Teknik ve Mesleki Eğitim Fakültesi mezunlarına uygulanan mesleki soykırım

A -
A +

Sayın Başbakan'ın dikkatine;

Teknik Eğitim Fakülteleri, alanlarında teorik ve uygulama anlamında hem mühendislik hem de eğitim derslerini birlikte barındıran bir programa sahiptir. Teknik Eğitim Fakültesi mezunlarının büyük bir çoğunluğu öğretmenlik mesleğini seçerken, küçük bir bölümü de özel sektörde imza yetkisi gerektirmeyen mühendislik dallarında çalışmayı tercih etmiştir.
Özel sektörde çalışan teknik öğretmenlerin imza yetkisi kazanabilmesi için, 1992 yılında, bunlar için, en fazla 2 dönem ya da daha az süreli bir eğitimle mühendislik tamamlama programına yönelik 3795 sayılı yasa çıkartılmıştır. Ancak bu yasadan faydalanmak isteyen teknik öğretmenler birçok engelle karşılaşmış; 1992-2002 yılları arasında, çok sayıda başvuru olmasına rağmen, sayıları 100'ü geçmeyecek, sembolik sayıda teknik öğretmen, bu programla mühendislik unvanını alabilmiştir. 1999 yılından itibaren ise teknik öğretmen ihtiyacı; kadroların dolmuş olması, meslek liselerine olan talebin düşmesi sebepleriyle, keskin bir şekilde düşmüş, atanma oranları %5'in altına gerilemiştir.
Atanamayan teknik öğretmenler özel sektöre yönelmiş, burada da unvan problemiyle karşı karşıya kalmışlardır. Dolayısıyla bu unvana duyulan ihtiyaç onları mühendislik tamamlama programlarına yönlendirmiştir. Ancak bu noktada da YÖK'ün ve üniversitelerin çeşitli bahanelerle engellemeleri ortaya çıkmıştır. Bu programların 2002 yılından itibaren bir daha açılmamasıyla, zaten hiçbir zaman tam olarak etkin bir şekilde uygulanmayan yasa rafa kaldırılmış ve binlerce teknik öğretmen mağdur edilmiştir. 1999 yılından itibaren, meslek liselerine farklı katsayı uygulamasının başlamasıyla birlikte, bu okul öğrencilerinin meslek seçme hakları ellerinden alınmış, mühendislik fakülteleri yerine, mezunlarının ataması şu an %3'ü bile bulmayan Teknik Eğitim Fakültelerini tercihe mecbur bırakılmışlardır. Kast sisteminin bir benzeri meslek lisesi mezunlarına uygulanmışken, hiçbir teknik altyapıya sahip olmayan düz lise mezunlarına mühendislik kapıları sonuna kadar açılmıştır.
2009 yılında farklı katsayı uygulamasının kısmen kalkması ve Teknik Eğitim Fakültelerinin kapatılarak yerine Teknoloji Fakültelerinin açılmasıyla, mesleki eğitimin maruz kaldığı adaletsizlik büyük oranda ortadan kalkmış ancak bu adaletsiz uygulamanın mağduru olan Teknik Eğitim Fakültesi mezunları için bir düzenleme yapılmamıştır. Yıllardır Teknik Eğitim Fakültesi mezunları, KPSS'de ilk bine girse bile, yeterli kadro açılmaması sebebiyle öğretmenliğe atanamamaktadır. Atama bekleyenler yüz binlere yaklaşırken, komik sayıda kadro verilmiştir. % 95'in üzerinde olan atanamamış mezunların bir kısmı tekniker olarak, hatta lise mezunu seviyesinde teknisyen kadrolarında, bir bölümü de özel sektörde unvansız ve yetkisiz olarak, düşük ücretle çalışmak zorunda bırakılmıştır.
Alınan 3 yıllık lise seviyesinde mesleki eğitim ve 4 yıllık lisans seviyesinde mühendislik eğitimiyle birlikte, toplam 7 yıllık kaliteli eğitim yıllarca yok sayılmıştır. Hatta daha önceden tanınmış olan Şantiye Şefliği hakları da son yıllarda yapılan çalışmalarla bir bir teknik öğretmenlerin elinden alınmıştır.
Teknik Eğitim Fakültesi mezunları, hem teorik hem de pratik beceriye sahip, çözüm üretebilen kaliteli teknik eleman ihtiyacını büyük ölçüde karşılayacak kapasitede olduğu halde, lisans düzeyinde bir eğitimin karşılığı olan  yetkilendirme yapılmaması sebebiyle, hak ettikleri işlere girememekte, hatta sanayide tanınmamaktadırlar.
Sonuç olarak; Teknik Öğretmen unvanı ile öğretmenlik mesleğinin dışında farklı bir iş yapma imkânı bulunmamaktadır.
Gelinen son noktada, Teknik Eğitim ve Mesleki Eğitim Fakültesi mezunu Teknik Öğretmenler; kimliksiz, yetkisiz ve çaresiz bırakılmış ve her yönden mağdur edilmiştir.
Mezunlar, yıllardır boğuştukları bu problemlerin yetkili makamlarca en kısa sürede çözülmesini, hak ve adaleti talep etmektedir.
Seçgül Soydan (Teknik Öğretmen Hakları Derneği Genel Başkan Yardımcısı)

Çevre yolu ve kaldırım çalışmaları ile mağdur ediliyoruz
Karayolları Genel Müdürlüğü ve Bartın Belediye Başkanlığı'na;
Karayolları 2 yıl önce ilimizin çevre yollarını ve kaldırımlarını yapmaya başladı. Yollarımız, kaldırımlarımız, ilimizin giriş ve çıkışları güzel oldu.
Ancak mevcut çevre yolları vasfını yitirmiş olduğu ve şehrin içinde kaldığından, yapılan kaldırımlarla birçok iş yerinin, mahallenin, sokakların ve evlerin önleri kapatıldı.
Yeni çevreyolu projesinin çizildiği ve Bakanımızın önünde, imzada olduğu bilgisini aldık. Mevzuat gereği, Karayolları böyle bir çalışmaya başlamadan önce, Belediye'den açık kalacak yerlerle ilgili bir çalışma yapmasını istiyor, ancak bu olmuyor ve çalışmalar başlayınca da büyük problemler ortaya çıkıyor. Belediye'nin yan yol yapması gerektiği belirtiliyor, ancak Belediye'nin böyle bir planı ve çalışması yok. Belediye'ye sorulunca, bütün yetkinin Karayolları'nda olduğunu ve kendilerinin yapabileceği hiçbir şey olmadığını belirtiyorlar.
Bizim sıkıntımızdan fazla bahsetmek istemiyorum, herkes en az bizim kadar mağdur. Belediye Başkanımızın, yan yol yapmak üzere söz verdiği halde, aradan iki hafta geçtikten sonra, "kusura bakmayın yapamıyoruz" demesi de cabası. Kısacası elimiz kolumuz bağlı kaldık. Bartın halkı olarak mağduriyetimiz büyük.
Murat Ünal-BARTIN

Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/ 
İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.