Sınırda akaryakıt almakla vergi geliri azalır mı?

A -
A +

Petrol fiyatları yine fırladı, 50 dolar sınırını da aştı bir ara. Irak işgalinden sonra hep yüksek rakamlar görüldü. Petrol fiyatlarını en son 50 doların üzerine çıkaran da Nijerya'daki kriz imiş. Zaten bir bahane yetiyor... Türkiye gibi ülkeler için bu rakamlar büyük yük getiriyor. Piyasadaki akaryakıt fiyatları da buna göre ayarlanınca, herşey zamdan nasibini alıyor. Enflasyon ve diğer ekonomik hedefler de sapıyor... Halbuki hemen sınırımızda bedavaya yakın bir fiyatla akaryakıt satılıyor. Hem Irak'ta, hem de İran'da, bazen de mal karşılığı çok ucuz fiyata akaryakıt alabiliyoruz. Düşünün, ihtiyaç fazlası diye çürümeye terkedeceğimiz soğan, patates ve elmayı verip, karşılığında petrol alıyoruz. İhtiyaç fazlası şekerimizi, makarnamızı gönderip akaryakıt alıyoruz. Hem de döviz harcamadan, dünya piyasalarına dolanmadan, yanıbaşımızda... Ama nerede... Yetkililerimiz bu ticareti de engellemek, sınırlamak için akla karayı seçiyorlar. Engellemeye güçleri yetmezse, hiç olmazsa miktarını azaltmak için her çareye başvururlar. Başarılı da oluyorlar... Gerekçe de hazır; vergi kaçağı oluyor... Sınırda alınan akaryakıt için ilk etapta yüksek vergi verilmediği doğru. Ama yüksek fiyatlardan dolayı yüksek döviz çıkışı da olmuyor. Kaldı ki, bu yolla para kazanan vatandaş, daha "alo" demeden %66 vergi veriyor. Harcadığı her kuruş için dünyanın en yüksek dolaylı vergilerini veriyor. O parayı kazanan vatandaş da bazıları gibi daha İsviçre Bankalarını keşfetmediğine göre, bu parayı harcadığına göre zaten hepsi için yüksek vergi veriyor. Bu yolla canlanan ekonomi, oluşan yeni istihdam, üretim ve bütün bunlarla gelen vergi artışı, akaryakıt için alınan verginin miktarını katlamaz mı? İnsanların iş-aş bulmalarıyla gelecek sosyal barış da bunun cabası... Ama maalesef bürokratların dediği oluyor; yanıbaşımızda satılan çok ucuz petrolü gereği gibi alamıyor, yükselen fiyatlardan karşılıyoruz, şu fakir milletin milyar dolarlarını boşu boşuna bazı odaklara aktarıyoruz. Açıkça görülen petrol gerçeğinde bile bu kadar yanılan bürokratlar varken, ekonomimizin bu halde olmasına şaşırmamak gerek... Tosya Anadolu Lisesi'nden açıklama 23 Eylül 2004 tarihinde "Serbest Kürsü" köşesinde Tosya Anadolu Lisesi hakkında "Lütfen endişelerimizi giderin!" başlıklı yazı yayınlanmıştır. 1988 yılında öğretime açılan Tosya Anadolu Lisesi, başarılı eğitimiyle ilçenin göz bebeği durumundadır. Bu öğretim yılında da yazıda iddia edildiği dibi boş geçen ders mevcut değildir. Okulda "Toplam Kalite Yönetimi" esasları demokratik şekilde uygulanmaktadır. Veli-öğretmen ve öğrenci ilişkileri oldukça iyidir. Okulun her türlü problemi yapılan toplantılarda tartışılarak çözümler üretilmekte ve uygulanmaktadır. Ahmet Çaycı (Okul-Aile Birliği Başkanı)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.