Türk Telekom'un, abonelerinden abonman taksidi adı altında, her ay topladığı 100 kontür ücretinin tüketici aleyhine olduğu bir gerçektir. Nitekim bir yıl boyunca 1200 kontür üzerinden Telekom'a ücret ödeyen bir abone, yıl sonuna kadar bu sayıdan az konuşma yapması halinde, kalan kontürü yeni yıla devretmeyip, yanmaktadır. Yürürlükteki uygulamada, abone yıllık 100 kontür konuşmasa bile bu ücreti peşin olarak ödüyor. Faturasını ödediği ayda 100 kontürden az konuşmuşsa, bu bir sonraki aya devroluyor. Ancak, yıl sonu itibariyle durum değişiyor. Bir yıl boyunca 1200 kontür karşılığı ödeyen bir abone, 31 Aralık'a kadar bin kontürlük konuşma yapmışsa, kalan kontür yanıyor. Bu uygulama hukuka ve mantığa uyar mı? Bu uygulama iki yönden sakıncalıdır; birincisi, tüketiciyi, "ille de her ay 100 kontür konuşacaksın" diye zorlamak ve buna paralel olarak aldığın peşin parada indirime gitmemek. İkincisi ise yıl sonunda kontür hakkının yanması... "Kullanmazsan hakkın yanar" gibi bir anlayış hem etik, hem de hukuki açıdan tasvip edilemez. Tekel olmak, bu kuralın dışında kalmayı gerektirmez... Ben şimdiden bu yanlış uygulamaya tepkimi koymak amacıyla, evimde ve işyerimde kayıtlı bulunan iki telefonumun aboneliğini iptal ettirip, hattını kapattırdım. Ayrıca, şahıs olarak hemen "Tüketici Hakem Heyeti"ne müracaat ettim, çıkacak karardan sonra dava açacağım... ¥ Mustafa Göktaş (İktisatçı) - MERSİN Hükümet'in gitmesi neyi değiştirir? Ülkemizde çeşitli gerekçelerle pek çok hükümet değiştirildi. Ama milletin çektikleri hiç değişmedi. Asıl sistemin ve kafaların değişmesi gerekmez mi? Eğer ülkenin gidişatı bakanlarla değişecek olsa, dışarıdan sporcu transfer eder gibi bakan transfer eder, kurtuluruz. Koro halinde hükümetin değişmesini isteyen zevat da bunu pek ala bilir. Bunların çoğu şov yapıyor, hedef saptırıyor. Toplumu biraz da bu şekilde oyalamak istiyorlar. Ülkemizin bugün içinde bulunduğu krizden, en az mevcut hükümet kadar "Sivil Toplum Örgütleri" de sorumludur. SİAD'ların, TO'ların, ZO'ların çoğu, görevin gereğini layıkı vechile yapmazlar. Asıl konuları bırakıp, kamuoyunu tali konularla meşgul ederler. Bunlar bir düzene sokulmadan, verimli çalışmaları sağlanmadan ülkenin düzlüğe çıkması mümkün değildir. ¥ Bir Mühendis - İSTANBUL Öğretmenlerin ücret çilesi Teknoloji geliştikçe insanlar teknolojiden yararlanarak, hayatı kolaylaştırırlar. Ama nasıl oluyorsa, bu çark bizde hep tersine dönüyor. Yapılan yeni düzenlemeye göre, daha önce okul mutemetlerinden aldığımız "Ek Ders" ücretlerimizi banka şubelerinden alacağımız söylendi. Yani banka şubelerinin insafına kaldık. Eğitim-öğretim yılı başında almamız gereken "Eğitim Yardımı"nı ancak bir hafta sonra alabildik. Ayın birinde almamız gereken Ek Ders ücretimizi ayın dördü olmasına rağmen, henüz alamadık. Maddi sıkıntılar içinde bulunduğumuz şu günlerde; tüm yetkilileri duyarlı olmaya davet ediyoruz. Öğretmenlere bunu reva görenleri kınıyoruz. ¥ Bir grup öğretmen - ADIYAMAN İşte kaynak Sayın Bülent Ecevit, Devlet Bahçeli, Mesut Yılmaz ve Kemal Derviş'in dikkatine; 1) Kamu kurum ve kuruluşlarında işçi ve memura ödenen "ikramiye" derhal kaldırılmalı. (BOTAŞ, TEDAŞ, Vakıflar Bankası, Tarım Kredi Kooperatifleri Birliği'nde olduğu gibi) 2) Haksız rekabete yolaçtığı için, kamu kuruluşları tarafından işletilen marketler, tüketim kooperatifleri, kaldırılmalı. Kaldırılması mümkün olmayanlar kiraya verilmeli. 