Çok acil KOBİ’leri yeşil dönüşüme hazırlamalıyız

Sesli Dinle
A -
A +
Türkiye’nin ihracatının yarısını gerçekleştirdiği Avrupa’da, iklim krizi dolayısıyla önemli kararlar alınıyor. Önce yeşil mutabakat ortaya çıktı. Bu konuda hazırlıklar yapılırken şimdi de AB’de sınırda karbon düzenleme mekanizması gündeme geldi. Türkiye’nin önde gelen kuruluşları bu konuları yakından izliyor. Avrupa ile ticari ilişkiler nedeniyle izlemek zorunda... Peki ya Türkiye ekonomisinin bel kemiği KOBİ’ler bu gelişmeleri ne kadar yakından takip ediyor.
 
İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Sultan Tepe, KOBİ’lerin de bu konularla yakından ilgilenmesi için çok önemli bir kampanya başlattı.
 
Uzun süredir bu gelişmeleri yakından takip ediyor. KOBİ’leri bilgilendirmeye çalışıyor. Hatta yaptıklarından dolayı kendisini “Yeşil Kadın” diye ifade edenlerin olduğunu duyuyoruz.
 
Sadece İstanbul’da değil Anadolu’da da kendisine başvuranların olduğunu duyuyoruz.
 
Mesela Adana Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç sürdürülebilirlik çalışmaları ile ilgili kendisinden bilgi alıyor. Yönetiminde olduğu İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği’nin (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz ona yeşil çalışmalarla ilgili tam yetki vermiş durumda.
Sultan Tepe yani Yeşil Kadın gelinen noktayı şu sözlerle aktarıyor:
 
“Biz bu işi sıkı takip ediyoruz. Hatta İstanbul Sanayi Odası’nda Sürdürülebilirlik Platformu oluşturduk. Küresel anlamda rekabetçi olabilmek için sanayinin daha yeşil, daha döngüsel ve daha dijital olması artık bir zorunluluk. Ekim başından itibaren demir-çelik, alüminyum, çimento, gübre, elektrik ve hidrojen sektörleri ile başlayacak sınırda karbon uygulaması 2025 yılına kadar devam edecek. Geçiş dönemini çok verimli kullanmalıyız. Sanayiciler olarak yeşil dönüşüm sürecindeki sorumluluklarımızın farkındayız ve bu konuda öncü olmak için çalışmalara hız verdik.”
 
Bu girişten sonra Sultan Tepe neler yaptıklarını ve bu konudaki önemli ülkeleri şaşırtacak gelişmelere imza atıklarını şu sözlerle anlattı:
 
-Yeşil dönüşüm bundan sonra vazgeçilemez. Tüm sektörler hiç ayak diremeden bu işi nasıl yapabileceğini hızlıca düşünmeye başlamalı. Biz bu işin peşine globalde düşüyoruz. Türkiye’de sektörlerin ne yaptığını takip ediyoruz ama “Dünya ne yapıyor ve nasıl yapıyor?” sorusu bizim için çok kıymetli. Bunun için 2023 yılında 3 önemli adım attık. Dünyanın sürdürülebilirlikteki en iyi ülkelerinin ne yaptıklarına baktık. Bu ülkelerden birincisi Finlandiya, ikincisi Hollanda, üçüncüsü ise İsviçre. Hepsinde yaklaşık 15-20 gün zaman geçirerek oranın sanayideki öncüleriyle görüşmeler yaptık. Bu görüşmelerde biz de Türk sanayisinin neler yaptığını anlattık. Çok şaşırdılar. Yaptıklarımız çok önemliydi çünkü. Bu konuya onlar kadar sahip olmadığımızı düşünüyorlar ancak yanılıyorlar. Onları çok şaşırtıp ilgilerini bu tarafa çekmelerini sağladık. Konuyu iyi bilip savunduğunuzda bu ülkelerin bazı yaptırımlarda geri çekilebileceklerini de gördük. Bunların hepsi çok kıymetli.
 
