Camiler neden boş?

A -
A +

1-7 Ekim 2011 tarihleri arasında Camiler ve Din Görevlileri Haftası kutlandı. Haftanın temasının da "Cami ve Çocuk" olarak belirlendiği söylendi, "Yaşasın camiye gidiyorum" sözü öne çıkarıldı. Çocuklara caminin sevdirilmesi çok güzel bir adım. Ancak, büyüklerin de camiye alıştırılmaları gerekir. Bu konuda faaliyetlerin hiç olmaması, ülkemizde kanayan bir yara olarak göze çarpmaktadır. Çocukların "yaşasın camiye gidiyorum" diyen seslerini duymak çok güzel olsa da, "camiye gidemiyorum" diyen büyüklerin sayısı da çoktur. Dünyanın en şanslı milletlerinden biri olarak, cami yapma üzerine Türklerin eline kimse su dökemez. Cami yaptıralım denildiğinde yardımını esirgemeyen bir milletiz. Devlet desteği olmadan yapılan camilerin, Kur'an-ı Kerim Kursu binalarının sayısı o kadar fazladır ki, camilerle işi olmayan çevreleri bile kıskandıracak durumdadır. Ne yazık ki cami yapmak için yarışan bizler camiye gitme konusunda sınıfta kalmaktayız. Camilere gitmemek için bahane üzerine bahane buluyoruz. Camilerin büyüklüğüyle, güzelliğiyle gururlanmamıza rağmen, camilerin boş kalmasını anlamakta zorlanıyorum. Cami yapma sevdalısı milletimizin camiye gitmemesi, sanki samimiyetten biraz uzaklaştığımızı da göstermektedir. Bırakın uzaktakini, yanındaki camiye bile gitmeye üşenen insanımız, bir sebeple caminin kapanmasına da olmayacak tepkiyi göstermektedir. Kapanan ya da din görevlisi gönderilemeyen cami söz konusu olunca isyan eder, ayaklanırız. Ama gitme konusunda sanki birileri bizi zincire vurmuşçasına da ayak süreriz. Camiye gitmeme sebeplerinden en başta geleni, tabii ki nefisten dolayı yaşadığımız tembellik olsa da, "yine mi para" dedirten ve bıktıran yardım toplamaları da yabana atılmamalı. Tuvaletlerin ücretli olması, cami görevlilerinin cemaatle olan ruhsal kaynaşmasının eksikliği, cami ve cemaat kültürünün eksik ya da hatalı verilmesi gibi nedenler de sayılabilir... Aslında biliyoruz ki Camiler Allahü teâlânın evidir, Camiler, Müslümanların namaz ve diğer ibadetler için toplandığı, Allahü tealayı anmaya vesile olan, gözlerimize gönüllerimize huzur ve mutluluk veren yerlerdir. Allahü teâlânın bolca zikredildiği, Resulullah aleyhisselama dualar edildiği, Müslümanların tanıştığı, kaynaştığı yerlerdir. Bu kutsal mekânlara, Müslümanlığımızın tadına varmak, onu yaşamak için gidilmesi gerekirken, gidilmemesini izah etmek mümkün değil. Camiye gidenlerin de camiinin neresinde duracağını bilmemesi, üzerinde düşünülmesi gereken bir başka konu. İster vakit namazlarında isterse cuma ve bayram günlerinde olsun, ön saflar yerine arkalarda ya da caminin duvar diplerinde, minberin arkalarına doğru gidip oturmaktan ne anlarız, bu da pek anlaşılır bir konu değildir. Cami görevlilerinin her vakit hatırlattığı ve feyzi, bereketi çok olan ön saflar nedense bir türlü dolmaz. İmam ile cemaat arasında hatta mahalle sakinleri arasında sosyal aktivite, sıcak ilişkiler, birbirleri arasında kenetleşme yönünde çalışmalar yapılmalıdır. Bir din görevlisi, camiye gelenin dışında, gelmeyenlerle de sıkı ve sıcak ilişkiye girmelidir. Mahallesinde bulunan düğün, cenaze, asker uğurlama gibi özel günlere davetli ya da davetsiz katılma girişimlerinde bulunmalıdır. Cami görevlilerine insanı camiye getirme, camiye ısındırma konusunda çok iş düşmektedir ve bu konuda vebal altındadırlar. Müslümanların gönlündeki camiye gitme konusunda vurulan kilitleri kırma görevi, en başta din görevlilerine düşmektedir. Camilerin imar ve inşası ne kadar önemli ise; bakım, onarım, aydınlatma, çevre düzeni, iç ve dış temizliği de o derece önemlidir. Bunlar insanı cezbetmelidir. Unutmayın, camiler boş bırakıldığı için sokaklar suçlularla doludur. > Erol Kara Eğitime hazır okul binası âdeta çürümeye terk edilmiş Gümüşhane Üniversitesi Rektörlüğü'ne; Gümüşhane'nin Merkez Kale köyünde TOKİ Tarım Köyü Projesi içinde, köylünün de yardımlarıyla yaptırılan okul binası, atıl durumdadır, 2 yıldır hizmete girmedi. Okulun içerisinde ders araç gereçleri ve asansör bile olmasına rağmen, maalesef 2 yıldır öylece bekletiliyor. Okulun, Gümüşhane Üniversitesi Spor Akademisi olacağı söylenmişti. Fakat bina âdeta çürümeye mahkûm edildi... Okul binasının karşısında, iş adamı Hazer Kaya'nın yaptırmakta olduğu pansiyon binasının inşaatı da, okul hizmete girmediğinden dolayı tamamen durdurulmuştur. Milli servet böyle heba edilmemeli, bu okul binaları planlandığı şekilde değerlendirilmelidir. > Fatih Alemdar TCDD'nin "güvenlik torunları" > Haydarpaşa-Gebze-Sirkeci-Halkalı arasında çalışan trenlerde ve istasyonlarda görevli güvenlik elemanları, yolcuların takdirini kazanıyor. Güvenlik Timlerinin mücadeleleri sonucu, arsızlara, hırsızlara, dilencilere, tinercilere göz açtırılmıyor. Güvenlikçilerin azimli çalışmaları neticesinde son 2 yılda neredeyse bütün olumsuzlukların ortadan kalktığını, bu sayede rahat ve huzurlu yolculuk yaptıklarını dile getiren vatandaşlar, "Onlar TCDD'nin torunlarıdır, hepsiyle gurur duyuyoruz" diyorlar. Buralarda çalışan yeni özel güvenlik elemanları için de aynı ifadeleri kullanan yolcular, memnuniyetlerini dile getiriyorlar. Eskiden Banliyö Trenlerinde yolcular birçok olayla karşılaşıyor, korku içinde yolculuk yapılıyordu. Tinerciler ve cepçiler yüzünden kavgalar çıkıyor, can ve mal kayıpları oluyordu. Şimdi çoluk çocuğuyla bu hatlarda güven içinde yolculuk yapan vatandaşlar, yetkililere bu önemli hizmetten dolayı memnuniyetlerini bildiriyorlar. > Necip Yozgatlı > Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/ İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.