3) Devletin elinde bulunan kamplar, hiç ayırım yapılmadan kiraya verilmeli veya satılmalıdır. Böylece Hazinemiz, yüklü miktarda gelire kavuşacak, işçi-memur, memur-memur arasındaki haksızlık giderilecektir... ¥ Buğrahan Bayraktar (İnşaat Mühendisi) - SAMSUN Taksidimizi ödeyemedik Sayın Yaşar Okuyan'ın dikkatine; SSK ve Bağ-Kur borçlarımızı takside bağladınız, teşekkür ederiz. Binbir güçlükle paralarımızı toparladık, ama yatırmamız mümkün olmadı. Ortalık ana-baba günüydü... "Önceden yatırsaydınız" diye söylenenleri duyuyoruz. Sanki mevcut krizden haberleri yok, sanki esnafın ne durumda olduğunu bilmiyorlar... Son günde bile para bulduğumuza şükrederken, yatırmak mümkün olmadı... Devletimizin de paraya ihtiyacı olduğuna göre, bu kadar katı olmaya gerek var mı? Biz paramızı yatırmak istiyoruz, siz de alın... ¥ Bir grup vatandaş Ek ders ücretlerimize dokunmayın! Sayın Milli Eğitim Bakanı'nın dikkatine; Son yayınlanan ve yürürlüğe giren "Orta Öğretim Kurumları Ücret Yönetmeliği", biz öğretmenleri mağdur etmektedir. Bu yönetmelikle öncelikle ders dışı sayılan Eğitici Kol çalışmaları için önceden ödenen 3 saat ücret hakkımız elimizden alınmıştır. Bu iş, artık angarya olarak yaptırılmaktadır. Anayasamızda angarya yasaktır. Bizler, yıllık plan, günlük plan ve diğer işlemleri hazırlamamıza rağmen, maalesef haftalık 15 saatten fazla derse giremezsek hiçbir ücret alamamaktayız. Halbuki son yönetmelikle, öğretmen bile olmayan Milli Eğitim Şeflerine ek ders ücreti adı altında haftada 15 saat ücret ödenmektedir. Ek ders öğretmene mahsus bir ücrettir. Öğretmen olmayan ve hiçbir ek yükümlülük taşımayan (yıllık plan, günlük plan, eğitici kol çalışmaları, sınıf rehber öğretmenliği vb. gibi) bu görevlilere ödenen ek ders ücretinden maalesef öğretmenler mahrumdur. Sayın Bakanımızın bu mağduriyetimizi dikkate almasını ümit ederek saygılar sunuyoruz. ¥ Bir grup öğretmen Onurumuzu zedeleyenlerden nasıl hesap soralım? Ben Trabzon'da esnaflık yapan 36 yaşında bir vatandaşım. Yıllarca oy verip, başa getirdiğimiz insanların beceriksizliği yüzünden, onurumuz zedelendi, itibarımız kalmadı. Bu sebeplerden dolayı sorumlulardan hesap sormak istiyorum. Saygın bir vatandaş olarak, 6 yıldır bir işletme çalıştırıyorum. Ancak, şu anda devletimizi doğru-dürüst yönetemeyen kişiler yüzünden çekimi, senedimi ödeyemez duruma geldim. Türk vatandaşı olmaktan gurur duyan bir vatandaş iken, içine düşürüldüğümüz durum yüzünden, gidebileceğim bir ülke arar duruma geldim. Yaptıkları yanlışlar yüzünden gururumuzun, onurumuzun, itibarımızın ayaklar altına düşmesine yol açan kişiler hesap vermeyecek mi? Bunlardan hesap soracak bir merci yok mu? Benden kaynaklanmayan sebeplerden, çekimi senedimi ödeyemediğim zaman benim yakama yapışılırken; bunların hataları cezasız mı kalacak? Ne yapalım, tazminat davası mı açalım, ceza davası mı açalım; yoksa bütün yapılanları sineye çekip buraları terk mi edelim? ¥ Gökhan Erkuloğlu - TRABZON