Başkan adaylarının tespiti gecikmedi mi?

A -
A +

Mahalli seçimlere az bir süre kaldı. Ama çoğumuz bizi yönetecek başkan adaylarını henüz öğrenemedik. Bu doğru mu? Mahalli İdareler Reformu ile Belediye Başkanlarının yetkileri iyice artacak. Tabir yerinde ise, şehirler artık yerinden yönetilecek. Çoğu problemi Başbakan değil, pozisyon itibarıyla belediye başkanı çözecek; dolayısıyla vatandaşı daha çok belediye başkanı ilgilendirecek, etkileyecek. Hal böyle iken, bizi yönetecek kişileri tanımamız için kalan süre yeterli mi? Başkan adayları daha önce açıklansaydı, vatandaş o kişileri iyice araştırıp, tarttıktan sonra oyunu kullansaydı daha iyi olmaz mıydı? Süre kısa olunca, araya az da olsa politika bezirganlarının sızması mümkün olabilecektir. Bunca talep karşısında özellikle iktidar partisinin zorlanacağı anlaşılıyor. Umarız isabetli bir seçim yaparlar. Son "İstanbul faciası" da gösterdi ki, artık bazı yetkiler tek elde toplanmalı ve vakit geçirilmeden bunun zemini hazırlanmalı. Yolda kalan vatandaş bunun sorumlusunu hemen teşhis edebilmeli, hesabını ona göre sorabilmelidir. Kimse yapının karmaşıklığı arkasında gizlenip, topu başkasına atmamalı... Bu itibarla, yasal süreyi sonuna kadar beklemek gerekmezdi. Adaylar daha önce açıklanmalıydı. Yönetime talip olan şahıslar da yapacaklarını ayrıntılı bir şekilde anlatmaya, millete bazı taahhütlerde bulunmaya yeteri kadar vakit bulmalıydı. İktidar, tasarladığı reformlarda yavaşlamamalı; milletimize hayatı kolaylaştırmak için risk almaktan çekinmemeli. Elbette her güzel işi engelleme tıynetinde olan birileri bulunacak ve bunların sesi gür çıkacaktır; bunlar yıldırmamalı... Din görevlilerinin mağduriyetini giderin Devlet Bakanı Sayın Mehmet Aydın'ın dikkatine; Din görevlilerinin, diğer bazı kesimlerde çalışanlara oranla daha çok okuduklarını, kendilerini daha iyi yetiştirdiklerini istatistiki bilgilerden öğrenmiş biri olarak, aşağıda belirttiğim hususlara dikkatinizi çekmek istiyorum: 1. Din görevlilerinin görev ve sorumlulukları net bir şekilde izah edilmemiş, yanlış anlaşılmalara sebebiyet verilmiştir. 2. Camilerde tek başlarına görevi yürütmeleri mecburi kılınmış, haftalık ve yıllık izin ihtiyaçları düşünülmemiş. 3. Bu camianın en düşük seviyede maaş aldığı bilindiği halde, hâlâ bu adaletsizliğin düzeltilmesi yoluna gidilmiyor. 4. Din görevlilerinin sosyal hayattaki aktiviteleri zayıflatılmış, bunu düzeltici bir adım da atılmamıştır. Bütün bu hususlarda, kısa zamanda iyileştirici çalışmalar yapacağınıza inanmaktayız. > A. Eniş-ZONGULDAK Madem almayacaktınız neden mağdur ettiniz? Milli Eğitim Bakanlığı'na; Yabancı Diller Edebiyatı Bölümlerinden (Arapça, Fransızca, Almanca, Farsça ve diğer diller) mezunuz. YÖK ile Milli Eğitim Bakanlığı'nın aldıkları karara göre, öğretmen olmamız için Tezsiz Yüksek Lisans yapmamız yeterli idi. %30 alan kredisi de aldık. Buna rağmen, Milli Eğitim Bakanlığı, bırakın atamamızı yapmayı, başvuru formlarına bölümümüzün adını bile yazmadı. Yani müracaat hakkı bile vermiyorlar. Madem atamamızı yapmayacaktınız, neden bunca yıl maddi ve manevi olarak zarara uğrattınız; emeğimizi boşuna harcadınız > Mağdur öğretmen adayları adına Şeref Keleşoğlu-ERZURUM

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.