Terörü bitirmenin basit yolu

A -
A +

1991'de Komando Asteğmen olarak (tim komutanı), Hakkari/Çukurca - Çayırlı - Işıklı bölgelerinde (sınır hattı), kesintisiz olarak ve çadırlarda yatarak görev yaptım. Sabahlara kadar bolca vaktim olduğundan, pusu faaliyetlerinden dolayı hep; "Bu kaos (terör) nasıl sona erer, yok olur, bunun bir formülü olmalı, ülkem adına ne yapılabilir, nasıl muvaffak olunabilir?" diye düşündüm... 1994'te Özel Harekat personeli olarak devam ettim, tekrar Hakkari iline atamam yapıldı, ilçeler ve kırsalın tamamında görev yaptım; batıdaki illerde, arkasından da tekrar Doğu Anadolu illerinin bazılarında Özel Harekat Amiri olarak görev yaptım ve hala yapmaya devam ediyorum... Terörle mücadele eden her iki grubun eğitimini almış ve görevini yapmış bir nefer olarak, 16 yıllık birikimime dayanarak, tespitlerimi paylaşmak istiyorum: Emin olun, bu terör denilen olayı bitirmek, Şampiyonlar Ligi'nde Beşiktaş'ın Liverpo'lu yenmesinden çok daha basit. 1- Teröristlere karşı mücadele, ancak onlar gibi hafif silahla donatılmış, harekat kabiliyeti yüksek, teknik açıdan donanımı sağlanmış hafif birlikler, gruplarla yapılırsa başarılı olabilir. 2- İnanmış, şehit olmanın ve mücadele etmenin onurunu algılamış, kararlı ve gönüllü insanların oluşturacağı birliklerle bu mücadele yapılmalı. 3- Bu gönüllülük esasına dayalı oluşturulan birlikle belli pilot merkezlerde üstlendirilmeli, eğitimlerini burada yapmaları sağlanmalı, gereksiz işlerle görevlendirilmeden, teknik - taktik - psikolojik açıdan hazır hale gelmeleri sağlanmalı; özlük hakları iyileştirilmeli, ailelerinin geçimi için endişeleri kalmamalı. 4- Bu iş tecrübe işidir, şakaya gelmez; özel eğitim ve özel şartlara uygun beceri ve kıvrak zekaya sahip, ani karar verebilen, cesur ve inanmış olan personelden yararlanılması şarttır. 5- Tüm istihbarat birimlerinin elde ettiği verilerin tamamının bir havuzda toplanarak değerlendirilmesi, bilgi akışının daha seri hale getirilmesi, bürokratik tüm işlemlerin ortadan kaldırılması gerekmektedir. Kısaca daha anlaşılabilir olması açısından: Van kırsalında 10 kişilik terör grubunun faaliyet gösterdiği (sezon boyunca eylemler yapacağı) bilgisi alındıktan sonra, aynı bölgeye 20 kişilik antiterör timinin gönderilip, bu işi sona erdirinceye kadar aynı bölgede terör grubunu imha edinceye kadar çalışmaya devam etmesi.. Ve görev sonunda bu timin kendi üst bölgesine geri çekilerek eğitim faaliyetine devam etmesi. Memleketimin kırsalında her yıl faaliyet gösteren terör gruplarının sayısı ortalama 40 ise, bunların ilacı olan özel birliklerin sayısı da bunların üç katı olsa yeterli olacaktır... Kırsalda bu işin sona erdirilmesi en fazla 6 ay alır, şehir merkezlerinde bu işi halletmek daha basit, bir-iki ay içinde iş biter... Çok komik gelse de bu işin formülü böyle görünüyor.. > İsmi mahfuz >> Özelleşmenin farkı her alanda olduğu gibi, hava limanlarında da kendini gösteriyor. Türkiye'nin ve Dünyanın sayılı hava limanlarından olan İstanbul Atatürk Hava Limanı'nda lostra salonunun çok ters bir yerde olduğunu, burada insanlara hizmet etmediğini, sadece göstermelik şekilde durduğunu görmüş, bu sitemimi dile getirmiştim. Gazeteciyim, geçtiğimiz günlerde Manisa maçı için İzmir'e gidiyordum. İlk kontrolü geçtikten sonra, lostra salonunun, tüm yolcuların görebileceği bir yere alınmış olduğunu görmek beni memnun etti. Malum, İstanbul şantiye gibi, her an çamur toz ve trafikten dolayı koşturmaca var. İnsanlar, en azından hava limanında ayakkabılarına bakım yaptırabilirler. Sitemlerimizin dikkate alındığını görmek bizi sevindirdi. Özel sektörün farkı burada ortaya çıkıyor. Lostra salonu daha güzel ve görünebilecek bir yere taşınmış... TAV yetkililerine ve vatandaşın taleplerine duyarsız kalmayan herkese teşekkürler... > Ercan Yıldız >> Çifte standartlar Çifte standardı bol bir toplumuz. Aynı veya benzer durumlarda farklı tepkilere sürekli şahit oluruz. Bu özelliğimiz siyasetten spora kadar hemen her alanda kendini gösterir. Bariz misallerle hatırlayalım bazı çifte standartlarımızı : Devleti temsil makamında olan