Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kıbrıs Barış Harekâtı'nın 51. yıl dönümünde açılışlar yaptı, yeni yatırımların da müjdesini verdi.
Türkiye’nin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne (KKTC) tam desteği devam ediyor, edecek de… İşte tam bu noktada bir süre önce burada ayrıntıları ile yazdığımız konuyu hatırladım.
Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu son dönemde bazı adalara tatile gidenlere çağrı yapmış ve şu mesajı vermişti:
- Eğer bir adaya gidecekseniz bize yani adanıza, KKTC’ye gelin…
Sonra da KKTC’ye tatile gitmenin avantajlarını sıralamıştı. Biz de ayrıntıları ile bu bilgileri sizlere aktarmıştık.
Şimdi yıl dönümü nedeniyle o meşhur mesaj aklımıza geldi. Bildiğiniz gibi Kıbrıs Barış Harekâtı, dönemin Dışişleri Bakanı Turan Güneş’in Başbakan Ecevit’e Londra’da görüşmelerin tıkanması ile birlikte “Ayşe tatile çıkabilir” mesajı ile başlamıştı.
Şimdi yeniden Ayşelerin tatile çıkarken KKTC’yi hatırlamasının zamanı…
Bunun için Fikri Ataoğlu’nun çağrısı Türkiye’de yankı buluyor. Tek tek yurttaşlar bu çağrıyı dikkate alıyor.
Ama kitlesel destek de var.
Yıllar önce turizm sektörünün efsane isimlerinden Sinan Vardar tarafından kurulan ve şimdilerde oğulları Mete ve Mert tarafından yönetilen Jolly Tur’dan Ataoğlu’na kitlesel destek geldi.
Her ihtiyaca hitap eden ürünler, uygun fiyat gibi değerler üzerine çalışmalar yapan Jolly’nin Yönetim Kurulu Başkanı Mete Vardar bu desteği şu sözlerle açıkladı:
- Yıllardır verdiğimiz emeklerin karşılığını almaya başladık. Ülkemizde tatil algısının gelişimine sunduğumuz katkılarla yetinmiyor, şimdi Yavru Vatan’ımız için de özel çalışmalar yapıyoruz. Bu kapsamda, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde turizmin gelişimine yönelik tüm imkânları seferber ettik ve edeceğiz… Kıbrıs’ta çok büyük yatırımlar var, otel sayısı artıyor. Kıbrıs Hükûmeti’ne ve özellikle Kültür ve Turizm Bakanı Fikri Ataoğlu’na emekleri için teşekkür ediyoruz. Ada turizminin gelişimi için müthiş bir çaba gösteriliyor. Biz de bu çalışmaları desteklemek için Kıbrıs turlarını daha çok öne çıkardık. Kıbrıs’ın sadece deniz, kum, güneş ve casinodan ibaret olmadığını; derin tarihi ve kültürel birikimi de barındırdığını anlatıyoruz. Bu kapsamda Kıbrıs kültür turları öne çıkardığımız en özel ürünümüz oldu. Şu anda da bu turlara çok güçlü bir talep oluşmasını sağladık. Mutlu ve gururluyuz. Yavru Vatan’a hizmeti bir millî görev olarak görüyoruz.
Daha çok Zihni Demir, Hilmi Güler,
Gökhan Türkeş Öngel’e ihtiyaç var
Karadeniz’de bugünlerde en çok çay ve fındık konuşuluyor. Biz de güncelliğine ilişkin bu konuda hatırlatmalar yapalım istedik.
Önce çay…
Türkiye’de sudan sonra en fazla tüketilen içecek çay… Bu geçmişte de böyleydi. Osmanlıda ve cumhuriyetin ilk yıllarında ithalatına büyük paralar ödüyorduk.
Sonra 1904’de Halkalı Ziraat Mekteb-i Âlîsi’nden birincilikle mezun olan Zihni Demir’in çabaları ile Rize ve çevresinde çay dikimi başladı.
Az zamanda ortaya bugünkü tablo çıktı. Türkiye artık çay ithal eden değil ihraç eden bir ülke hâline geldi. Şimdi Şevket Alaeddinoğlu gibi bu işe gönül veren genç girişimciler daha kaliteli ve dünya markası çay için çaba gösteriyor.
