aldığı yoğun göçlerle, güçlü kültür alaşımı oluşur. Eskişehir'deki asıl gelişme ise, 1892 yılında Haydarpaşa-Bağdat Demiryolu'nun şehre ulaşmasıyla sağlanır. Demiryolunun gelmesiyle birlikte ekili arazi 10 katına çıkar, şehrin ekonomisi katlanır. 1894 yılında, bugünkü adıyla Tülomsaş (Vagon Fabrikası) kurulur, sanayi şehri olmanın ilk ve önemli adımı atılır. Demiryoluyla birlikte, burada üretilenler başka pazarlara kolayca ulaştırılır, ticaret gelişir, ekonomi büyür, şehir canlanır... Cumhuriyet'in ilanından sonra (1923) il yapılan Eskişehir, Türkiye'nin en önemli illerinden biri haline gelir...
DÜNYA ÇAPINDA MARKALAR
Eskişehir Valisi Mehmet Kılıçlar, Eskişehir'in tarihî önemi, Osman Gazi'nin Karacahisar Kalesi'ni fethetmesini anlatıyor; imparatorluk mayasının burada atıldığını hatırlatıyor, Şeyh Edebali Hazretleri'nin kaldığı Uludere Köyüne değiniyor, bu toprakların tarihî öneminin üzerinde duruyor; Eskişehir'in Kurtuluş Savaşı'nda üstlendiği rolün önemini anlatıyor... Vali Kılıçlar, 1890'lı yıllarda kurulmuş Vagon Fabrikası'nın (Tülomsaş) sanayinin gelişmesine nasıl katkı yaptığına değiniyor ve son 4-5 yıldır bu fabrikada güzel işler yapıldığını, Avrupa, Orta Doğu ve başka yerlere lokomotif ihraç edildiğini açıklıyor. Savunma Sanayi (TAİ) ve seramik sanayinin geldiği noktalara değiniliyor, bunların oluşturduğu yan sanayi belirtiliyor. ETİ, Arçelik, Paşabahçe, Ford Kamyon fabrikası gibi dünya çapında markaların Eskişehir'de olduğu hatırlatılıyor.
Eskişehir Bilim Sanat ve Kültür Parkı HIZLI TRENİN ETKİSİ
300'den fazla işletmenin bulunduğu Organize Sanayi Bölgesi'nin, kendi alanında Türkiye'nin en büyüğü ve en çevrecisi olduğu söyleniyor. Devlet Demir Yolları için lojistik bir üs, bir kavşak olan Eskişehir'de, bu kurum tarafından yeni birimlerin kurulacağı belirtiliyor. Büyük merkezlere, limanlara duble yollarla bağlanan Eskişehir'in çok iyi bir ulaşım ağı bulunmakta. Köy yolları da yapılmış. Özellikle hızlı tren büyük avantajlar getirmiş. Ankara Eskişehir arasında günde 17-18 sefer yapılırken, her seferin kapasitesinin 400 kişi olduğu ve bu trenlerin yüzde 60-70 dolulukla çalıştığı söyleniyor. Hızlı Trenin, bu haliyle bile Eskişehir'e büyük canlılık getirdiği söylenirken, İstanbul ayağının da faaliyete geçmesi durumunda, Eskişehir ekonomisinin katlanacağı anlatılıyor.
Eskişehir Havaalanı büyütülüyor. İstanbul seferlerinin yanında, uluslararası seferler de yapılacak. Hava Kuvvetlerimizin önemli bir üssü Eskişehir'de. Türk Hava Kurumu'nun eğitim tesisleri de hesaba katılınca, bu ilimizin önemli bir havacılık merkezi olduğu görülüyor.
TURİZM POTANSİYELİ
Bor madeni rezervlerimizin yarısından fazlasının bu ilimizde olduğunu söyleyen Vali Kılıçlar, 150 senedir ihraç edilen ve dünyaca tanınan lületaşını da hatırlatıyor. Bu beyazlıkta ve kalitede lületaşının başka hiçbir yerde bulunmadığı söyleniyor. Sakarya Vadisi'nin sebze ve meyve deposu olduğu ifade edilirken; Türkiye'nin en büyük at çiftliklerinin (hara) de bu ilimizde olduğu belirtiliyor.
Meşhur kaplıcaları, tabii ve tarihî güzellikleriyle büyük bir turizm potansiyeline sahip olduğu söylenen Eskişehir'de bulunan Frig vadisinin ihtişamına değiniliyor.
Aynı zamanda bir üniversite şehri olan Eskişehir'de 60 bine yakın üniversite öğrencisi bulunurken; Açık Öğretim Fakültesi'nin 1.5 milyon öğrencisinden de 20 bininin Eskişehir'de olduğu anlatılıyor.
BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI YILMAZ BÜYÜKERŞEN:
Şehirler insan gibidir, özen göstermek gerek
Yıllar sonra Eskişehir'de buluştuğum ilkokul öğretmenim Mehmet Kul ve İHA muhabiri Haluk Özden ile birlikte, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'in makamına gidiyoruz. Büyükerşen, şehirciliğin püf noktalarını anlatıyor. Eskişehir Belediyesi'nin, 16 büyükşehir belediyesi arasında en küçük bütçeye sahip olan belediye olduğunu; Anadolu Üniversitesi'nin bütçesinin kendi bütçelerinin 8.8 katı, Osman Gazi Üniversitesi bütçesinin de 5.5 katı olduğunu söyleyen Büyükerşen, üstelik onların paralarının hazır olduğunu, belediyenin ise kaynak oluşturmak zorunda bulunduğunu belirtiyor, zorlukları hatırlatıyor.