Cumhurbaşkanı resepsiyon verdiği zaman, katılmayan bir sağ parti lideri olsa boynuna asılacak yafta belli iken, sol parti lideri bunu yapınca neden masum bir demokratik tepki olarak görülür? Bazı gazeteci ve yazarlar, diledikleri makama ağır eleştiriler yaparken basın özgürlüğü oluyor da; başka bazı gazeteci ve yazarların eleştirileri neden bu özgürlüğe tabi değil? Devlet televizyonu olan TRT ekranlarından ilahi okunması serbest iken, okullarda okunması veya okutturulması neden tepki görüyor? Kamuda hademe olarak çalışan bir bayanın kıyafetine kimse karışmazken, aynı hak büroda çalışan bir bayana neden verilmiyor? Orta saha oyuncusu olmasına rağmen, büyük takımların forvetlerini geride bırakarak, şu an itibariyle Süper Lig gol krallığı listesinin en başında yer alan Sivasspor'lu Muhammed Ali'nin Millî Takıma davet edilebilmesi için ille de İstanbul kulüplerine mi transfer olması lâzım? Trafik polisi, trafik ihlâli yapan herhangi bir vatandaşa ve aracına gereken muamemeleri yapabilirken; aynı ihlali yapan iltimaslılara neden dokunulmaz? Sendikal hakkı var diye grev yapmasına, bol zam istemesine ses çıkarılmayanların yanında; aynı kurumlarda çalışıp, aynı taleplerde bulunanlara, sırf sendikal hakları yok diye, neden "kes sesini, otur oturduğun yerde, sahip olduğun işinin kıymetini bil" muamelesi yapılır? Kısacası, korunan bir dünya görüşü ve bu görüşün mensupları, elit bir kadro var; diğerleri sadece konu mankeni olarak görülmekte... > Halil Kalemci >> Okul öncesi eğitim de parasız olmalıdır Milli Eğitim Bakanlığı'nın büyük çabaları sonucu, okul öncesi eğitimde okullaşma oranı birkaç yıl içinde yüzde 11'den yüzde 25'e yükselmiş bulunuyor. Fakat yine de AB ülkerine bakıldığında, yüzde 25 çok düşük bir oran olarak görülüyor. 5-6 yaş dönemi eğitim için kesinlikle değerlendirilmesi gereken "Altın Çağ"dır. Çocuk hayatı boyunca öğreneceklerinin yüzde 35'ini bu dönemde öğrenir. Birçok gelişmiş ülkede çocuk 3 ya da 4 yaşında eğitimle tanışıyor. Zorunlu okul öncesi eğitim kapsamında eğitim alamayacak olan çocukların bu alandaki eksikliklerini gidermek için " Ev Merkezli Okul Öncesi Anne-Çocuk Eğitim Programı" geliştirilerek uygulanmalıdır. Devlet Ana okullarında, velilerimizden aylık 100 ila 250 YTL civarında ücret istendiği için, bazı aileler çocuklarını gönderemiyor veya göndermek istemiyorlar. Oysa, Anayasamızın 42. maddesine atfen, devletin bu hizmeti vermekle yükümlü olduğunu düşünüyoruz. Okul oncesi eğitimde Hollanda'nın örnek alınması gerektiğini düşünüyoruz. Hollanda'da Ana Sınıflarında ve Şehir Okullarında uygulamalı tarım dersi var. Çocuklar Ana Sınıflarında çiçek yetiştiriyor. Öğrenciler şehir dışındaki okul uygulama bahçelerinde çiçek, sebze, meyve yetiştiriyor; hayvan besliyor. Bu eğitimin sonunda Hollanda tüm dünyaya çiçek, yağ ve peynir satıyor. Bizde de Talim Terbiye Kurulu, köy okulları programından Tarım Ünitelerini çıkarıyor. > Gürkan Avcı >> İnternete dikkat İnternetin bilinçsizce kullanılması bir çok insanın canını yaktığı gibi, yuvaları da çatırdatıyor ocakları söndürüyor. İnternet ortamında oynanan bazı oyunlar birçok tehlikeyi de beraberinde getiriyor. Gencecik çocukların ruh sağlıkları bozuluyor, şiddet özendiriliyor, kötü alışkanlıklar ediniliyor... Genelde okul civarlarında sıkça rastladığımız İnternet-cafelere göz attığımızda, öğrencilerin daha çok olması dikkati çekiyor. Derste olması gereken bazı öğrenciler vakitlerini buralarda geçiriyor... Özellikle internet üzerindeki haberleşme ve çetleşmeyi kullanan kadın tacirleri, organ mafyası, uyuşturucu satıcıları gibi suç şebekeleri, bu kötülüklerden habersiz birçok masum insanımızı tuzaklarına düşürmekteler. Askerimizin, polisimizin mücadele ettiği bu suç odakları, evimizin bir köşesindeki bilgisayar aracılığıyla en yakınlarımızı tuzaklarına düşürebilmektedirler. Çağımızın çok önemli buluşu olan bilgisayar ve internetin ard niyetlilerin emellerine alet olmaması için daha çok tedbir alınmalı, herkesin daha çok dikkatli olması gerekmektedir... > Necip Yozgatlı

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.