Gelelim fındığa…
Dünyanın en kaliteli fındığı Ordu ve Giresun’da yetişiyor. Dünya markası çikolata markaları bu bölgedeki fındık olmasa kaliteli ürün yapma şansına sahip değiller. Farklı ülkelerde, farklı coğrafyalarda Ordu ve Giresun’a alternatif üretmek için bahçeler kuruldu, destekler verildi ama olmadı. Ordu ve Giresun fındığı yoksa kaliteli çikolata da yok… Yani bize mahkûmlar...
Peki biz bunun farkında mıyız?
Değiliz gibi…
Ama farkında olanlarımız da var. Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Hilmi Güler bu isimlerin en başında geliyor. Kaliteli fındığın adresi Ordu’da en lezzetli çikolatayı üretmek için çaba gösteriyor.
Zor bir iş… Rakibi dünya devleri… Şimdi belki kendisine Türkiye’nin en başarılı yöneticilerinden Murat Yalçıntaş yardımcı olur…
Bildiğiniz gibi Murat Yalçıntaş çok kısa bir süre önce OYAK Grubu’nun başına geldi.
OYAK geçmişi 1936 yılına uzanan ve yüzde 100 yerli bir aile şirketi olarak kurulan Sagra’yı satın almıştı. Sagra tüketicinin çok sevdiği Tadelle, Sarelle gibi iki markanın üreticisi olarak biliniyor. Ordu ve Giresun fındığı Murat Yalçıntaş’tan çok şey bekliyor.
Çikolata devi Ferrero’yu hizaya getiren, fındığı ezmesine izin vermeyen Hilmi Güler, Murat Yalçıntaş’ın doğru adımlarına tam destek verebilir.
Bu arada Dr. Mehmet Hilmi Güler fındığa sadece çikolata ile destek vermiyor.
Fındık kabuğundan aktif karbon ithalatını önleyip cari açığa destek vermeye çalışıyor. Ayrıca fındık kapsülünden hayvan yemi çalışmasına imza attı. Hilmi Güler fındık için TÜBİTAK gibi çalışıyor. Başka çalışmalar da var. Mesela Ordu pidesini dünyaya açan Tamer Aktaş gıda ile ilgili her konuda fındığı kullanmak için AR-GE çalışmaları yapıyor.
Ve son olarak gelelim Gökhan Türkeş Öngel’e…
Küçük ev aletleri sektörünün önemli üreticilerinden biri… Markaları bulunuyor. Farklı sektörlerde yatırımı olan bir iş insanı…
Küçük ev aletleri sektörüne girişinin gerekçesini şu sözlerle anlatıyor;
- Bizim sektörümüz ülke açısından çok önemli. Gıda nasıl vazgeçilmez ise biz de öyleyiz. Gıda bizim ürünlerimizle sofraya geliyor. Tencere, tava, tabak hepsi bizde. Sektöre ilk girdiğimde, birçok kişi neden bu alana yöneldiğimi sorguladı. Benim amacım ithalatı azaltmak ve mümkünse ihracatla bu dengeyi artıya çevirebilmekti. Üretim tarafında yer almak risklidir ama biz bu riski göze aldık. Temel hedefimiz, ithalata ne kadar engel olabileceğimizi görmekti. Bu anlayış sadece kendi sektörüm için değil, tüm sektörler için geçerli. Ben kolektif kalkınmaya inanıyorum. Bireysel başarılar önemli olsa da, toplumun geneline katkı sağlayacak kolektif hamlelerin daha kıymetli olduğunu düşünüyorum. Züccaciye sektörü özelinde konuşursak, şu anda Türkiye’de ithalat–ihracat dengesinde artı veren nadir sektörlerden biriyiz. Bunda bizim de katkımız oldu. Bu nedenle mutluyum.
Evet bir Zihni Demir, bir Hilmi Güler ve bir Gökhan Türkeş Öngel kalkınmaya üçten fazla etki yapıyor. Neden hepimiz alanlarımızda bunu yapmaya çalışmıyoruz. Bu soruyu mutlaka sormalıyız.
Celal Toprak'ın önceki yazıları...