Türkiye'den önce Sinop, AB'ye girdi

Soğuk savaş yıllarında Rusya'nın izlendiği en önemli üs, Sinop'ta bulunuyordu. Bin 500 ABD ve 500 İngiliz askeri vardı. Sinop bundan çok etkilenmiş, dünyaya açılmış. Türkiye'de döviz bulundurmak büyük suç iken, Sinop'ta dolarla alışveriş yapılırdı. Manevi bekçileriyle özel... Halife Ömer Bin Abdülaziz Hazretleri Peygamber Efendimizin müjdesine mazhar olmak için İstanbul'u fethetmek üzere bir ordu gönderir. Seyyit Bilal Hazretleri de namlı yiğitlerden birlik oluşturur, gemiyle Karadeniz üzerinden İstanbul'a gidip, İslam ordusuna katılmak ister. Sinop limanına girme ihtiyacı duyulur, bedeli ödenerek limana girerler. Bir avuç namlı yiğitten oluşan birliğin tavrı, namaz kılmaları; Tekfur'u ve adamlarını kuşkulandırır, kalabalık bir birlikle baskın yaparlar. Başlarında Seyyit Bilal Hazretleri'nin bulunduğu bir avuç yiğit kahramanca karşı koyar, çoğu şehit olur. Seyyit Bilal Hazretleri, çemberi yarmak isterken Tekfur tarafından, Sinop'un bugünkü vilayet binasının bulunduğu yerde şehit edilir, kafası kesilir. Seyyit Hazretleri doğrulur, kesik başını alır ve adanın en yüksek yerine, türbesinin bulunduğu yere kadar gelir. Tekfur ve adamları bundan çok etkilenir. İşte Sinop'un manevi sahibi!.. Şeyh Mahmut Kefevi Hazretleri'nin babası da Kırım'da yaşar, rüyasında Sinop'u görür. Mahmut Kefevi Hazretleri gelir, bu şehre yerleşir, ilim ve irfan saçar; şimdi de camisinin bahçesindeki mütevazı kabr-i şerifinde sevenlerini bekler... Gazi Çelebi ve diğer zatların da ayrı hikayeleri var. Bu mübarek zatların tercih edip yerleştiği, manevi bekçilik yaptığı Sinop, özel olmaz mı?.. Sinop, sahip olduğu avantajlı konumu ve güzel tabiatı sayesinde, tarih boyunca birçok medeniyeti bağrında yeşertmiş. İskender'e söylediği, "Gölge etme başka ihsan istemem" sözüyle bilinen, Antik Çağın ünlü Filozofu Diyojen'in Sinop doğumlu olduğu, 7 yaşına kadar burada yaşadığı söylenir. Selçuklular tarafından 1077 yılında fethedilen Sinop, Alanya ile birlikte bu devletin en önemli iki limanından biriydi. Sinop, 1461 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlı topraklarına katıldı. Osmanlı donanmasının en modern gemileri Sinop Tersanelerinde yapılmıştır. 1853'te Osmanlı Donanmasına Ruslar tarafından yakılıncaya kadar, Sinop Tersanesi hizmet veriyordu. SAKLI BİR SÜRPRİZ Sinop'un genç ve dinamik Valisi M. Hakan Güvenç; Sinop'un, Dranaz Dağlarının arkasında saklı bir sürpriz olduğunu, buradaki tarih, orman, deniz ve bozulmamış tabiat bütünlüğünün başka yerlerde görülemeyeceğini söylüyor. Bu hazinenin ekonomiye kazandırılması, yöre insanı için gelire dönüşmesi, insanlığın keşfine açılması için kollar sıvanmış. Her türlü alt ve üst yapının tamamlanmasına karar verilmiş. Kültür Turizm İl Müdürü Hikmet Tosun'un ifadesiyle, Antik Tarih Kenti olan Sinop'un sırrı henüz çözülememiştir. 46 sit alanı, toplam 10 bin 365 tarihi eser mevcut. Müzelerde 3417 arkeolojik, 1742 etnolojik eser, 5336 da sikke bulunmaktadır. Arkeoloji müzesinde 2 bin ilmi kitap var, âdeta bir tarih üniversitesi... Soğuk savaş yıllarında Rusya'nın izlendiği en önemli üs Sinop'ta idi. 1500 ABD, 500 İngiliz askeri vardı. Sinop bundan çok etkilenmiş, dünyaya açılmış. Türkiye'de döviz bulundurmak büyük suç iken, Sinop'ta dolarla alışveriş yapılırdı. Yaşlı bir zatın, "Atla Ayancık'a gittim, orman yoğunluğundan hiç güneş yüzü görmedim" şeklindeki sözlerini hiç unutmadığını söyleyen Hikmet Tosun; Kapütülasyonlar sebebiyle Fransızların, kurdukları şirket eliyle buradan Avrupa'ya kereste götürdüklerini belirtti. Karadeniz'in en eski yerleşim yerlerinden biri olan, Türkiye'nin en kuzey noktasında bulunan Sinop, aykırı bir kent, Karadeniz'in diğer şehirlerine benzemiyor. Gelir durumu düşük olduğu halde, suç oranı da çok düşük. Kültür seviyesi ise oldukça yüksek. NÜFUS 250 BİN CİVARINDA Yılda 600 bin turist geliyor, 500'ün üzerinde aile ev pansiyonculuğu yapıyor. Halkı turizme yatkın. Türkiye'de 6-7 ilin üye olduğu Sağlıklı Kentler Birliği'ne de üye. Bundaki en önemli kriter, kriminal olayların az olması. Sinop nüfusuna kayıtlı 1 milyon 300 bin kişi varken, şehrin köyleriyle birlikte nüfusu 250 bin civarında. 