Bedava mühendislik uygulamasına son verilmeli

A -
A +

Bilim, teknoloji, araştırma-geliştirme, yenilik, sanayi, tarım, enerji, maden, çevre, imar-yapı, kent ve bağlantılı alanların temel dinamik gücü olması gereken mühendislikte açık bir gerileme yaşanmaktadır. Eğitim-öğretim alanındaki genel yönelim, üniversite sayılarının yanı sıra mühendislik fakülte ve bölüm sayılarında da olağan dışı bir artışa yol açmış, nitelikli iş gücü olan mühendislik bir "maliyet" unsuru olarak görülüp daha fazla ucuz emek sömürüsüne tabi kılınmıştır. İşsiz mühendis sayısı böylece artmakta, meslektaşlarımız esnek, güvencesiz, düşük ücretle çalışma ile meslek dışı alanlarda çalışmaya zorlanmaktadır.

Meslek alanlarımızı ve mühendislik öğretimini doğrudan etkileyen birçok düzenleme de gündeme gelmektedir. "Teknik öğretmen" yetiştiren programlara tabi olanlara ek bir eğitimin ardından mühendislikle eş düzeyde "iş güvenliği uzmanlığı" unvanı verilmesi söz konusudur. Yapı Denetimi Yasasında yapılmak istenen son değişikliklerle, birçok olumsuzluk görülecek. Şantiye şefi mimar ya da mühendislerin yardımcısı olarak görev yapması gereken tekniker, teknisyen ve teknik öğretmenlere "şantiye şefi" olmalarına ve teknik elemanların mimarlık, mühendislik projeleri hazırlamalarına imkân sağlanması da gündeme gelecektir.
Teknoloji Fakülteleri ve "uzaktan eğitim" gibi mühendislik öğretimi ve uygulamalarının temelini aşındıran düzenlemelerin ardından, şimdi de teknik öğretmenlere "mühendis" unvanı verilmesi söz konusudur.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK)'nun, 80 bin civarında olduğu belirtilen teknik öğretmenin mühendis unvanı almasına imkân sağlaması, mühendisler için ilave olumsuzluklar getirecektir.
Bu durum, yatırım ve nitelikli iş gücü istihdamı zaten zayıf olan mühendislik sanayilerinde kaos oluşturacak, mühendis işsizliğini arttıracak ve mühendislikte mesleki yetersizliğe yol açacaktır.
Bilimsel, teknik, akademik göstergeler, Mesleki ve Teknik Eğitim Fakültelerinde uygulanan programın, mühendislik unvanı elde etmek için yeterli olmadığını ortaya koymaktadır. Teknik öğretmenlerin unvanlarının değiştirilmesiyle, mühendis olunamayacağı bilimsel bir gerçektir. Mühendislik özel bir eğitimi gerektirir ve yama niteliğindeki programlarla yapılamaz. Mühendislik, tasarım, plan ve program gibi temel unsurlar aracılığıyla üretim ile hizmet sürecinin bütününe yöneliktir. Teknik öğretmenlik ise tasarım, plan ve program boyutlarını ihtiva etmez ve üretim veya hizmet sürecinin belirli an veya parçaları üzerinde yoğunlaşır. Kısaca mühendislik ile teknik öğretmenlik, üretim sürecinin bütününde birlikte iş yapmakla birlikte, farklı formasyonlara sahiptir.
Bu gerçeklerden hareketle; mühendisler, mühendislik öğrencileri ve meslek örgütlerinin seslerine kulak verilmesini istiyor, YÖK'ün duyurusunu yaptığı, "Teknik Öğretmenler İçin Mühendislik Tamamlama Programlarını" uygun bulmuyorum.
Mehmet Poyraz


Kamu yararına olmayacak bu uygulamadan vazgeçilsin
Sayın YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya'nın  Dikkatine;
YÖK'ün uygulamaya koyduğu "Teknik Öğretmenlere Mühendislik Tamamlama Programı', kamu menfaatlerine uygun değildir. Ayrıca, bu uygulama ile mühendislere ve mühendisliklerde okuyanlara haksızlık yapılmaktadır. Mühendislik tamamlama programı giriş işlemleri ve duyurusundaki örnek sorular incelendiğinde, değil mühendislik, değil üniversite sınavları, ortaokul öğrencilerine bile haksızlık edecek kadar basitlikte sınavlarla mühendislik unvanı dağıtılmaya çalışıldığı görülmektedir. Bu uygulama, ileride ciddi sıkıntılar doğuracaktır. Mühendislik ciddi bir meslek grubudur. Kamuoyu, üniversiteler ve meslek odalarının hassasiyetleri dikkate alınmadan, bir oldu bittiyle hayata geçirilmeye çalışılan uygulamadan derhal vazgeçilmelidir. Bu uygulamayı hazırlayanlardan kamuoyu bir açıklama beklemektedir.
Levent Dalga


E-devlette çocuk sıkıntısı
Vatandaşların devletin birimlerine ve devletteki kayıtlarına ulaşmasının kolay yolu olan e-devlet sisteminde, reşit olmayanların kayıtlarına ulaşmada sıkıntı çekilmektedir.
Türkiye sınırları içerisinde yaşayan bütün vatandaşların devlet ile olan ilişkilerinde, en büyük kolaylık olarak verilen hizmette, reşit olmayan ya da ebeveynlerince bakmakla yükümlü olunan çocukların, bilhassa Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ve Üniversite eğitimi ile ilgili kayıtlarına ulaşılamaması, sistemin en büyük eksikliği olarak görülmektedir.
SGK'nın verdiği hizmetlerden faydalanan çocukların reçete ve ilaç kullanım bilgilerinin görülmeyişi, emeklilerin çocukları ve eşleriyle veya anne babalarıyla ilişkili kesintilerin net olarak görülmemesi ve bunlara kolay erişimin sağlanmaması gibi durumlar sıkıntılara yol açıyor. Üniversitede okuyan çocukların bilgi erişimlerinin de e-devlet sistemi üzerinden olmayışı, büyük bir eksiklik olarak görülmektedir.
Reşit olmayanların e-devlet sisteminden yararlanmaları ebeveynleri üzerinden olmalı. İlgililerin bu eksikliği bir an önce gidermelerini bekliyoruz.
Erol Kara

Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/ 
İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.