3 Kasım'da önümüze sandık konacak. Sağlık Meslek Liselerinden mezun olan bütün mağdurlara ve ailelerine bir teklifim var. Bizden oy isteyenlere şu soruları soralım ve ona göre oylarımızı verelim: 1. 1995 yılından önce mezun olur olmaz atamalarımız yapılıyordu, şimdi neden yapılmıyor? 2. 7 Bakan, 4 Başbakan ve 2 genel seçim gördük. Ama bizleri kimse görmedi, neden? 3. 7 yılda 2 defa 37 bin kadro çıkmasına rağmen neden kullanılmadı? 4. Milli Eğitim Bakanlığı 7 yılda 250 bin öğretmene kadro veriyor da Sağlık Bakanlığı neden veremiyor? 5. Sağlık da en az eğitim kadar önemli değil midir? 6. Her Bakan söz verdi, müjde verdi ama tutamadı, neden? 7. Binlerce Sağlık Memuru, Ebe, Hemşire; Sağlık Ocaklarını, Sağlık Evlerini, Hastaneleri dolduracakken; şimdi kahve köşelerini, tarlaları, lokantaları dolduruyorlar. Yazık değil mi? 8. Sağlık Bakanlığı her yıl 5 bin kadro verseydi bu yığılma olmayacak, sağlık ocakları da boş kalmayacaktı... 9. Trilyonlar harcanarak yapılan Sağlık Ocakları-Evleri şimdi ahır olarak kullanılıyor, yazık değil mi? 10. Türkiye genelinde öğretmen açığı kadar sağlıkçı açığı var iken neden bizler mağdur edildik? Şimdi sıra bizde. Tüm partiler sağlık politikalarını açık ve net bir şekilde açıklasınlar. Çözümlerini görmek istiyoruz. Tabii, 7 yıldır müjde ve söz verenler, uyuttuklarını sananlar hariç, onların inandırıcı yanları kalmadı... > Sağlık Meslek Liseleri Mağdurları - OSMANİYE Adayların maksadı Adaylar parti yetkililerini etkilemek, sıraya girmek için büyük bir çaba sarfetmektedirler. Yapılacak görevin ne olduğunu bilmeden, "yapabilir miyim, yapamaz mıyım?" denmiyor. Bal tutan parmağını yalar düşüncesiyle, kendi çıkarları ve ilerde devlet imkanlarından nasıl yararlanacaklarının hesabını yapmaktalar. Nasrettin Hoca hasta komşusunu ziyarete gider ve hastaya bir tas bal verilmesini ister. Hasta balı alır, yemeye başlar; yedikçe de "ah öldüm" der. Hoca dayanamaz, "yahu şu kaşığı bize ver de biraz da biz ölelim" der. Şimdi seçilmek isteyenlerin çoğu da bu tür ölmek isteyenler. Türkiye'yi, ekonomiyi, toplumu düşünen pek yok. Türkiye için bir değişikliği, yeniliği düşünmüyorlar; sadece kendileri için bir değişiklik istiyorlar. Seçim kanunu değişmedikçe bu kısır döngüden kurtulacağımızı sanmıyorum. > Turan Kocaman - ERZURUM Doğal seçim sandığı Merhaba güzel Türkiyem, sanırım yakın bir gelecekte millet olarak bir seçim heyecanı yaşayacağız. Bu seçimin nasıl sonuçlanacağı da, her seçimde olduğu gibi ayrı bir merak konusu... Geçmiş seçim tecrübelerimize benzer sürprizlerin yaşanması da mümkün. Yaşadığım ilçe de (Suşehri) seçim havasına yavaş yavaş girmekte... Size bahsedeceğim konu bir tepeden ibaret! "Allah'ın (c. c.) tepesinden ne olabilir ki" demeyin! Suşehri'nin meşhur tepesi Cirmoğon Tepe. Adını nereden alır, bilinmez ama tepe hakkında Suşehri'nde birçok konuda konuşulur. Evliya hikayeleri, Suşehri'nin yakın tarihine ait Ermenilerle ilgili hikayeler bu tepenin şanına şan katar. Bizim Cirmoğon Tepe gündeme de ayak uydurmasını biliyor. Bu sıralar o da yazılı ve görsel basını yakından takip ediyor olmalı ki, Suşehri'nin her yerinden görünen yamacında siyasi parti adlarını göstermeye başladı. Tepenin yamacında her gün yeni bir parti adı yerini alıyor. Farklı farklı yerlere yazılmıyor ha! MHP olan yazı bir bakıyorsunuz AKP, diğer gün BBP, haydi olmadı CHP, yok yok bu da olmaz DYP... İşin garibi, yazıyı yazanları da, değiştirenleri de ne tanıyan var, ne de gören! Sanırım bizim Cirmoğon yeni bir "ilk"e daha imza atmak üzere. Temennim, Cirmoğon'un 4 Kasım sabahı Türkiye için en hayırlı harfleri yamacında sergilemesi... > Tuğrul Doğruyol - SUŞEHRİ Birileri söylesin! Devletimizi yönetenlere soruyorum; -Memura yok, -İşçiye yok, -Emekliye yok, -Dul ve yetime yok... Ama siyasi partiler için var. Meblağı da 150 trilyon lira. Peki bu para neden seçileceklerin cebinden değil de, milletin cebinden (hazineden) veriliyor? Birisi çıkıp da bize cevap versin!.. > R. Aksoy (Emekli Memur)