Son söz olarak KOBİ’lerin bu süreçteki rollerini aktardı Sultan Tepe… İşte o sözleri:
 
-Geçen sene COP 27’ye katılmıştık. Bu sene de çok iddialı bir şekilde Dubai’de COP 28’e katılacağız. Buraya katılırken büyük ölçekli firmalarla değil, KOBİ’lerle katılacağımızın altını çiziyoruz. Çünkü yeşil dönüşümde tüm dünya, büyük firmaların bunu zaten yapacağını, yapmak zorunda olduğunu ve çoğunun yaptığını biliyor. Ancak KOBİ’lere geldiğimizde iş çok tıkanıyor. Türk sanayisinin de yüzde 95’i KOBİ olduğu için biz bu sene onlarla birlikte gideceğiz. Olayı yerinde görsünler istiyoruz. COP 28’de onların başarı hikâyelerini duyuracağız.

Kemal Şahin zaferle çıktı

Nail Olpak DEİK’te göreve geldiğinden bu yana ticari diplomasiye büyük önem verdi. Bunun bir parçası olan Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) bünyesindeki Dünya Türk İş Konseyi'nin (DTİK) Genel Kurulu çok görkemli geçti. Ülke temsilcileri seçildi. Adaylar içinde en iddialı isimlerden biri Kemal Şahin oldu. Şahin, Almanya ülke temsilciliği seçimini kazanarak bu görevi üstlendi. Bundan sonra Almanya’daki Türk girişimcilerini o temsil edecek. Kemal Şahin aslında bu sistemin en başında vardı. Dolayısıyla seçilmesi bir hakkın verilmesi anlamına da geldi.

Hilmi Güler örnek bir yerel kalkınma projesini hayata geçirdi

Enerji Bakanlığı döneminde enerji verimliliğinden yenilenebilir enerjiyi birçok alanda kullanarak ilklere imza atan Hilmi Güler, Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiğinde aynı anlayışla hareket etti.
 
Ordu’da ekonomi fındığa bağımlıydı. Tek ürüne bağımlılığı alternatiflerle desteklemek önemliydi. Hilmi Güler ve ekibi buradan hareketle fındık altı tavukçuluğu başlattı. Ve fındıkların altında özgürce gezen tavuklardan yumurta üretimi işte böyle başladı.
 
Geçtiğimiz yıl Güvenilir Ürün Platformu’nun düzenlediği zirvede bu proje ile ilgili protokol imzalandı. İşe Cumhurbaşkanlığı tarafından desteklenen “Beni Hafife Alma” projeye dâhil oldu. Dahası Türkiye’nin en büyük perakende zincirlerinden Migros sistemde yer aldı. Yumurtaları alma sözü verdi.
 
O günden bugüne çok önemli gelişmeler oldu. Ordu yumurta üssü hâline geldi. Çoğunluğu kadınlardan oluşan üreticiler fındık dışında ek gelir sağladı. Yılda 35 milyon yumurta üretildi. Migros Grubu İcra Kurulu Üyesi Ekmel Nuri Baydur “Fındık ağaçlarının altında üretilen 35 milyon adet kafessiz yumurtaya, yerel kalkınma çerçevesinde Türkiye’nin dört bir yanındaki raflarımızda geniş yer veriyoruz” bilgisini aktardı.
 
Ordu Büyükşehir Belediyesi Başkanı ve Beni Hafife Alma Derneği Başkanı Hilmi Güler, “Kendi kendine yeten Ordu sloganı ile bu projeye dair ilk somut adımı attı. Et, süt ve çikolata gibi yeni ürünlerimiz yolda” açıklamasını yaptı.
Ve ortaya hep konuştuğumuz somut bir yerel kalkınma projesi çıktı. Artık yerel kalkınma projelerinde yarışma zamanı… Kim ne yapıyorsa buradan duyurmaya hazırız.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.