Bu ne biçim mali sistem?

A -
A +

Türk ekonomisinin neden krizlere girdiğini bürokratlar açıklar durur. Ama anlatılanlar hep eksik kalıyor. Asıl doğrusunu, taşın altına elini, servetini koyan vatandaş biliyor. Bandırma'dan Rıza Birik'in yazdıklarını okuyup, gerekli dersleri çıkarsalar mesele hallolur diye düşünüyorum: "75 yaşındayım. İşimiz; mimarların, mühendislerin plan ve projelerinin kopyaları için kullanılan malzemeyi imal etmek ve satmak. Oğlum, başlangıçta bu işlerin bayiliğini yapıyordu, 5-6 sene gezdi, dolaştı. Bir gün bana, 'ben bu işi kendim yapmak istiyorum, bir tek gâvur parası kullanmadan tesisi kuracağım, bana yardımcı olur musun?' diye sordu. Bu işin kâğıt sanayiinin temeli olabileceğini, ileride gelişebileceğini, çocukluk hayalimin gerçekleşebileceğini düşündüm. Ortaokul yıllarımda, 'neden birkaç zengin bir araya gelip iş sahası açmıyorlar?' derdim, işte sana fırsat... 'Tamam maddi, manevi takviye benden, senden birşey isterim, hile yok, çalma yok, namusunla çalışacaksın' dedim, işe koyuldu. Sattığım arsaları, daireleri söylemeyeceğim, bir teki hariç, söylemezsem vebal altında kalırım. Bir gün sıkıntı basmış, dert yanacak bir dost arıyorum. Çocukluk arkadaşım, Bandırma'nın sayılı esnaflarından Hüseyin Kararlıoğlu'na gittim, aldım tesislerimize götürdüm, maddi sıkıntımı anlattım, biraz da olsa rahatladım... Sonraki gün, baktım çok iyi kira getiren şehrin göbeğinde bulunan 4 katlı binasının tapusu elinde, karşımda bekliyor; 'sat, nakit ihtiyacın benden katkı olsun' diyor. Dost dediğin böyle olur... Bir tek gâvur çivisi kullanılmadan, yerli malzeme ve insanımızın emeğiyle tesis yapıldı, üretime geçildi, siparişlerin karşılanmasına başlandı. Ama işletme kredisinin temininde sıkıntı çıktı. Halk Bankası 2 milyarlık kredi veriyordu, hem de oldukça pahalı. Oysa bir tek hammadde 20 milyar tutuyor. Satışlar da en erken 2-3-4 aylık vadelerle yapılıyor, KDV ise Maliyeye peşin olarak ödeniyor. Sene sonunda ilk 10 kişi arasına girdik, vergi rekortmeni olduk. Vergi rekortmeni olan kişi batar mı? Batar... İki kızım var, 'baba, sen üzülme' diyerek onar milyar verdiler. Büyük bir dairem vardı, o da gitti. Bu arada, borçlarımızı kapatmak için, 18 milyar olarak geri ödediğimiz 8 milyarlık bir kredi aldık, almaz olaydık. %50 ile aldığını, iki satırlık bir yazı ile 'faizi %100 yaptık' derlerse, se de ödemeye çalışırsan batmaz mısın, batarsın. Acaipliklerin envai çeşidini yaşadık, anlat anlat bitmez... Çalışan kaybediyor Maliye Bakanımız bu konuya mutlaka dikkat etmeli: Çalışan kaybediyor, çalan yaşıyor, bu ne biçim mali sistem... Bu yapılan vergi barışı değil. Ana parayı 18 aylık taksitlere bölüp, arada ödenemeyen taksitler olursa, onları en arkaya atıp faizler uygulansa mükellef korkup kaçmaz. Mükellef rahat olsun, eline ne geçiyorsa yatırsın. Bu mantıkla hareket edilseydi, şimdiye kadar kimsenin borcu kalmazdı. Bir de ödemeye girmemiş geriye borç kalmasın, birikip dağ gibi oluyor. Sonra da mükellef evini-barkını terkediyor, çoluk-çocuğu ve kendisi perişan oluyor. Banka hesapları bloke ediliyor. İşi tamamen durdurulup, tahsilat yolları kapatılıyor. Olmayacak çareler üretip, kendinizi de çıkmaza sokmayın. Yukarıda yazdıklarımı dikkate alın, bitirin bu işi..."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.