Neden diş teknisyenleri ve teknikerleri atanmıyor?

A -
A +

Sağlık Bakanlığı'na;

Sağlık sektöründe, diş teknisyenleri ve teknikerleri ile ilgili büyük bir problem yaşanıyor. En önemli organlarımızdan biri olan dişlerimizi teslim ettiğimiz bu meslek mensuplarından yılda bir kişinin tayini yapılıyor.
Diş teknisyenleri, sağlık meslek liselerinde, 4 yıllık sürede, branşlarında uzman hocalar eşliğinde eğitim aldıktan sonra, kendi bölümlerinin iki yıllık meslek yüksekokulunu da bitirip, "tekniker" unvanını alıyorlar.
Lakin bu bölümden mezun olanların atamaları son bir yılda olmadı ve binlerce gencimiz okullarından mezun oldukları halde işsiz kaldı.
Beraber okudukları hemşire, acil tıp teknisyenleri atanırken, KPSS'den iyi  puan alan diş teknisyenleri ve teknikerleri neden atanmadı?
Çalışan teknisyenlerin iş yükünün 3 katına çıkarılıp, 3 teknisyenin yapacağı bir işin bir teknisyene yüklenmesi; Ağız ve Diş Sağlığı Merkezleri'nde protezlerin ihale usulü ile, ucuz ve kalitesiz iş yapan özel laboratuvarlara verilmesi ile alım ihtiyacı kalmamış oluyor. Devlet de güya maddi olarak kâr etmiş oluyor. Ya binlerce hastanın memnuniyeti?
Binlerce diş teknisyeni gencimizin önü böylece  kesilmiş, işsiz-aşsız kalmış oluyor; 6 yıllarını vermiş oldukları bölümleri, bir boşluğa dönüşüyor.
Mezun teknisyen ve tekniker gençlerimiz, haklarının bu kadar basit bir şekilde yok sayılmasından çok rahatsız ve hiç kimsenin bu bölümle ilgilenmemesinden çok dertli.
Çözüm olarak, teknisyenlerin iş yükünün normal standartlara çekilmesi ve Sağlık Meslek Liselerinden mezun olan gençlerimizin istihdam edilmesi gerekir. İhale usulü ile ucuza iş yaptırılan özel işletmelerden vazgeçilmeli. Hastane ortamında, hekim-hasta-teknisyen uyumu ile, kaliteli işlerin sağlanması için, uzun yıllar bu işin eğitimini almış teknisyen ve teknikerlerin atamaları yapılmalıdır.
Meslek lisesi memleket meselesi.
Muhammed İkbal Özer 

Gıda mühendislerine haksızlık yapılıyor
6 Mayıs tarihli "Serbest Kürsü"de, "Gıda Terörü İçin Bu da Üretici Çözümü" başlıklı yazıyı okudum. Çok üzüldüm. Gıda mühendisi olarak, bütün gıda mühendislerini zan altında bırakan bu yazıyı doğru bulmuyorum. Her mesleği layıkıyla yapmayan insanlar vardır. Fakat bunu bütün meslek mensuplarına mal etmek çok büyük bir haksızlık olur.
Bahsedilen küçük işletmelerin büyük çoğunluğu, zaten kendi bildiklerini okuyabilmek adına, iş yerine gelmeyecek gıda mühendisi aramaktadırlar. Ben, direkt kendim görüştüğüm için biliyorum, bana söylenen, "size şu kadar maaş verelim, işe gelmenize gerek yok, sadece denetim olduğunda gelir, görünürsünüz" gibi ifadeler oldu.
Asıl o bahsedilen gariban esnaf, gıda mühendisliğini sadece bir mecburiyet olarak görüp, diplomasını alıp, işlerine karıştırmamak peşindeydi. Çünkü gıda mühendisi iş yerine geldiği takdirde, iş yerini kurallara uygun hale getirmeye çalışacak, bu da ilave maliyete sebep olacaktı.
Şu an zaten küçük işletmelerdeki bu gıda mühendisi çalıştırma mecburiyeti kaldırıldı ki, hiçbir zaman yanlış giden bir uygulamanın çözümü kaldırmak değil, iyileştirmektir. Eğer bu bir çözüm olsaydı, her gün gıda terörü haberlerini izlemek zorunda kalmazdık.
Gıda terörünün tek bir çözümü vardır. O da devlet eliyle ve konunun uzmanlarıyla yapılan sürekli ve etkin denetim. Ülkemizde de bu konunun uzmanları gıda mühendisleri'dir.
Gıda konusunda birkaç araştırma yapıp, rant sağlayıcı kitaplar yazmak, insanları bu konuda uzman yapmaz. Güvenilir gıda, bir devlet politikası olmak zorundadır ve bu konuda da en etkin rolü gıda mühendisleri oynayacaktır. Ebru Engin

