Gün geçmiyor ki hastanelerden bir şikayet gelmesin. Ya yeterli ihtimam gösterilmiyor, ya yanlış teşhis ve tedavi sonucu hasta mağdur ediliyor ya da başka birşey... Zaten kamu hastanelerinden birine uğrayan sıradan bir vatandaş bunu hemen görür. Bakanların, başhekimlerin değişmesi kısmi bir rahatlama dışında fazla birşey getirmiyor. Sağlık Bakanı Recep Akdağ ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu'nun üstün gayretleri de bu hantal kurumları ayağa kaldıramıyor... Problem nereden kaynaklanıyor; sistemden mi, eğitimden mi? Hastaneler mi yetersiz, doktor sayısı mı az? Sağlık, vatandaşın kâbusu olmaya devam mı edecek? İşte Nursel Gür Kılıç'ın anlattığı, adeta sıradanlaşmış olaylardan biri: "Yeğenim Zeliha Selimoğlu 20 yaşında, nişahlı bir genç kız; 01.05.2004 tarihinde bacağındaki kırık sebebiyle, biyopsi ve teşhis amacıyla SSK Samatya Hastanesi Ortopedi Bölümü'ne yatırıldı. Gerekli ihtimam gösterilmedi, çocuğun psikolojisi bozuldu, terapistler tarafından ilaçlar verildi. Hastanede yattığı bu süreçte mikrop kaptı, zatürree ve ciğerlerinde su toplanması teşhisiyle yoğun bakıma alındı. Halen yoğun bakımda yatmaktadır. Durumu daha da kötüleşti. Öğrendiğim kadarıyla, başkaları da benzer şeyler olmuş. Bütün mağdurların yüreğine bir nebzecik su serpmek, sorumsuzca davrananlara dur demek için bu tür olayların saklanmaması gerektiğine inanıyorum. Yetkililer bu tür suiistimallerin üstüne gitmeli ve sorumluluğu bulunanlara gereken cezayı vermelidirler." Hükümetin "Gecekondu Önleme Projesi" desteklenmeli Bayındırlık Bakanlığı'nın çalışmasını yürüttüğü gecekondu önleme projesi ile belediyelerin ağır alt yapı ve üst yapı problemleri bitecek, birçok israfın önüne geçilecek, insanlarımız huzurlu ve sağlıklı konutlarda yaşamanın mutluluğuna erişecektir. Mevcut haliyle; gecekonduya yapılan bütün hizmetlerin bedelini millet olarak biz ödüyoruz. Başarıya ulaşmak için bunlara dikkat edilmelidir. 1-Şehir merkezlerine ve kamu binalarına yakın noktalarda imar planları revize edilerek uydu kent yapılması temel çözüm. 2-Planlamalar yapılır iken yatay yapılaşmak yerine dikey yapılaşmak daha doğru olacaktır. 3-Uydu-Kent Projelerinde çıkmalar kesinlikle olmamalıdır, çıkmalar Türkiye genelinde kaldırılmalıdır. Çünkü çıkmalara kullanılan demir bina %15 kadar artı maliyet getirmektedir. Binayı statik ve dinamik yönden zayıflatmaktadır. 4-Başakşehir'deki uygulamalar örnek olabilir. Bir blokta 4x15=60 daire çift asansör gibi. Hükümetin bu çalışmasına gerekli desteğin verilmesi gerekmektedir. İsmi mahfuz Bize adaletsizlik yapılmasın Adalet Bakanlığı'na; Cezaevlerinde çalışan infaz ve koruma memurları olarak büyük problemlerimiz var. Kendimizi dışlanmış olarak görüyoruz. Çalışma şartlarımızı anlatmaya gerek yok, sanırım herkes biliyor ve bilmeyenler de tahmin ediyor. Biz de ekmek paramız için katlanmak zorunda kalıyoruz... Bayram ve resmi tatilleri unuttuk. Ne maaşlarımız düzeltiliyor, ne de yıpranmamız veriliyor. Cezaevi personeline gelince para yok, diğer kurumlara var.... Maaşlarımız diğer kurumlarda çalışanlarınkilerle mukayese edilemez, çok düşük. Fazla bir isteğimiz de yok; sadece memurlara eşit davranılsın, haksızlık yapılmasın istiyoruz geçinebileceğimiz bir meblağ istiyoruz, yıpranma ve rotasyon istiyoruz... Yetkililer bunları çok mu görüyor?.. Cezaevi personeli