1 milyondan fazla Sinoplu il dışında yaşıyor, ama Sinop'la bağlarını koparmıyorlar. Almanya'da yaşayan Sinoplular birleşip üniversite binasını yapmışlar. Göçün Sinop'a artıları da olmuş, kent bakir kalmış, tabiatı bozulmamış, havası kirlenmemiş... Sinop'ta yaylada soba yakılarak ancak durulabilirken, yarım saatlik yolun ardında da denize girilebiliyor. Bu kadar çeşitliliği bir arada bulunduran başka bir il bulunmadığını söyleyen ilgililer, il dışında yaşayan Sinoplular'a şu mesajı veriyor: " Yılda bir defa doğduğunuz bu topraklara gelirseniz, 1 milyon turist eder; bir de misafir getirseniz 2 milyon eder. Bu da şehrimizi uçurur..." İÇME SUYUNDAN TEMİZ BİR DENİZ! İç Anadolu ile bağlantısı, Boyabat-Sinop yolunda açılan tünelle iyice kısalan Sinop, özellikle Ankara ve civarının sahili oldu. Karadeniz Sahil Yolu'nun, denizi karadan ayırması ve kumsal sahillere zarar vermesi; bakir Sinop sahillerini daha da değerli kıldı. 100 kilometresinde denize girilebilen Sinop sahillerinde deniz, içme suyundan bile temiz çıkmış! Havayolunun da açılmasıyla, iyice cazip hale gelmiş Sinop, Karadeniz'in Bodrum'u olmaya aday... BAŞKAN YILMAZER: Burası bir huzur şehri Sinop Belediye Başkanı Zeki Yılmazer, Sinop'un en huzurlu illerin başında geldiğini hatırlatarak, bu konuda kentin eğitim ve kültür şehri olmasının önemli bir rol oynadığını söylüyor. Başkan Yılmazer, suç oranları ile kişi başına düşen milli gelir oranlarının birbirine çapraz oranda seyrettiğini belirterek, Sinop'un bunda bir aykırılık gösterdiğini belirtiyor: "Suç oranları ile milli gelir düzeyi birbiri ile oldukça ilintili. Milli gelir seviyesi yüksek olan yerlerde, suç oranlarının düştüğü, milli gelirin düşük olduğu yerlerde ise suç oranlarının yüksek olduğu görülür. Oysa kişi başına düşen milli gelirin bin 500 doların altında olduğu Sinop'ta bu tezin aksine bir olay yaşanıyor. Kişi başına düşen gayri safi milli hasılanın en düşük olduğu şehirlerin başında gelen Sinop'ta, suç oranları da o kadar düşük, hatta yok denecek kadar az. Şehrimizde gecenin 2'sinde ya da 3'ünde bir kız tek başına en ücra sokaklarda dahi korkmadan, endişe etmeden gezebilir. Kimse ona karışmaz. Bunu, ben kentimiz insanının eğitim ve kültürüne bağlıyorum..." Başkan bunun için haklı olarak Sinop'a huzur kenti diyor. 'Turizmde patlama yapabiliriz' Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Erol Derici; yolların yapılmasıyla nefes aldıklarını ve şehrin turizmde patlama yapabileceğini açıkladı. Uçak seferlerinin dolu dolu yapıldığını, dış hatlar için de tedbir alınması gerektiğini ifade eden Derici, bütün bunların semeresini kısa sürede göreceklerini anlattı. Ukrayna'nın Yalta limanına gemi seferlerinin tekrar başlatılması için çalışacaklarını, bu sağlanırsa Ukraynalılar'ın İstanbul'a gitmek için bile bu yolu tercih edebileceklerini dile getiren Derici, kentin bundan büyük fayda göreceğini söyledi. Sinop'ta 4 bin 500 emekli bulunduğunu, 10 bin 500 kişinin de kamuda çalıştığını söyleyen Derici; balıkçılık ve turizmin önemli gelir kaynaklarından olduğunu anlattı. Erol Derici, şunları söyledi: "Nükleer ve termik santral projeleri var. Nükleer santrala karşı değilim, bu bir realite. Bu santral il ekonomisine büyük katkılarda bulunacak. Ama termik santral gibi bir kötülük bu ile yapılmamalı. Bakir kalmış tabiat, o zaman biter, kirlilik başlar, deniz suyunun sıcaklığı ve kalitesi değişir, balıkçılık zarar görür. Turizm hamlemiz, başlamadan biter. Sinop'un acelesi var." KARADENİZ'DEKİ HAMSİNİN YARISI SİNOP'TA AVLANIYOR Büyük ve küçük teknelerle yapılan balıkçılık, Sinop ekonomisinde önemli bir yere sahip. Karadeniz'de hamsi miktarının yarısına yakını Sinop'ta avlanmaktadır. Yıl içinde mevsime ve hava şartlarına göre, çinakop, lüfer, kofana, palamut, torik, kefal, istavrit, mezgit, barbunya ve kırlangıç da avlanıyor. Yine sezonuna göre, kalkan, orkinos ve köpek balığı avlanarak yurt dışına ihraç ediliyor. DEĞERİ DAHA İYİ ANLAŞILACAK Sinop Valisi M. Hakan Güvenç, Sinop'un güzelliklerinin yeterince bilinmediğini, yolların tamamlanmasıyla bu güzel şehrin değerinin daha iyi anlaşılacağını söyledi.