Bilgisayar önlisans mezunlarına büyük haksızlık yapılıyor
Gelişen teknoloji ve çağımızın gereği olarak, kamu kurum ve kuruluşlarında, Bilgisayar ve Bilişim alanlarında yetişmiş elemana duyulan ihtiyaç her gün artmaktadır.
Ben, KPSS 3248 koduyla alımı yapılan Bilgisayar Donanımı Bölümü mezunuyum. Eğitimim sırasında, programcılık ve donanım eğitiminin yanı sıra elektrik ve elektronik bölümlerinin derslerini de aldım. Kısacası, bir Bilgisayar Mühendisi ne eğitim görmüşse, ben de o eğitimi aldım...
Programcılık, donanım, elektrik, elektronik, veb tasarım, grafikerlik gibi alanların hepsinden eğitim aldık.
Kasım ayında her bölüme kadro verildi, ama 3248 kodlu bölüme bir kadro bile verilmedi, diğer kadrolarla ortak verildi. Gümrük bile hiç mezunu olmayan alanlara 80 kadro verdi, ama çok mezun veren 3248 koduna kadro verilmedi. Bu büyük bir haksızlık.
Bu kadar eğitim almamıza rağmen, 3248 alımı, branş bazında hiç olmadı. Programcılarla ortak verildi, Oysa biz daha donanımlıyız.
Kurum alımlarında bu durum göz önüne alınmalı, 3248 kodunda alım sayısı arttırılmalıdır. Bölümümüzden her yıl 20 bin kişi mezun oluyor, alım sayısı yeterli olmuyor.
Bizler ülkemize en iyi şekilde hizmet etmek için hazırız.
Her yıl 20 bin kişi mezun olmasına rağmen, ÖSYM tarafından, kamu kurum ve kuruluşlarına ilk defa yapılan atamalarda, Bilgisayar İşletmeni ve Veri Hazırlama Kontrol İşletmeni (VHKİ) ismiyle nitelendirilen alanlara memur alımının neredeyse hiç olmaması kabul edilemez.
Bilgisayar ile ilgili önlisans programlarından mezun olanlar, aldıkları eğitim gereği; bilgisayar kullanımı sırasında karşılaşılabilecek problemlere, başka bir kişiye ihtiyaç duymadan, etkin bir şekilde müdahale edebilir, veri giriş ve raporlamalarda oluşturacakları makro ve yazılımlarla işleri daha hızlı bir şekilde yapabilir. İşletmenlik Sertifikası alanların, aldıkları kısa süreli bir eğitimle bunu başaramayacakları bir gerçektir. 1 ayda alınan MEB onaylı Bilgisayar İşletmeni Sertifikasıyla; 4 yıl Meslek Lisesi, devamında 2 yıl büyük zorluklara katlanılarak alınan Bilgisayar Bölümü Ön lisans diplomalarının, memur alımlarında eşit şekilde değerlendirilmesi büyük haksızlıktır.
Muzaffer Pekdoğan


Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/ 
İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.