TEMİZ ŞEHİR FAKTÖRÜ
Kendi bütçelerinin çok yüksek olmadığını, ama istenince güzel işler yapmanın mümkün olduğunu belirten Büyükerşen, her projede verimliliğin ve vatandaşın menfaatinin gözetilmesi gerektiğini açıklıyor. Bir köprü için örnek veren Başkan, "Mesela köprünün malzemesi beton, demir ve korkuluktur. Hiç olmazsa korkuluklar biraz süslü yapılarak, estetik bir hava verilebilir" diyor, aynı paraya daha güzel işleri yapmanın mümkün olduğunu açıklıyor. Eski binaların yıkılarak, yerlerine beton blokları dikmenin marifet sayıldığını anlatan Büyükerşen, eski binaları insanlara benzeterek, yaşlı bir insana gösterdiğimiz şefkati, bu binalara da göstermemiz gerektiğini, onlara bakım yapmamız, yenilememiz icap ettiğini anlatıyor. Şehirlere özen gösterilirse, onların da insanları eğiteceğini anlatan Büyükerşen, pis bir şehre insanların her şeyi attığını, ama temiz bir şehre daha çok özen gösterildiğine değiniyor. "Şehirler, insanların yalnızca evleri ile iş yerleri arasında gidip geldikleri yerler olmamalı" diyor Büyükerşen, şu şehircilik derslerini veriyor: "İnsanların gezdiği, yaşayan şehir olmalı. İnsanlar birbirlerini görmeli. Ekonomi de o zaman canlanır. Şehirler insanlar içindir, çağımızın canavarları olan lastik araçlar için değil. Caddelerin altını delerek, adeta şehrin karnını deliyorlar. Toplu taşımalar lastik tekerlekli araçlarla olmaz, tramvay ve metro yapmak gerekir."
RAYLI SİSTEM ÖNEMLİ
Tek çarenin raylı sistem olduğunu tekrarlayan Başkan Büyükerşen, günlük 60 bin kişiyi taşımak için raylı sistem yaptıklarını, ama talebin 90 bine çıktığını söylüyor, vatandaşın bundan memnun olduğunu belirtiyor. Aslında Osmanlı döneminde raylı sistemin başladığını, sonradan araç üreten bazı batılı firmaların telkinleriyle rayların söküldüğünü anlatan Büyükerşen, çok geç kalınmış olmakla beraber, raylı sisteme geçilmesi gerektiğini belirtiyor.
10 yılda yaptıklarıyla Eskişehir'i yaşanabilir şehirler listesinde 2. yaptıklarını, Türk sanayiinin İstanbul, Bursa gibi yerleri terkederek Eskişehir'e yöneleceğini ifade eden Büyükerşen, bu ili Türkiye'nin kültür başkenti yaptıklarını anlatıyor.
TİCARET ODASI BAŞKANI: Türkiye'nin 'köklü' kuruluşları burada
Eskişehir'in sanayi ve ticarette de ilklerin şehri olduğunu söyleyen Ticaret Odası Başkanı Harun Karaca, Türkiye'de ilk vagon fabrikası ile ilk şeker fabrikasının Eskişehir'de kurulduğunu, havacılıkla ilgili sanayinin de ilklerden olduğunu belirtiyor. Bu köklü kuruluşların, Eskişehir'de sanayinin gelişmesine, yan sanayinin kökleşmesine, kalifiye eleman yetişmesine sebep olduğunu anlatan Karaca, bugün de yüz akımız olan bazı markaların (Arçelik, Eti, Otosan, Sarar...) Eskişehir'de bulunmasının tesadüfi olmadığını açıklıyor.
TARIM EN GERİDE
Eskişehir'in medeniyetler ve yollar için kavşak olduğunu hatırlatan Harun Karaca, uçak sanayi ve sivil havacılık hususlarında bilgi veriyor, Devlet Demiryolları için ilin taşıdığı önemi ve yatırımları açıklıyor. Özellikle hızlı tren projesinin tamamlanmasıyla, İstanbul-Eskişehir arasında seyahat etmenin 2 saate, Ankara'ya gitmenin de 50 dakikaya ineceğini belirten Karaca, Eskişehir'de turizm, ticaret ve sanayinin bu sayede katlanacağını ifade ediyor. İl nüfusunun yüzde 61'inin hizmet sektöründe, yüzde 28'inin sanayide, yüzde 11'inin de tarımda çalıştığına değinen Oda Başkanı Karaca, yeraltı ve yerüstü zenginlikleriyle, devletten aldıklarından fazlasını veren az illerden olduklarını belirtiyor. 32 milyon metrekare büyüklüğündeki Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi'nin, Türkiye'nin en büyüğü ve en çevrecisi olduğunu söyleyen Karaca, burada 324 firmanın faaliyet gösterdiğini belirtiyor.
İHRACAT ARTACAK
Son yıllarda yapılan yollara değinen Karaca, Organize Sanayi Bölgesi'ni Gemlik Limanı'na bağlayacak demiryolunun yapılacağını, bu durumda taşıma maliyetlerinin düşeceğini, rekabet güçlerinin artacağını ve daha çok ihracat yapabileceklerini anlatıyor. Üniversitelerin şehre yaptığı katkıları da hatırlatan Karaca, Eskişehir'in yıldızının günden güne daha çok parladığını anlatıyor.
YARIN: ESKİŞEHİR'IN TARİHÎ VE KÜLTÜREL DEĞERLERİ